Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1569 E. 2023/4443 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açtığı boşanma davasının kabulü, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler, uygulanması gereken hukuk kuralları, delillerin değerlendirilmesi ve tarafların iddia ve savunmaları dikkate alınarak, davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/457 E., 2022/1515 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/439 E., 2020/35 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın vekili tarafından açılan davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekilince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkiline ve ailesine sürekli sinkaflı küfürler ettiğini, müvekkiline aşağılayıcı sözler söylediğini, davalının kumar oynadığını, düzenli bir geliri olmadığını, çalıştığı zamanlarda kumarhanede çalışıp kumar oynadığını bu yüzden müvekkilinin kredi ve kredi kartı borcu altında kaldığını, 2 yıl boyunca davalının borçlarını çalışarak ödemeye çalıştığını, davalının, müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, birlik görevlerinin yerine getirmediğini, bu nedenlerle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline bırakılmasına, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir- iştirak nafakasına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir -yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki öne sürülen iddiaların asılsız olduğunu, müvekkilinin şiddet uygulamasının söz konusu olmadığını, her ailede yaşanabilecek olayların davacı tarafından çarpıtılarak anlatıldığını, müvekkilinin evlilik birliğinin yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirdiğini, iddianın aksine davalı müvekkilinin asgari ücret ile çalıştığını ve evin geçimini bu ücretle sağlamaya çalıştığını, evlilik birliğinin devamına önem verdiğini ve eşini sevdiğini beyan ederek açılan davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların birlikteyken Ankara'da oturdukları, davalının davacıyı ailesinin oturduğu yer olan İstanbul'a uzun süre göndermediği, gönderdiğinde de yanına para vermediği, davacının yol parasının dahi annesi tarafından karşılandığı, davalının, davacının ailesinin müşterek eve gelmelerini istemediği ve ''yedi ceddinizin a...koyarım, sizin gibi aile olmaz olsun...'' dediği, davalının gerek eşine gerekse eşinin ailesine sinkaflı küfürler ettiği, en son davacının üzerine kapıyı kilitlediği ve komşuların açtığı telefonla davacıya kardeşinin alarak İstanbul'a getirdiği, davacının yarı felçli olduğu, davacının İstanbul'a gelmesinden sonra da davalının, davacının ailesini telefonla arayarak ''beni siz ayırdınız sizi öldüreceğim...'' şeklinde tehditler ettiği, ana avrat sinkaflı küfürler ettiği, doğru dürüst bir işinin olmadığı, davalı erkeğin boşanmada tam kusurlu olduğu, gerekçesiyle açılan boşanma davasının kabulü ile, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin davacı annesine verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, müşterek çocuk için boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren aylık 400,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının yasal koşulları oluşmayan yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacının usulüne uygun maddî tazminat talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının duyuma dayandığını,davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmeyeceğini, davacının nafaka, manevî tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini kabul etmediklerini, kararın hatalı olduğunu belirterek Mahkeme kararının kaldırılarak kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı gerekçesi ile kararın tümü yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı erkek vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının duyuma dayandığını,davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmeyeceğini, davacının nafaka, manevî tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini kabul etmediklerini, kararın hatalı olduğunu belirterek Mahkeme kararının kaldırılarak kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı gerekçesi ile kararın tümü yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.