Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1570 E. 2023/4663 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusurun belirlenmesi, tedbir nafakasına, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin ve miktarlarının uygunluğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve dosya kapsamı değerlendirilerek davalı erkeğin temyiz sebeplerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/122 E., 2022/1855 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/330 E., 2019/745 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanı fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına sürekli sözlü ve fiziksel şiddet uyguladığını, evli olduğunu saklayarak farklı kişilerle ilişki kurduğunu, düşük yaptığında erkeğin hastaneye dahi götürmediğini, evlendikten sonra eski evliliğinden olan iki çocuğu ve kendilerinin aile konutunda yaşayacağını söylemesine rağmen kayınvalidesi ve erkeğin erkek kardeşinin de ortak konutta kaldıklarını, kadının onlarla beraber yaşamak mecburiyetinde bırakıldığını, bağımsız konut sağlanmadığını, elektrik mühendisi olmamasına rağmen kendisini mühendis olarak tanıttığını ve sahte diploma düzenlediğini, kendisini internette bu şekilde tanıttığını, tüm mal varlığını, annesi, ablası ve ablasının kızı ile çalışanlar üzerine yaptığını, küfür ettiğini, hakaret ettiğini, para vermeyerek yükümlülükleri yerine getirmediğini, birden fazla kişi ile aldattığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci, 162 nci, 163 üncü ve 166 ncı maddeleri gereğince boşanmalarına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, annesinin 78 yaşında olup müvekkili ile birlikte yaşadığını, müvekkilinin annesinden ayrı yaşayacağı hususunda kadına bir söz vermediğini, ilk eşinden olan çocuklarına boşandıktan sonra annesinin baktığını, müvekkilinin ağabeyinin de taraflar evlenmeden önce müvekkilinin evinde kalmaya başladığını, kadının da bunu kabul ettiğini, müvekkilinin mühendis olduğunu iddia etmediğini, oğlunun espiri amaçlı diploma oluşturduğunu, kadının aşırı kıskanç olduğunu, ayrılık kararı aldıklarını ve hiçbir zorlama olmadan 28.07.2017 tarihinde kadının ortak konuttan ayrıldığını, ailesinin evine bıraktığını, asıl kusurlu olan tarafın kadın olduğunu belirterek davacının boşanma dışındaki tüm taleplerinin reddine, kadının kusurlu hareketleri ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; evlilik birliği içerisindeyken davalının davacının yaralanmasına sebep olduğu, başka kadınlarla görüşmek suretiyle güven sarsıcı davranışlar içerisinde bulunduğu, davacının da davalıya küfür ve hakaret ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davacının çalışmadığı, ev hanımı olduğu, gelirinin bulunmadığı gerekçesiyle kadın alehine aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, yasal koşulları oluşmadığından kadının 4721 sayılı Kanun'un 161,162 ve 163 üncü maddelerine dayalı boşanma taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebep olan olaylarda kadının kusuru olmayıp erkeğin tam kusurlu olduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kusuru olmayıp kadının kusurlu olduğunu, kadın lehine tazminatlara hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kadının geliri olduğunu ve lehine nafakalara hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek; davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kadına kusur olarak yüklenen erkeğe küfür ve hakaret ettiği vakıasına dayanılmadığı, vakıa olarak dayanılmayan hususların tanık beyanında geçmesi nedeniyle kadına kusur olarak verilemeyeceği, kadına izafe edilecek başkaca kusurun bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurlu eylemlerin sabit olduğu, izafe edilecek başkaca husus bulunmadığı, erkeğin kusura yönelik istinaf talebinin reddine, kadının kusura yönelik istinaf talebinin kabulüne, kadının kusursuz, erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitine, kadının SGK kayıtları dikkate alındığında 20.08.2020 tarihinden itibaren 4/b kapsamında çalışmaya başladığı ve halen çalıştığı, tedbir nafakasının dava tarihinden çalışmaya başladığı tarihe kadar takdir edilmesi gerektiği, nafaka miktarının hakkaniyete uygun ve yeterli olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi koşullarının lehine oluşmayacağı gerekçesiyle kadının tedbir ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin reddine, erkeğin tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının 2 nci bendinin kaldırılmasına, kadının tedbir nafakası talebinin kısmen kabulüne, dava tarihi olan 09.05.2018 tarihinden 20.08.2020 tarihine kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının dava dilekçesinde evli oldukları sürece çalışmamasından kaynaklı 500.000,00 TL maddî tazminat talebinde bulunduğu, talebinin 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki boşanmanın fer'i olan maddî tazminat kapsamında olmadığı, bağımsız bir talep olarak ayrı harca tabi olduğu, başvurma harcının dava dilekçesindeki bütün talepleri kapsadığından yeniden başvuru harcı alınması gerekmediği ancak talebin niteliğine göre alınması gerekli nispi peşin harcın tamamlanması için kadına süre verilmesi, tamamlandığı takdirde davanın esasına girilmesi, tamamlanmadığı takdirde Harçlar Kanunu'nun 30 uncu maddesinde gösterilen usulde işlem yapılması gerekirken, bu işlemler yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle kadının ve erkeğin maddî tazminata yönelik istinaf taleplerinin diğer yönler incelenmeksizin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının 3 üncü bendinin kaldırılmasına, açıklanan hususlara riayet edilerek gerektirdiğinde görev hususu da değerlendirilerek karar verilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, tarafların diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sürdürülememesinde kadın daha fazla kusurlu iken erkeğin daha fazla kusurlu bulunmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kadının kendi kusuru ile yaralandığını, erkeğin kusurlarının ispatlanmadığını, kadın lehine tedbir nafakası ve tazminatlara hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tedbir nafakası, maddî ve manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; taraflar arasındaki boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, kadın lehine tedbir nafakasına ve tazminatlara hükmedilmesinin ve miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.