"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2447 E., 2022/2395 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/22 E., 2021/104 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bağımsız konut temin etmediğini, kadına defol git dediğini, erkek ve ailesinin kadına sürekli şiddet uyguladığını, kadının ailesine hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, erkeğin, ablasının kocasının kadını elle ve sözle taciz ettiğini bu durumu erkeğe söylemesine rağmen erkeğin sessiz kaldığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının, erkeğe ilgi göstermediğini, cinsel ilişkiden kaçındığını, yatağını ayırdığını, sürekli argo kelimeler kullandığını, sürekli yalan söylediğini, yatağına idrar kaçırdığını, yemek hazırlamadığını, eşinden gizlediği ikinci telefon ile bilinmeyen kişilerle irtibat kurduğunu, aldattığını, sık sık tuvalete giderek telefon görüşmesi yaptığını, kendisine zarar verdiğini, çocuğa şiddet uyguladığını, aile içi mahremiyete özen göstermediğini, erkeğin yeğenini bir şey söylemeyecek misin yoksa annenle babanı ayırırım diyerek tehdit ettiğini, erkeğin annesine şiddet uyguladığını, gereğinden çok maddî taleplerde bulunduğunu belirterek davanın reddine aksi halde tarafların boşanmaları ile çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin düzenli bir işi olmadığı, kadına kredi çektirdiği, bağımsız konut tahsis etmediği, annesinin kadına sürekli hakaret ve küfür ettiği, kadının ise çocuğa şiddet uyguladığı, erkeği görünce yanından ayrıldığı, erkeğin annesinin evde kadına ait ikinci bir telefon bulduğu ve bu durumun kapanması için kayınvalidesine ısrar ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, sosyal inceleme raporları, dosya kapsamı ve üstün yararı gereğince ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 15.000,00 TL maddî tazminata, kadının çalıştığı , düzenli ve yeterli geliri olduğu gerekçesiyle tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, yasal koşulları oluşmadığı gerekçesiyle kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurları karşısında manevî tazminata hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, maddî tazminat miktarının az olduğunu, ortak çocuğun yaşının küçük olması ve çocuğun menfaati gereğince velâyetinin anneye verilmesi gerekirken babaya verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki süresi, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat talebinin reddi, maddî tazminatın miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sona ermesinde kadının tam kusurlu olduğunu, erkek lehine tazminatlara hükmedilmesi gerekirken kadın lehine maddî tazminata hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat, erkek lehine manevî tazminat verilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe yüklenen kadına kredi çektirdiği hususunun vakıa olmadığı halde bu hususta kusur verilmesinin hatalı olduğu, erkeğe yüklenen kusurlardan kayınvalidenin kadına sürekli hakaret ve küfür ettiği hususunda dinlenen tanık beyanlarının soyut ve duyuma dayalı oldukları halde bu hususta erkeğe kusur verilmesinin hatalı olduğu, kadının erkeğin eniştesi ...'in kendisine sarkıntılık yaptığını söylemesine rağmen erkeğin kadının bu iddiasını ciddiye alarak bu olayın doğruluğunu araştırması gerekirken buna inanmamasının erkeğe kusur olarak verilmesi gerektiği, zira erkeğin kadının bu iddiasına inanmadığının kolluk beyanındaki ifadesi ile sabit olduğu, erkeğe verilen diğer kusurların sabit olduğu, kadına yüklenen erkeğin annesinin, kadına ait ikinci telefonu bulmasının ve kadının, erkeği görünce yanından ayrıldığı yönündeki kusurların tanık ...'nin beyanlarının soyut olduğundan bu hususlarda kadına kusur verilmesinin hatalı olduğu, ceza dosyasından davacı kadın ile tanıklar ..., ... ve ... arasında husumet bulunduğunun anlaşıldığı ve davacının husumet iddiasını ileri sürdüğünden bu tanıkların beyanlarının hükme esas alınmamasının doğru ve yerinde olduğu, kadına verilen çocuğa şiddet uyguladığı kusurunun doğru ve yerinde olduğu, kadının başka kusurunun ispatlanamadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin kusura yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, kadın lehine tedbir nafakası hükmedilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, tarafların gelirlerinin birbirine yakın olduğu gerekçesiyle kadın lehine yoksulluk nafakası verilmemesinin doğru ve yerinde olduğuna, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat miktarının ölçülülük ilkesine göre az olduğu gerkeçesiyle kadın lehine 18.000,00 TL maddî tazminata, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, verilen kusurların karşı tarafın kişilik haklarını zedelemesi, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kişilik hakları zedelenen kadın yararına manevî tazminat verilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadın lehine 18.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin dilekçeler aşamasında maddî tazminat talebinin bulunmadığı gibi geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, ağır kusurlu erkek yararına manevî tazminat koşullarının oluşmadığı, ağır kusurlu erkek lehine manevî tazminat verilemeyeceğinden erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin maddî tazminat talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde de belirtilen sebeplerle kusur belirlemesi, tedbir nafakasının ve tazminatların miktarı, yoksulluk nafakasının reddi, velâyet yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde de belirtilen sebeplerle kusur belirlemesi, tedbir nafakası ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, kadın lehine tedbir nafakası ve tazminatlara hükmedilmesinin ve miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin baya verilmesinin çocuğun üstün menfaatine olup olmadığı, kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 336 ncı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.