"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının ortadan kaldırılmasına, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davaların reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesi ile özetle; erkeğin kıskanç olduğunu, ailesine hakaret ettiğini, davacıyı evden kovduğunu iddia ederek evlilik birliği temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile özetle; davacının iddialarının doğru olmadığını, davacının Fetö üyesi gruplar ile faaliyetlerini sürdürdüğünü, davalının bu toplantılara katılmasını istemediğini, buna rağmen davacının bu davranışlarını sürdürmesi nedeniyle aralarında tartışma yaşandığını, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne evlilik birliği temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî, 50.000 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 13.03.2018 tarihli ve 2016/737 Esas, 2018/213 Karar sayılı kararıyla; her iki davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri kendi davalarının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.10.2020 tarihli ve 2018/1717 Esas, 2020/1701 Karar sayılı kararıyla; hükmün usul ve kanuna uygun olması sebebiyle tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 21.04.2021 tarihli ilamı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından tarafların dava açıldıktan sonra aralarında yaşanan olayları affettikleri belirtilmiş ise de, tarafların kusurlu davranışlarına ilişkin herhangi bir tespitte bulunulmadığı gibi hangi olayın sabit olduğu ve af kapsamında kalan kusurlar gerekçede tartışılmadığı, Mahkemece tarafların sabit kabul edilen kusurlarına ilişkin tespit yapıldıktan sonra af hususunun değerlendirilmesi gerektiği, hüküm bu yönüyle yeterli gerekçeden yoksun olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince verilen her iki davanın reddine yönelik karara karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 29.06.2022 tarihli ilamı ile daha önceki bozma ilamında, Mahkemece, tarafların kusurlu davranışlarına ilişkin herhangi bir tespitte bulunulmadığı, hangi olayın sabit olduğu ve af kapsamında kalan kusurların gerekçede tartışılmadığı belirtildiği, o halde Mahkemece, tarafların kusurlu davranışlarına, hangi olayın sabit olduğuna ve af kapsamında kalan kusurlu davranışların nelerden ibaret olduğuna ilişkin gerekçede bir tespitte bulunması, bozma ilamına uygun hüküm kurulması gerekirken, bozma ilamına uyulmasına rağmen yeterli gerekçeden yoksun şekilde karar oluşturulması usul ve kanuna aykırı olduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; Mahkemece bozmaya uyulduğu, davacı ve davalının dava dilekçesinde belirtilen ve birbirlerine yüklenen kusurların hepsini yargılama aşamasında birbirlerine gönderdikleri uzun süreli devam eden karşılıklı mesajları ile affettikleri, Mahkemece bu yönde kanaat oluştuğundan ve tarafların birbirleri mesaj aracılığıyla iletişim kurarak birlikte yaşama, birbirlerine sevdiklerine ilişkin beyanları Mahkemece af kapsamında değerlendirilmiş bunun tüm kusurları kapsayacağı, varsa hangi kusurun af kapsamında olacağının değerlendirilemeyeceğinden asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Taraf vekilleri kendi davalarının reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu, davalı- karşı davacı erkek vekili Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen gereği yerine getirilmediğini ileri sürerek; kendi davalarının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak ölçüde geçimsizliğin olup olmadığı, var ise geçimsizliğin kimin kusurundan kaynaklandığı ve bu kusurlu davranışların taraflarca affedilip affedilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( 6100 sayılı Kanun) 297 inci maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm, Dairemizin 21.04.2021 tarih 2020/6954 Esas, 2021/2408 Karar sayılı ilamı ile "...İlk Derece Mahkemesi tarafından tarafların dava açıldıktan sonra aralarında yaşanan olayları affettikleri belirtilmiş ise de, tarafların kusurlu davranışlarına ilişkin herhangi bir tespitte bulunulmadığı gibi hangi olayın sabit olduğu ve af kapsamında kalan kusurlar gerekçede tartışılmamıştır. Mahkemece tarafların sabit kabul edilen kusurlarına ilişkin tespit yapıldıktan sonra af hususunun değerlendirilmesi gerekir. Hüküm bu yönüyle yeterli gerekçeden yoksundur. Açıklanan nedenlerle karar, 6100 sayılı Kanun'un 297 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki unsurları içermemektedir. Bu haliyle gerekçesiz şekilde karar oluşturulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma kararına uyulmuş, Mahkemece verilen yeni hükmünde bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereği yerine getirilmediğinden bahisle Dairenin 29.06.2022 tarihli ilamı ile yeniden bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece ikinci bozma ilamına uyularak verilen 19.10.2022 tarih, 2022/474 Esas, 2022/627 Karar sayılı kararda, bozma ilamında belirtildiği halde, yine tarafların kusurlu davranışlarına ilişkin herhangi bir tespitte bulunulmadığı, hangi olayın sabit olduğu ve af kapsamında kaldığı gerekçede tartışılmadığı anlaşılmaktadır. Bozma kararına uyulması halinde, bozma gereğinin aynen yerine getirilmesi gerekmektedir. O halde Mahkemece, tarafların kusurlu davranışlarına, hangi olayın sabit olduğuna ve af kapsamında kalan kusurlu davranışların nelerden ibaret olduğuna ilişkin gerekçede bir tespitte bulunması, bozma ilamına uygun hüküm kurulması gerekirken, 6100 sayılı Kanun'un 297 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki unsurları içermeyerek, yeterli gerekçeden yoksun şekilde bozma ilamına uyulmasına rağmen karar oluşturulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
23.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.