Logo

2. Hukuk Dairesi2023/158 E. 2024/1535 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası kapsamında katkı payı alacağı talebinde bulunulması üzerine, davalı erkeğe yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmadığı, davacı kadının taşınmazın edinilmesinde katkısının bulunup bulunmadığı ve katkı payı miktarının tespiti hususlarında ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğe yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu, davacı kadının taşınmazın edinilmesinde katkısının bulunduğuna dair tanık beyanları ve bilirkişi raporlarıyla birlikte tüm dosya kapsamı değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2020 E., 2022/2037 K.

DAVA TARİHİ : 18.09.2018

KARAR : Esastan ret

Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ve davalının Fransa'da işçi olarak çalışarak elde ettikleri birikimleri ile davalı adına 10947 ada 14 parsel (eski 1253 ada 618 parsel) 1 nolu bağımsız bölümün satın alındığını, taşınmazı davalının boşanma aşamasında sattığını belirterek; bilirkişi incelemesi sonucu ortaya çıkacak gerçek değerle ilgili fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 27.500,00 TL alacağın faizi ile birlikte tahsili tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı kadın vekili 09.03.2022 tarihli dilekçesinde; talep miktarını bilirkişi raporu doğrultusunda artırarak toplam 128.726,59 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı erkek süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

2. Davalı vekili 25.06.2021 tarihli dilekçesinde; müvekkiline yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığını, davacının tarafların yurtdışında oturma izni alabilmesi için çalışıyor gibi gösterildiğini, davacının çalışmadığını bankadan kredi çekilerek taşınmazın alındığını ve kredi ödemelerini müvekkilinin yaptığını, müvekkilinin taşımazı ortak çocuklarının düğün masrafları için sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, her ne kadar davalı tarafça dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, bu sebeple delillerini sunamadığı öne sürülmüş ise de; davalı tarafın sunduğu belgelerde ikamet adresinin dava dilekçesinin tebliğ edildiği adres olduğu, bu adrese davalının iddia ettiği şekilde uzaklaştırma kararının verilmediği anlaşılmakla davalı tarafça süresinde cevap dilekçesi sunulmadığından, çalışmasına karşılık belgeleri dışındaki delilleri toplanmadığı; dosya kapsamında alınan raporların denetime açık, hüküm kurmaya elverişli olduğu; dinlenen tanıkların davacı kadının da evin alınmasında katkısının bulunduğunu, daha sonra davalı tarafından satılan evin davacının payına düşen kısmın davacıya verilmediğini beyan ettikleri; tüm dosya kapsamı, dosya arasında bulunan bilirkişi raporları, tanık beyanları doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile, 27.500,00 TL’nin dava tarihi olan 18.09.2018 tarihinden, 101.225,59 TL'nin ıslah tarihi olan 09.03.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; müvekkiline yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, tebligatın yapıldığı adreste müvekkilinin tebligatın yapıldığı adreste oturmadığını, savunma hakkının zedelendiğini, taşınmazın muvazaalı olarak satılmadığını, taşınmazın bedelinin tamamının müvekkili tarafından ödendiğini, davacının katkısının olmadığını, tanık beyanlarının yanlı olduğunu, tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği; dava dilekçesi ve tensip tutanağının davalıya Strazburg Başkonsolosluğu tarafından 01.12.2018 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun (7201 sayılı Kanun) 25/a maddesi uyarınca tebliğ edildiği, Strazburg Başkonsolosluğunun davalıya tebliğ evrakının bulunduğunu ve Başkonsolosluktan evrakı tebliğden itibaren 30 gün içinde alması gerektiğini, aksi halde süre sonunda belgenin tarafına tebliğ edilmiş sayılacağını dair muhtırayı içeren davetiyeyi davalının ikamet ettiği belirlenen adresine iadeli taahhütlü olarak 01.11.2018 gönderdiği, davetiyenin adreste teslim alınmadığı; davalının yasal süre içinde tebliğ belgelerini almadığı, tebliğatın usulüne uygun olup davalının süresinde davaya cevap vermediği; tasfiye konusu taşınmazın davalı adına 25.08.1999 tarihinde satın alındığı, 24.05.2016 tarihinde satıldığı; davalının taşınmazı fiili ayrılık döneminde ve tasfiyeden geriye dönük bir yıllık dönemde sattığı, tasfiyeye dahil edilmesinde usulsüzlük bulunmadığı, davacının taşınmazdan kaynaklı katkı payı alacağı talep etme hakkı bulunduğu, dinlenen tanık beyanları, her iki tarafın sunduğu çalışma kayıt ve belgeleri, alınan bilirkişi raporları kapsamında davacının taşınmazdan kaynaklı 128.725,59 TL katkı payı alacağının bulunduğunun sabit olduğu, alınan bilirkişi raporlarının dosya kapsamında toplanan delillere ve kanuna uygun açık denetlenebilir nitelikte olduğu gerekçesiyle; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; müvekkiline yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, tebligatın yapıldığı adreste müvekkilinin tebligatın yapıldığı adreste oturmadığını, savunma hakkının zedelendiğini, taşınmazın muvazaalı olarak satılmadığını, taşınmazın bedelinin tamamının müvekkili tarafından ödendiğini, davacının katkısının olmadığını, tanık beyanlarının yanlı olduğunu, tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tebligatların usulüne uygun olup olmadığı, katkının ispatı, eklenecek değer ve katkı payı oranı noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 646 ncı maddesi; 7201 sayılı Kanun'un 25/a maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.