Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1606 E. 2023/4901 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, tarafların kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının hukuka uygunluğu hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tanık beyanları ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları değerlendirilerek, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında Bölge Adliye Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gözetilerek, davalı kadının tedbir nafakalarına ilişkin temyiz isteminin reddine, sair hususlardaki temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2006 E., 2022/2972 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/179 E., 2021/472 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından tamamı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle, istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen ara karar ile ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL ve kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş ve İlk Derece Mahkemesi kararına davalı kadın vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmamıştır. Bölge Adliye Mahkemesince kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakaları yönünden İlk Derece Mahkemesi kararından farklı, kadın aleyhine yeni bir hüküm tesis edilmemiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan kadının Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı ortak çocuk ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakalarının miktarı yönünden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, kadının ortak çocuk ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakalarının miktarına dair temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

Davalı kadının reddedilen yön dışındaki yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının agresif ve kavgacı olduğunu, erkek ailesine gittiğinde veya arkadaşları ile görüştüğünde kavga çıkardığını, kendisine araba alınmadı diye eşi ile tartıştığını, son dönemlerde güven sarsıcı davranışları olduğunu, erkeğe ne zaman işe gideceğini ve işten ne zaman döneceğini sorduğunu, cinsel olarak uzak durduğunu ve dışarıda zaman geçirdiğini ve erkeğin eşinin sadakatsiz olduğunu ve eve bir erkek aldığını öğrendiğinde evden ayrıldığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; kadın hakkındaki iddiaların doğru olmadığını,.....'nin kadının eski iş yerinden komşusu olduğunu ve kadının ... ile tarafların ortak çocuğunun rahatsızlığı ve kadının İ.'nin dükkanından eşine alacağı bir hediye nedeniyle telefonda görüştüğünü, geçimsiz, kavgacı ve ilgisiz olanın erkek olduğunu, eşine "şişmansın" diyerek aşağıladığını, erkeğin birlik görevlerini yerine getirmeyip sürekli alkol aldığını ve en son evden ayrıldığını iddia ederek davanın reddini istemiş, davanın kabulüne karar verilmesi halinde ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, ara kararla kadın yararına aylık 400,00 TL anne yanında bulunan ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, esas hükümle ise evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanamadığı gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının sadakatsiz olduğunun tanık beyanları ve telefon kayıtları ile ispatlandığını ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek; tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda dosya kapsamındaki delillere ve özellikle tanık ....'nin beyanlarına göre .... isimli erkek ile görüşerek sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan kadının tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, tam kusurlu kadın eşin maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hak kazanamayacağı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ...'ın velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir ve 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talebinin reddine ve erkek yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tanık ....'nin beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, kadının doğum yapmış olması nedeniyle evine sürekli ziyarete gelen kişiler olduğunu, eşi ile de gün içinde devamlı görüntülü konuştuğunu, bu nedenlerle eşini aldatmasının mümkün olmadığını,....'nin kadının eski iş yerinden komşusu olduğunu ve kadının.... ile tarafların ortak çocuğunun rahatsızlığı ve kadının...'nin dükkanından eşine alacağı bir hediye nedeniyle telefonda görüştüğünü, boşanmaya hükmedilecekse erkeğe kusur atfı gerektiğini, erkeğin birlik görevlerini yerine getirmeyip sürekli alkol aldığını, çocuk ve kadın yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarının az olduğunu, erkeğin tazminata hak kazanamayacağını, tazminat miktarlarının fahiş olduğunu ve kararın bu nedenlerle usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kadına yüklenen kusurlu davranışın gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanamayacağı, yasal koşulları var ise erkek yararına hükmedilen tazminatların ve ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 182 nci maddeleri, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları ve 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Davalı kadın vekilinin kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakalarının miktarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.