"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1830 E., 2022/2920 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/483 E., 2021/206 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer' ilere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının diğer, erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının çok kıskanç olduğunu, müvekkile "öküz şerefsiz manyak" şeklinde hakaretler ettiğini, müvekkilin ilk defa eşinden böyle şeyler duyunca terapiste gitmeyi önerdiğini ancak kadının kabul etmediğini, müvekkilin ortamdan uzaklaşmak istediğinde de eline aldığı bıçakla müvekkile gidemezsin dediğini, müvekkilin annesini de arayarak ...'e hakaret ettiğini, ertesi gün müvekkilin işe gitmek istediğinde kapının kilitli olduğunu, müvekkilin annesi geldiğinde kadını ikna edemediğini ve müvekkilin o gün işe gidemediğini, akşama kadının ailesinin ziyarete geldiklerinde müvekkilin olanları anlattığını ailesinin de kızlarının yorulduğunu ortam değişikliğinin iyi geleceğini söyleyerek kadını ve çocuğu alarak Denizli'ye gittiklerini, iki hafta sonra kadının işinden izin alarak eşinin yanına geldiğini, ikinci çocuğa hamile kalınca müvekkilin izni olmaksızın çocuğu aldırmak istediğini, müvekkilin eşine bu konuda yardımcı olmaları için kadının ailesinin bulunduğu Denizli'ye taşınmayı teklif ettiğini ve tarafların kadının anne babasının alt katındaki daireye yerleştiklerini, bir süre sonra davalının kıskançlık hastalığının nüksettiğini müvekkilin telefonlarını karıştırarak müvekkili zor durumda bıraktığını, ortak çocukları da müvekkilden kıskandığını, çocukları müvekkille parka dahi göndermediğini, çocuklarına baba ile oynarsan benimle oynayamazsın şeklinde sözlerle çocukların psikolojisini bozduğunu, müvekkil geldiği saatlerde çocukları uyutarak çocukların odasına girmesine mani olduğunu, müvekkilin çocuklarına hasret kaldığını, çocuklarla vakit geçiremediğini, bir süre sonra çocuğun "anne babaya bir şey söyleyebilirmiyim, babayla oynayabilir miyim" şeklinde izin ister olduğunu, hatta çocuklar baba dediğinde davalının kızdığını, müvekkilin iş için şehir dışına çıktığı dönemde gece yarısı kaldığı otelin tüm alanlarını videoya çektirdiğini, son olarak 17.08.2019 tarihinde çocuklarla birlikte tatil dönüşü sırasında tarafların tartıştıklarını, birbirlerini ittiklerini, müvekkilin yatmak için odaya gittiğinde kadının "defol git istemiyorum seni" diyerek müvekkili kovduğunu, ertesi gün de evden kovduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babasına verilmesine, erkek yararına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiş, davacının asosyal bir yapısı olduğunu, bu yetersizliğini de kadını döverek telafi etmeye çalıştığını, 6 yıllık evlilikleri süresince ne bir arkadaş ne bir akrabalarıyla gidip gelmediklerini, işten eve gelince çocuklarla ve eşi ile ilgilenmek yerine cep telefonu ile ilgilendiğini, eşine ve çocuklarına ilgisiz olduğunu, öfkesini kontrol edemediğini, çocukların gözü önünde müvekkili dövdüğünü, öfkesi geçince hiçbir şey olmamış gibi davranıp müvekkilden aynı şekilde davranmasını beklediğini, 01.12.2018 günü uzunca bir dayaktan sonra kadının kolunu kırdığını, müvekkilinin korkudan polise gitmediğini, ev kazası diyerek geçiştirdiğini, erkeğin kızdığı zaman sadece kadına değil evdeki eşyalara da zarar verdiğini, eline geçirdiğini kırıp döktüğünü, tarafların ve çocukların 17.08.2019 günü tatilde iken büyük oğlanın ayağını incitmesi üzerine çıkan tartışmada müvekkilini dövdüğünü, boğazını sıktığını, annesinin araya girdiğini, ertesi gün de çıkan tartışmada tekrar şiddet uyguladığını, orada bulunanların erkeği güçlükle yatıştırdığını, müvekkilin babasının erkeği havan değişsin diyerek evden uzaklaştırdığını ancak erkeğin eşyalarını toplayıp Denizli'ye döndüğünü, herkesin içinde şiddet uygulayıp sonrada suç bastırmak için dava açtığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin annesine verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı- karşı davacı kadının aşırı kıskanç yapıda olduğu, erkeğe küfür ettiği, ortak çocukların babaları ile sağlıklı baba- evlat ilişkisi kurmasını engelleyecek tarzda hareketler sergilediği, davacı- karşı davalı erkeğin ise kadına hakaret ettiği, şiddet uyguladığı, çocuklarının eğitimi konusunda baskıcı tutumlar sergilediği, bu haliyle her iki tarafın da eşit kusurlu olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurlu görüldüğünden ve koşulları oluşmadığından tarafların tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerektiği, anne bakım ve şefkatine muhtaç olan ve anne yanında kalan ortak çocukların velâyetlerinin annelerine verilmesi gerektiği, tarafların ekonomik sosyal durumları ile ortak çocukların ihtiyaçları, anne- baba her iki tarafın da güçleri oranında çocukların ihtiyaçlarını karşılama yükümlülüklerinin bulunduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, velâyet, iştirak nafakasının miktarı, erkeğin reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kişisel ilişki süresi, iştirak nafakasının miktarı, kadının reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince, "...davalı- karşı davacı kadının aşırı kıskanç yapıda olduğu, ayrıca davacı eşine karşı küfür edip, ortak çocukların babaları ile sağlıklı baba- evlat ilişkisi kurmasını engelleyecek tarzda hareketler sergilediği, davacı- karşı davalı kocanın da davalı- karşı davacı eşine karşı hakaret edip şiddet uyguladığı, ayrıca çocuklarının eğitimi konusunda baskıcı tutumlar sergilediği, bu haliyle her iki tarafın da eşit kusurlu olup, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı..." gerekçesi ile eşlerin boşanmalarına karar verilmiş ise de sözkonusu tespit ve değelendirmelerin dosya kapsamında sunulan delillerle uyumlu olmadığı, yapılan inceleme ve toplanan delillerden; Mahkemece taraflara izafe edilen kusurlar yanında erkeğin sürekli olarak eşine şiddet uyguladığı, gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödemesini isteyebileceği, kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşullarının oluştuğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile hakkaniyet ilkesine göre kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özelilikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, erkeğin tüm, kadının ise diğer istinaf itirazlarının yersiz olduğu gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı erkek vekili; istinaf kararının gerekçesiz olduğunu, annelerinin çocukaları babalarından soğutmaya çalıştığını, tazminat ve nafaka miktarlarının fahiş olduğunu, boşanmaya sebep olan olaylarda müvekkilinin kusuru bulunmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı kadın vekili; kadına kusur yüklenmesinin isabetli olmadığını, nafaka ve tazminat miktarlarının düşük olduğunu, babalarının çocuklara şiddet uyguladığını, kişisel ilişki süresinin fazla olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı, kişisel ilişkinin süresi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına olup olmadığı, ortak çocukların velâyetinin annesine verilmesinin çocukların üstün yararına, yaşına, gelişimine uygun olup olmadığı, çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocukların ihtiyaçlarını karşılamaya uygun olup olmadığı, çocuklar ile babaları arasında kurulan kişisel ilişki süresinin çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 323 üncü, 330 uncu, 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.