"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1847 E., 2022/3057 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/191 E., 2021/257 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının ziynet alacağı davasının ve boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine, ziynet ve ev eşyası alacağı talebinin tefrikine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevap dilekçesinde; erkeğin, şiddet uyguladığını, davalının "sen neyi güzel yapıyorsun ki bunu yapabilesin" ifadelerini kullanarak müvekkilini aşağıladığını, davalının evin kapısını kilitleyip müvekkilinin dışarıya çıkmasını engellediğini, müvekkiline hakaret ettiğini, müvekkilinin ailesinin ziyarete gitmesine izin vermediğini, çalışmasını istemediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata ve ziynet ve ev eşyası taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; erkek hakkındaki iddiaların doğru olmadığını, iddiaların gerçek dışı ve asılsız olduğunu, eşini sevdiğini, kadının evi terk ettiğini, düğünde takılan ziynet eşyalarını kasadan aldığını, doğum için hastaneye gittiğinde kadın ve kadının ailesinin kovduğunu, boşanmak istemediği açıklayarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadına şiddet uygulayan erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına karşı şiddet uygulayan erkeğin bu eyleminin kadının kişilik haklarını ve boşanma ile beklenen menfaatini zedelendiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat, evlilikte geçen süre dikkate alınarak kadının tazminat taleplerinin kabulüne karar verildiği, tarafların yapılan ekonomik durum araştırmalarına göre kadının boşanma ile yoksulluğa düşme koşulunun oluşacağından kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verildiği, ortak çocuğun velâyeti hususunda velâyetin ortak verilmesi öncelikle düşünülmesi gerekse de taraflar arasında yaşanan anlaşmazlıklar ve gelinen aşamada velâyetin ortak verilmesinin küçüğün menfaatine uygun olmayacağı nazara alınarak, düzenlenen rapor dikkate alınarak tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında her ayın 2. ve 4 . Cumartesi günleri saat 09:00-19:00 saatleri arasında, dini bayramların 2. günü saat 09:00 ile 3. günü saat 19:00 saatleri arasında, her yıl sömestre tatilinin ilk günü saat 09:00 ile yedinci günü saat 18:00 arasında, her yıl Temmuz ayının 1. günü saat 09:00'dan 31 Temmuz saat 19:00 arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için doğum tarihinden itibaren 500,00 TL tedbir, 600,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 500,00 TL tedbir, 600,00 TL yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL manevî 20.000,00 TL maddî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine , kadının ziynet ve ev eşyası talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilliri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminatların miktarına ziynet ve eşya alacağının kabul edilmeyen kısmına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı kadının iki tane tanık dinlettiğini onların da çok yakın akrabaları olduğunu, evlilik birlikteliği içerisinde bir kez gerçekleşen olay için boşanmaya karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tazminat taleplerinin ve kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulü ve miktarının hukuka aykırı olduğunu, ortak çocuğun velâyet hakkı konusunda ortak velâyet yönünde hüküm kurulmasının çocuğun geleceği için faydasına olduğunu, kişisel ilişkinin yatılı olarak kurulmadığını bu durumun çocuğun gelişimi ve çocuğun baba sevgisinden mahrum kalmasına yol açtığını, müvekkilinin Cumartesi günü çalıştığını, Cumartesi gününün Pazar günü olarak düzeltilmesine karar verilmesini, ziynet ve ev eşyalarının kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını beyanla bu yönlerinden kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminatların miktarının düşük olduğunu, beyanla miktarlar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kanun yolu dilekçesini aynen tekrar ederek tazminatların ve yoksulluk nafakasının kabulü ve miktarının, ortak çocuğun velâyet hakkı konusunda ortak velâyet yönünde hüküm kurulmamasını, kişisel ilişkinin yatılı olarak kurulmamasının çocuğun gelişimi ve çocuğun baba sevgisinden mahrum kalmasına yol açtığını, müvekkilinin Cumartesi günü çalıştığını, Cumartesi gününün Pazar günü olarak düzeltilmesine karar verilmesini beyanla kusur, yoksulluk nafakası, tazminatlar, velâyet ve kişisel ilişki yönlerinden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğe yüklenen kusurulu davranışların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadına yüklenecek kusur bulunup bulunmadığı, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönünden kadının taleplerinin kabul edilmesinin doğru olup olmadığı, doğru ise miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesi, çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişki şeklinin babalık duygularını tatmine ve çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci, 182 nci, 330 uncu, 335 inci vd. maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmenin 3 üncü, 9 uncu, 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Ayrıca Sözleşmenin 330 uncu, 335 inci vd. maddesi, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 4 üncü maddesinin (b) bendi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin ve davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, çocuğun sağlık durumu, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Somut olayda,velâyeti anneye bırakılan 15.03.2019 doğumlu müşterek çocuk ... ... ile baba arasında kurulan kişisel ilişki babalık duygusunun tatminini sağlamaktan uzak olup en azından ayda bir hafta sonu çocuğun yaşı ve sağlık durumu dikkate alınarak uygun süreli ve yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmamış olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden kadın yararına, baba ve ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin şekli ve süresi yönünden ise erkek yararına ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden kadın yararına, baba ve ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin şekli ve süresi yönünden ise erkek yararına BOZULMASINA,
3.Davalı erkek vekilinin ve davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
1-AD-KFP-SE-SD