Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1616 E. 2023/4651 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, hükmedilen manevi tazminat miktarının azlığı nedeniyle temyiz edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığına göre hükmedilen manevi tazminat miktarının Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesi ve Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları gözetilerek, az bulunması nedeniyle, manevi tazminat yönünden bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/361 E., 2022/1977 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kastamonu Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/769 E., 2020/619 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2013 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığını, manevî yönden bağımsız konut temin etmediğini, birlik görevini ihmal ettiğini, erkeğin anne ve babası tarafından kadına fiziksel şiddet uygulandığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, iştirak nafakasının yıllık yasal oranda arttırılmasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası, 750,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasının yıllık yasal oranda arttırılmasına, yasal faizi ile erkekten tahsil edilmek üzere 75.000,00 TL maddî tazminat, 75.000,00 TL manevî tazminata ve kadından zorla alınan 9 adet bilezik ve 1 set takımının kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, psikolojik rahatsızlığı olduğunu, hakaret ettiğini, erkeğe fiziksel şiddet uyguladığını, ziynet eşyalarının kadında olduğunu, ortak konutu terk ettiğini iddia ederek boşanma talebinin kabulüne, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, ziynet talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı ve erkeğe hakaret ettiği, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, alınan sosyal inceleme raporu, ortak çocukların üstün yararı dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir nafakası, 300,00 TL iştirak nafakası, nafakalara her yıl ÜFE oranında artış yapılmasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurlu olduğundan kadının tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, alınan sosyal inceleme raporu içeriği de dikkate alınarak tarafların gelir durumları birbirine yakın olduğundan kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına dava tarihinden çalıştığı tespit edilen 05.07.2019 tarihine kadar aylık 400,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin ve hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının az olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından ortak çocukların velâyetine dair düzenlemenin hatalı olduğu, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesi gerekirken anneye verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek; velâyet düzenlemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları belirtilmişse de taraflara yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında erkeğin, manevî yönden bağımsız konut temin etmediği, birlik görevlerini ihmal ettiği, gerçekleşen durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu ve kusur gerekçesinin düzeltilmesi gerektiği, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının isabetli olduğu, ancak kadının sigortalı olarak bir işe ilk defa 2020 yılı Şubat ayında girdiği ve kadın yararına 05.07.2019 tarihine kadar tedbir nafakası takdirinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumu, paranın alım gücü, evlilik süresi, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, velâyet düzenlemesinde herhangi bir isabetsizliğin olmadığı, ortak çocukların yaşları, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının az olduğu, İlk Derece Mahkemesince talep olmamasına rağmen iştirak nafakasının gelecek yıllarda ÜFE oranında kendiliğinden arttırılmasına karar verildiği, usuli kazanılmış hak dikkate alınarak iştirak nafakasının gelecek yıllarda ÜFE oranında arttırılmasına karar verildiği belirtilerek; davacı kadın vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadın yararına dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar aylık 400,00 TL tedbir nafakası, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 450,00 TL iştirak nafakasına, iştirak nafakasının hükmün kesinleşmesini takip eden yıllarda TÜİK tarafından belirlenen önceki yılın ÜFE oranında kendiliğinden arttırıma tabii tutulmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 30.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminata, davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kadın tarafından ortak çocuklara fiziksel şiddet uygulandığı yönündeki kusur belirlemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, tazminat ve tedbir/iştirak nafaka miktarlarının kusur durumu dikkate alındığında az olduğu, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kadın yararına tazminata hükmedilmesine rağmen kadın yararına vekâlet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatların ve tedbir/iştirak nafakalarının miktarı ile vekâlet ücreti yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının bulunmadığı, tazminata ve nafakalara hükmedilmesinin hatalı olduğu, velâyet düzenlemesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet düzenlemesi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları, velâyetin anneye verilmesinin doğru olup olmadığı, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı, tazminatların reddedilen kısmı üzerinden kadın lehine vekâlet ücreti verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 323 ücnü ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci ve devamı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi, 51 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkeğin tüm, davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümlerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevî tazminat miktarı yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davalı erkeğin tüm, davacı kadın vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.