"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 24. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki boşanma ve mal rejimi tasfiyesi davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine, mal rejimi davasının tefrikine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkile evliliğin başından beri ekonomik ve psikolojik şiddette bulunduğunu müvekkilinin özel yaşamını hiçe sayarak devamlı kendi kontrolü altında tutmaya çalıştığını bu kontrolün zaman içinde kıskançlık, baskı ve hakarete dönüştüğünü, şiddet uyguladığını, iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, müşterek çocuk için 3.000,00 TL tedbir iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 3.000,00 TL tedbir- yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, mal rejimi tasfiyesi taleplerine yönelik olarak talepleri gibi karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
2. Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı erkeğin evliliğin ilk başından itibaren psikolojik şiddet uyguladığını, ekonomik şiddet uygulayarak elektrikli aletleri uzun süre kullanamadıklarını, çamaşırların hafta sonu yıkanması için baskı kurduğunu, müşterek çocukların hayatlarına fazlası ile karıştığını ve baskı kurduğunu, onlara hakaret ettiğini, müvekkilinin ve çocuklar sağlık sorunlarını kusur olarak gördüğünü iddia ederek tarafların boşanmalarına karar verilmesini, müşterek çocuk ve müvekkili için nafaka taleplerinin kabulüne karar verilmesini ve müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; boşanma davasının açıkça dayanaktan yoksun biçimde açılmış olmasından dolayı usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, somut bir boşanma talebi olmadığını, müşterek çocuk Hüseyin Can'ın eğitimi için ... iline geldiklerini, çocuğun üstün yararı gereği velâyetinin müvekkiline verilmesini müvekkilinin emekli olduğunu emekli maaşı dışında kira gelirlerinin olduğunu ancak kira gelirlerinin sabit gelir olmadığını, müvekkilin boşanmak istemediğini taraflar arasında somut bir boşanma gerekçesinin de olmadığını beyan ederek davacının davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekilinin ikinci cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşine ve çocuklarına karşı evlilik birliği içerisinde üstüne düşen maddî ve manevî yükümlülüklerini elinden geldiğince yerine getirtiğini, ailesiyle vakit geçirmeyi çok önemsediğini, birliktelik sürecinde çocuklarına iyi bir baba eşine de iyi bir koca olduğunu, özellikle çocuklarının yanında onlara örnek olacak şekilde davranmaya özen gösterdiğini, çocuklara veya eşine hakaret, küfür etme diğini, davacı kadının iddialarının gerçek dışı ve asılsız olduğunu, somut boşanma davasının olmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı erkeğin eşinin harcamalarını aşırı derecede kısıtladığı, eşine hakaret ettiği, eşini aşağıladığı, evde devamlı olarak küs durduğu, davacı kadına kusur izafe edilemediği, gerçekleşen duruma göre tarafların evlilik birliğinin eylemlerinin yoğunluğu ve derecesi de nazara alınarak davalı erkeğin tam kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığı, tarafları bu aşamadan sonra bir arada yaşamaya zorlamanın artık kanunen de mümkün görülmemesi gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuk Hüseyin Can yargılama devam ederken ... olduğundan velâyet ve iştirak nafakası talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadın yararına yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle hükmolunan tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar aynen devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, mal rejimi davasının tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilileri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tedbir nafakası miktarının artırılması gerektiğini, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının iddialarını ispat edemediğini, taraflar arasında boşanmasına gerekçe olabilecek bir olay yaşanmadığını yerel mahkeme hükmünde hataya giderek geçmişte yaşandığı iddia edilen olaylara atıf yaparak ispat edilemeyen olaylar nedeni ile müvekkiline kusur yüklenmesi yapılarak boşanmalarına karar verildiğini, tanıklarının beyanlarına itibar edilmediğini, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, delillerin eksik ve yanlış değerlendirildiğini iddia ederek İlk Derece Mahkemesi kararının tamamı yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, davacı kadına yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, taraflar arasında erkekten kaynaklanan kusurlar sebebiyle ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, mahkemece verilen boşanma kararının ve evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin tamamen kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin isabetli olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen nafaka ve tazminatların miktarının az olduğu tarafların ekonomik ve sosyal durumları, tedbir nafakasının mahiyeti davacı kadın ve müşterek çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin isabetli olduğu, müşterek çocuk lehine ara kararla hükmedilen tedbir nafakasının çocuğun ... olduğu tarihte kendiliğinden sona erdiği, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına tedbir nafakası ve kadının gelirinin ve gelir getiren mal varlığının bulunmadığı, kira ödediği, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği ve boşanmaya sebep olan olaylarda davacının kusuru olmadığından kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi isabetli olduğundan kadın lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen kadının kusurlu olmadığı, erkeğin tamamen kusurlu olduğu, boşanma sonucu bu eşin en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı kadının kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceğinden tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları gereğince kadın lehine 100.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine erkeğin tüm, kadının sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yargılama sırasında dinlenilen tanıkların tarafların çocukları olduğunu, birlikte hareket ettiklerini,tarafsız olmadıklarını, çocukların annelerini doğrulayan gerçek dışı beyanda bulunduklarını, müvekkilinin sürekli küs olduğu, hakaret ettiği, aşağıladığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, sürekli küs olan kişinin hakaret edemeyeceğini, aşağılamayacağını her iki fiilin aynı anda ifasının mümkün olmayacağını, nafaka ve tazminatların miktarının fahiş olduğunu, müvekkilinin ödeyecek gücünün olmadığını, istinaf incelemesinin 55 günde yapılmış olmasının ve kadın lehine yüzde bin oranında artırım yapılmış olmasının endişe uyandırdığını beyan ederek kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekilinin 13.03.2023 tarihli temyiz dilekçesine ek beyanı ile; depremzede olduğunu, mernis adresinin ... olması nedeniyle yardımlardan yararlanamadığını, taşınmazlarının hasar gördüğünü, kira gelirinin kalmadığını beyan ederek taşınmazlara ait fotoğrafları dilekçeye eklemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığına nazaran, kadın yararına hükmolunan manevî tazminat çoktur. 4721 sayılı Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevî tazminat miktarı yönünden davalı erkek yararına BOZULMASINA,
2.Davalı erkeğin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.