"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1657 E., 2022/1999 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırşehir 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/17 E., 2021/373 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı erkeğin, müvekkilini hem Türkiye'deki komşusuyla hem de Almanya'daki tanıdığı ile aldattığını, müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini ve aşağıladığını, harçlık vermediğini, hastalığının tedavisi ile ilgilenmediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, aylık 1.500 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 300.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı kadının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı-karşı davalı kadının müvekkilinin giysilerini yıkamadığını, evde temizlik, yemek yapmadığını, evlilik birliğinin üzerine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, müvekkilini aşağıladığını, maddî isteklerde bulunduğunu, bu nedenle müvekkilinin davacı-karşı davalı kadın ile ölünceye kadar bakım sözleşmesi yaptığını, davacı-karşı davalı kadının evi habersiz terk ettiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller, dinlenen tanıklar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı-karşı davalı kadının ev işlerini yapmadığı, evine bakmadığı, eşinin çamaşırlarını yıkamadığı, eşinin ilerlemiş yaşına ve rahatsızlığına rağmen evlilik yaşamında ona yardımcı olmadığı, evli kalmak için para talep ettiği, bu konuda baskı yaptığı, davalı-karşı davacı erkeğin ise eşine lan diye hitap ettiği, komşusu olan kadını aracına bindirerek gezdirdiği, harçlık vermediği, kaba davrandığı, tarafların evlilik birliğini devam ettirmesinin mümkün olmadığı, evlilik birliğinin çekilmez hale geldiği, bu haliyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurluğu olduğu, tarafların boşanmalarına karar verildiği, kusur durumuna göre davacı-karşı davalı kadının tazminat taleplerinin reddedildiği, davacı-karşı davalı kadının tespit edilen ekonomik sosyal durumuna göre boşanma ile yoksul duruma düşeceği kanaatine varıldığı, bu nedenle yoksulluk nafakasına hükmedildiği gerekçesi ile her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı karşı davalı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 750,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştikten sonra aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı karşı davalı kadının tazminat taleplerinin reddine, taraflar kendini vekil ile temsil ettiğinden, taraflar yararına ayrı ayrı 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, müvekkili yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluştuğunu, müvekkili yararına hükmedilen nafakaların da az olduğunu belirterek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkilinin reddedilen tazminat talepleri, nafakaların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu, kadın yararına nafaka koşullarının oluşmadığını belirterek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen nafakalar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece erkeğe "eşine lan diye hitap ettiği" kusuru yüklenmiş ise de bu vakıayı anlatan tanık ...'ın kadının, erkeğe "lan" diyerek hitap ettiği yönünde beyanda bulunduğu buna göre, erkeğe bu vakıanın kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğe yüklenen bu kusurun gerekçeden çıkartılması ile kadına, erkeğe "lan" diyerek hitap ettiği vakıasının kusur olarak yüklenmesi gerektiği, bunun yanında mahkemece erkeğe "komşusu olan kadını aracına bindirerek gezdirdiği" vakıası kusur olarak yüklenmiş ise de, erkeğe kusur olarak atfedilen ve evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan eyleminin mahkemece açık ve net olarak açıklanmadığı, buna karşın erkeğin, tanık beyanlarıyla sabit olan, komşusu .... ile olan görüşmelerinde güven sarsıcı davranışta bulunduğu vakıasının kusur olarak yüklenmesi gerektiği, yine, kadının tanığı ...'in beyanı ve Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2019/6227 Soruşturma sayılı dosyasındaki tanık ...'in beyanı ile sabit olan erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı vakıasının erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, bu durumda evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmesinin doğru olmadığı, olup, hatalı kusur belirlemesinin düzeltilmesi gerektiği, kadın yararına hükmedilen nafakanın miktarı, yargılama süreci göze alındığında az olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek kadının, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne karar verildiği, boşanmaya sebep olan olaylarda maddî ve manevî tazminat isteyen kadının, erkeğe oranla daha az kusurlu olduğu, boşanma sonucu bu eşin en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, eylemlerin kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, erkeğe atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi ile evlilikte geçen süre dikkate alındığında kadın yararına 40.000 TL maddî ve 30.000 TL manevî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile davacı-karşı davalı kadının kusur belirlemesine, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarına, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı-karşı davacı erkeğin ise kusur belirlemesine ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine, davacı-karşı davalı kadının tedbir nafakasının Dairenin karar tarihi itibari ile aylık 1.500,00 TL'ye çıkartılmasına ve kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 40.000,00 maddî, 30.000,00 manevî tazminata hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğunu, tarafların ekonomik durumu nazara alındığında nafaka ve tazminatların az olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince lehlerine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı ile vekâlet ücreti yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, davacı-karşı davalı kadın yararına hüküm altına alınan nafaka ve tazminatların miktarları ile davacı-karşı davalı kadın yararına Bölge Adliye Mahkemesince vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ... kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.