"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1822 E., 2022/2452 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...
DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...
DAVA TARİHİ : 19.09.2018
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; istinaf edilmeksizin kesinleşen hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ödenmesine, kadının sair istinaf taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2017 yılında evlendiklerini, ortak çocuklarının bulunmadığını, tarafların erkeğin annesi ile altlı üstlü oturduklarını, erkeğin annesinin evliliğe müdahalede bulunduğunu, hakaret ettiğini, erkeğin bu duruma müdahale etmediğini ve annesi ile birlikte hareket ettiğini, gün boyu annesi ile beraber vakit geçirmek durumunda bıraktığını, evliliğin üç ... sürdüğünü, kadının ortak konuttan ayrılmak durumunda kaldığını, ev hanımı olduğunu, hiçbir geliri bulunmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu belirterek; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı kadının iddialarının ... olmadığını, asıl kusurun kadından kaynaklandığını, kadının henüz evliliğin başında maddî sıkıntılar ve arabasızlık nedeniyle evi terk ettiğini, erkeği yıllarca ödeyemeyeceği borç içinde bıraktığını, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, ortak konutu terk ettiğini ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.07.2019 tarihli ve 2018/471 Esas, 2019/524 Karar sayılı kararıyla; davalı-karşı davacı erkeğin annesinin evlilik birliğine sürekli müdahale ettiği, davacı-karşı davalı kadını hizmetçi olarak gördüğü ve sürekli aşağıladığı, davalı-karşı davacı erkeğin annesinin talimatlarıyla hareket ettiği, davacı-karşı davalı kadının yakınlarını ziyaret etmesine izin vermediği, bayram gününde davacı-karşı davalı kadının yeğenlerini evden kovduğu, ayrılık süresince davacı-karşı davalı kadınla iletişime geçmediği, davalı-karşı davacı erkeğin çalışmadığı, davalı-karşı davacı erkeğin ablasının oğlunun davacı-karşı davalı kadını arayarak sık sık tehdit içerikli sözler söylediği, davalı-karşı davacı erkeğin eniştesinin de hakaret ve tehdit içerikli söylemleri bulunduğu, davalı-karşı davacı erkeğin üçüncü kişi konumunda bulunan akrabalarının müdahalelerine sessiz kalmak ve engel olmadığı, davacı-karşı davalı kadının ise sürekli yalan söylediği ve olmayan şeyleri olmuş gibi göstererek huzursuzluğa sebep olduğu, aklına eseni yapan ve istediğinin hemen olmasını isteyen bir mizaca sahip olduğu, davalı-karşı davacı erkek tanıkları, davacı-karşı davalı kadının evi terk ettiğini beyan etmişlerse de, evde maruz kaldığı olumsuz durumlar karşısında mevcut eylemin haklı sebeplere dayandığı dikkate alındığında kadına bu yönde kusur yüklenmemesi gerektiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle, asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 2.000,00 TL maddî, 2.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına ödenmesine, aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, erkeğin tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 23.02.2022 tarihli ve 2019/2551 Esas, 2022/393 Karar sayılı kararıyla; tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, tarafların yaşları, evlilik süresi gibi kriterler nazara alındığında kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakası miktarının az olduğundan bahisle, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kabul edilen yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesi'nin bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının ve tedbir nafakasına ilişkin hüküm fıkrasının infazda tereddüte yol açmaması açısından kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle istinaf edilmeksizin kesinleşen hususlar hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 350,00 TL tedbir nafakası ile boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra aylık 450,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacı erkekten alınarak kadına ödenmesine, kadın vekilinin sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- karşı davalı kadın vekili kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden; davalı- karşı davacı erkek vekili ise kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka miktarları yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 12.09.2022 tarihli ve 2022/4885 Esas, 2022/6931 Karar sayılı ilamıyla; davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf dilekçesiyle sadece boşanmanın fer'îleri yönünden değil kusur belirlemesi yönünden de istinaf kanun yoluna başvurduğu, Bölge Adliye Mahkemesince sadece kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarlarına yönelik yapılan incelemenin hatalı olduğundan bahisle davacı-karşı davalı kadın vekilinin kusur belirlemesi yönünden de istinaf itirazlarının incelenmesi suretiyle hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından yapılan bir istinaf başvurusu olmadığından erkeğe yüklenen kusurların kesinleştiği, İlk Derece Mahkemesince; davacı-davalı kadına yüklenen kusurlu davranışlara davalı-davacı erkek tarafından aşamalarda usulüne uygun şekilde dayanılmadığı ve bu hususlara yönelik tanık beyanlarının bir kısmının evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olduğu, bir kısmının ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğu, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı-davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, davacı-davalı kadına yüklenebilecek hiçbir kusurlu davranışın ise gerçekleşmediğinden bahisle davacı-davalı kadın vekilinin ve kusur tespitine yönelik istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin gösterilen şekilde düzeltilmesine, tarafların kusur durumu dikkate alındığında, davalı-davacı erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulü isabetsiz olmuş ise de; hükmün boşanmaya ilişkin bölümü istinaf edilmeden kesinleştiğinden bu hususta bir karar verilmeyerek yanlışlığa işaret edilmekle yetinildiği, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, tarafların yaşları, evlilik süresi gibi kriterler nazara alındığında kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakası miktarının az olduğundan bahisle İlk Derece Mahkemesi'nin bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının ve tedbir nafakasına ilişkin hüküm fıkrasının infazda tereddüte yol açmaması açısından kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle istinaf edilmeksizin kesinleşen hususlar hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu dikkate alınarak kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakası ile boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra 500,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacı erkekten alınarak kadına ödenmesine, kadın vekilinin sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarının düşük olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından duruşmalı olarak inceleme yapılmasına rağmen kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek kararın bu yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının çalıştığını ve gelir elde ettiğini, erkeğin gelirinin kadından daha düşük olduğunu, asgari ücretle çalıştığını, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının kusurlu olduğunu, maddî sebepler yüzünden evi terk ettiğini, davacı-karşı davalı kadının istinaf sebepleri arasında kusur belirlemesine ilişkin bir itirazının olmadığını bu sebeple mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar ile bunların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, oluştu ise hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesince bozma sonrası yasa gereği duruşma açıldığında istinaf vekâlet ücreti takdir edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi ile 371 ... maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.