Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1631 E. 2023/5086 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusurun belirlenmesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, yerel mahkemenin kusur belirlemesi, tedbir nafakası ve maddi-manevi tazminata hükmetmesi usul ve yasaya uygun bulunarak, yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/967 E., 2022/1808 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Batı 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/118 E., 2021/192 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

İlk Derece Mahkemesince, kadının davasında verilen boşanma hükmü taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı karşı davacı erkek vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı-karşı davalı kadın vekilinin tüm, davalı-karşı davacı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, ilgisiz olduğunu, müvekkili ile sohbet dahi etmediğini, sebep yokken yatağı ayırdığını, müvekkili ile aynı yatakta yatmadığını, aynı yemek masasına dahi oturmadığını, müvekkilinin yaptığı yemekleri yemediğini, aynı evin içinde iki yabancı gibi yaşadıklarını, müvekkilinin maaş kartını aldığını, maaşını kullandığını, müvekkilinin hastalıkları ile ilgilenmediğini, müvekkilinin hastalığı ile ilgili tedavi giderlerini karşılamadığını, müvekkili ve ortak çocuklara fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, bağırdığını, azarladığını, kırıcı cümleler kullandığını, ortak çocuk ... ...'a fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkili ve ailesini sahiplenmediğini, sürekli cep telefonu ile ilgilendiğini, başkaları ile mesajlaştığını gördüğünü, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkilinden habersiz devremülk satın aldığını, gizli yatırımlar yaptığını, arkadaşlarının borçları için kredi çektiğini, borçları nedeniyle icra takibi başlatıldığını, haciz işlemi yapıldığını, emeklilik ikramiyesine haciz konulduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, davacı-karşı davalının anksiyete bozukluğu olduğunu, ilaç tedavisi gördüğünü, müvekkiline hakaret ettiğini, aşağılayıcı davranışlarda bulunduğunu, sürekli tartıştığını ve küstüğünü, birlik görevlerini yerine getirmediğini, psikolojik hastalıkları nedeniyle evliliğin başından beri çok asabi ve agresif olup evde devamlı bağırıp çağırıp huzursuzluk çıkardığını, yatağı davacı-karşı davalının ayırdığını, ayrılmak istediğini ve müvekkilini görmeye tahammülünün olmadığını söylediğini, "kendi yemeğini kendin yap, kendi çamaşırını kendin yıka, bir an önce de evden ayrıl" dediğinden dolayı daha fazla tatsızlık çıkmaması için müvekkilinin kendi yemeğini yapmaya ve çamaşırlarını kendi yıkamaya başladığını, müvekkili ve ortak çocuklara ilgisiz olduğunu, kötü davrandığını, ortak çocuk ... ...'a hakaret ettiğini, evden kovduğunu, ortak çocuklara şiddet uyguladığını, oğullarının nişanını müvekkiline bildirmediğini, telefonun sürekli elinde olduğunu, oyun oynadığını, mesajlaştığını, patolojik bir kıskançlığa düştüğünü, müvekkilinin davacı-karşı davalının maaş kartı ile maaşı çekip davacı karşı davalıya verdiğini, 2016 yılından sonra kartı tamamen davacı-karşı davalıya verdiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına ve çocuklarına evliliklerinden bu yana psikolojik şiddet uyguladığı, eşi, çocukları ve evle ilgilenmediği, ailesi ile sohbet etmediği, birlikte yemek yemediği, uzun bir süredir eşi ile yatakları ayırdığı, erkeğin, kadın ile beraber yatmak istemediği, salonda yattığı, kadın rahatsızlığında ilgilenmediği, doktora götürmediği, "evlendim evleneli bir kadın olamadın" şeklinde aşağılayıcı sözler söylediği, evin ihtiyaçları ile ilgilenmediği, iki yıl öncesine kadar maaş kartının erkekte olduğu, maaşının erkek tarafından çekildiği, kadına verilmediği, kadından habersiz başkası için kredi çekmek suretiyle borçlandığı, bu borcun ödenmemesi sebebiyle eve icra ihbarnamesi geldiği, erkeğin başka bir kadınla telefonla mesajlaştığı, mesajların ortak reşit çocuklar tarafından görüldüğü, "karıcığım, senin artık bir kocan var" şeklinde mesajlar gönderildiği, akşam geç saatlerde pijamaları ile evden çıkıp, üç dört saat sonra eve geri döndüğü, davalının kullanımında olan telefon hattı ile yine davalı üzerine kayıtlı ancak ailesi tarafından kimin kullanımında olduğu bilinmeyen 0541 9.. .. .. numaralı GSM numarası arasında olağan dışı sık görüşmelerin mevcut olduğu, evde kitapların arasında erkeğin başka bir kadına dini nikah kıydığına dair ortak çocukların yazılı bir belge de bulunduğu, erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kadının ise; erkeğe kıskançlık yaptığı, oğullarının nişanını haber vermediği hususlarının, tüm dosya kapsamı ve tanık anlatımlarıyla sabit olduğu; taraflar arasında şiddetli bir geçimsizliğin vaki ve sabit olduğu, ortak hayatın yeniden kurulma ihtimalinin kalmadığı, evlilik birliğinin devamında taraflar ve toplum için korunması gereken bir faydanın bulunmadığı, evlilik birliğinin taraflar açısından çekilmez hale gelmesinde her iki taraf da kusurlu bulunmakla yukarıda anlatılan sebeplerle erkeğin kadına göre ağır kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, kadın yararına yoksulluk nafakası ve tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurlu bir davranışının ispatlanmadığını, asıl kusurun erkekte olduğunu, erkeğin davasının reddi gerektiğini, müvekkili yararına hüküm altına alınana nafaka ve tazminatların düşük olduğunu, emekli maaşından hastalıkları ve kullandığı ilaçlar nedeniyle kesintiler olduğunu belirterek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkili yararına hüküm altına alınan nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının iddialarının ispat edilemediğini, müvekkilinin kusurlu olmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin tanık beyanlarının hükme esas alınmadığını, kadın yararına tazminat koşullarının oluşmadığını, emekli maaşı alan kadının nafaka da alamayacağını belirterek kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece kadının kıskanç olduğu kabul edilmiş ise de, tanık Saliha'nın kadının kıskanç olduğuna dair beyanının soyut olduğu, soyut beyanların hükme esas alınamayacağı, erkeğin bu yöndeki iddiasını da toplanan diğer deliller ile de ispatlayamadığı, Mahkemece kadına yüklenen bu kusurun gerekçeden çıkarılması gerektiği, yine erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu kabul edilmiş ise de, toplanan delillerden erkeğin davranışlarının güven sarsıcı davranış boyutunu aşacak şekilde sadakat yükümlülüğünü ihlal niteliğinde olduğu, bu nedenle Mahkemece erkeğe yüklenen bu kusurun sadakat yükümlülüğünü ihlal olarak düzeltilmesi gerektiği, kadının ortak çocuklarının nişanını erkeğe bildirmesi gerektiğinden Mahkemece kadına bu yönde kusur verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin yerinde görülmediği, Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre yine de kadının az, erkeğin ise ağır kusurlu olduğu, dosya kapsamından kadının 2022 yılı Kasım ayı emekli maaşının 6.051,91 TL olduğu, erkeğin de 2022 yılı Kasım ayı emekli maaşının 11.430,46 TL olduğu, Uyap üzerinden alınan tapu kayıtlarına göre kadının ... ili... ilçesinde 1 adet 251 metrekare arsa, 1 adet ahşap ev ve avlusu vasıflı taşınmazlarının olduğu, erkeğin de ... ili... ilçesi... Mahallesinde 1 adet konut, Kızılcahamam ilçesinde 1 adet mesken, ... ili ... ilçesinde 2 adet tarla ve ... ili ... ilçesinde 1 adet mesken vasıflı taşınmazlarının olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, buna karşın, asgari ücretin üzerinde sürekli ve düzenli geliri olan kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesi şartları oluşmadığından yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğe atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesi ile kadının kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatın miktarına yönelik; erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 250.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı tarafın istinaf dilekçesinde netice-i talep kısmında kararın bozulmasını istediğini, bu kapsamda karşı tarafın istinaf dilekçesinin kanunun aradığı şartları taşımadığını, müvekkilinin emekli maaşı ile geçinmesinin mümkün olmadığını, hastalıkları bulunduğunu, bu nedenle aylığından kesintiler yapıldığını, yoksulluk talebinin reddinin usule aykırı olduğunu, manevî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesininde yerinde olmadığını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, erkeğin davasının reddedilmesi gerektiğini belirterek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası, manevî tazminatın miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkiline kusur olarak yüklenen görüşmelere ait telefon hattının müvekkiline ait olmadığını, bu hususta ilgili araştırmanın yapılmadığını, kadının ağır kusurlu olduğunu, müvekkilinin tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, müvekkilinin başka bir kadınla imam nikahı kıydığına dair iddianın ispatlanmadığını, iftira niteliğinde olduğunu, bu hususta delil olmadığını, müvekkili aleyhine tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı gibi miktarlarının da fahiş olduğunu, kadının emekli olduğunu bu nedenle tedbir nafakasının da kaldırılması gerektiğini belirterek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, erkeğin davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına hüküm altına alınan maddî ve manevî tazminat ile tedbir nafakası koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile kadın yararına yoksulluk nafakası hükmedilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3.Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin, kadının boşanma davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Taraf vekillerinin diğer hususlara yönelik temyizlerinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.