Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1637 E. 2023/2221 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonucu az kusurlu kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi tazminat miktarının uygunluğu ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen asıl hükümden sonra maddi hatanın düzeltilmesine ilişkin verilen ek kararın usul ve kanuna uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, hükmü kesinleştikten sonra dosyadan el çekmiş olmasına rağmen, tarafların iddia ve savunmalarının özeti kısmındaki maddi hatayı düzeltmek için ek karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olması ve karar gerekçesi ile hüküm arasında çelişki oluşturması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, ek kararın ise ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1169 E., 2022/1966 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : 28.07.2020 (02.12.2022 tarihli ek karar)

KARAR : Kısmen kabul

EK KARAR : Maddi hatanın düzeltilmesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 02.12.2022 tarihli ek karar ile maddi hatanın düzeltilmesine ilişkin ek karar verilmiştir.

Ek karar ve asıl karar davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının kusurlu hareketleri neticesinde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkek yararına dava tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin kusurlu hareketleri neticesinde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını iddia ederek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kadın yararına aylık 1.5000,00 TL tedbir nafakası ile kararın kesinleşmesinden sonra aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakasına, 75.000,00 TL maddi tazminat ile 75.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 02.06.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/81 Karar sayılı kararıyla; davalı-karşı davacı kadının sürekli telefon ile oynadığı, gece geç uyuyup sabah geç uyandığı, davacı-karşı davalı erkeğin sabah kahvaltısını kendi yapıp işe gittiği, davalı-karşı davacı kadının bir çok kez erkeğin telefonundaki mesajları alıp okuduğu, arama kayıtlarını incelediği, davacı-karşı davalının ortak çocuk Elif'e zekat parası yollaması üzerine tartışma başlattığı ve taraflar arasında arbede meydana geldiği, arbede olayından sonra davalı-karşı davacı kadının sadece bir kez termosifondan gelen sıcak suyu yüksek fatura gelsin diyerek açık bıraktığı, davacı-karşı davalı erkeğin ise ortak çocuk Elif'e gönderilen zekat parası sonucu çıkan tartışma ve arbede esnasında dosyada mevcut hastane raporları ve tanık anlatımları ile sabit olduğu üzere davalı-karşı davacı kadını parmağından kırık oluşacak şekilde yaraladığı, yaralama olayından sonra davalı-karşı davacı kadının evi terk etmesi ve geri dönmek istemesi neticesinde erkeğin kadını ortak konuta almadığı, yaşanan yaralama olayından sonra davalı-karşı davacı kadının, erkeğin kendisini öldüreceğinden korkarak başka odada yatıp kapıyı da kilitlediği, bu duruma erkeğin yaralama eyleminin sebebiyet verdiği yönünde yapılan değerlendirmeler ile tarafların eşit kusurlu olduklarından bahisle asıl ve karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca kabulüyle tarafların boşanmalarına, eşit kusurlu bulunmaları nedeniyle tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve devamında aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, nafakaya her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden; davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, tazminat taleplerinin reddi ve nafaka miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.12.2021 tarihli ve 2021/1101 Esas, 2021/2401 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre davacı-karşı davalı erkeğin ağır, davalı-karşı davacı kadının az kusurlu olduğunun kabulünün gerektiği, az kusurlu bulunan kadın yararına maddi ve manevi tazminat verilmesine ilişkin koşulların gerçekleştiğinden bahisle; kadının kusur belirlemesi ve maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesinin bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm tesis etmek suretiyle İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, davalı-karşı davacı kadının tazminat taleplerinin kısmen kabulüyle kadın yararına 35.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine, davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından kadının kabul edilen davası, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminatlar yönünden; davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakaların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 18.05.2022 tarihli ve 2022/1874 Esas, 2022/4736 Karar sayılı ilamıyla; kadının lokanta işlettiğinin anlaşıldığı, bu durumda kadının düzenli bir çalışmasının olup olmadığı, çalışıyor ise elde ettiği gelirin kadını yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı yönünde araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın lehine hükmedilen maddi tazminat miktarının az olduğundan bahisle kararın kısmen bozulmasına, tarafların bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddiyle bu yönlerden ise kararın kısmen onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının halen düzenli gelir getiren bir işte çalışıp çalışmadığına ilişkin yapılan araştırmanın sonucunda kadının düzenli ve sürekli olarak çalıştığı, asgari ücret düzeyinde geliri olduğu, gelirinin kendisini yoksulluktan kurtarmayacağı, göz önüne alınarak kadın yararına 250,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur dereceleri , paranın alım gücü, evlilik süresi gibi kriterler nazara alındığında kadın yararına 50.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesine, sair hususlar kesinleştiğinden bu konularda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün taraflara tebliğinden sonra davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından karar temyiz edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tarafların iddia ve savunmalarının özeti yazılırken "kopyala-yapıştır" yöntemindeki hatalar neticesinde tarafların dayandıkları olguların ve taleplerinin yanlış yazıldığı, bu şekilde karar gerekçesinde hata yapıldığından bahisle hatalı gerekçenin düzeltilerek dosya kapsamına ve tarafların iddia ve savunmalarına uygun şekilde düzeltilmesine dair 02.12.2022 tarihli ek karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen asıl ve ek kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçesindeki tarafların iddia ve savunmaları kısmında kaleme alınan bölümün başka bir dosya ile karıştığını, yapılan bu hatanın basit bir kelime veya yazı hesap hatası olmadığını, bu hata nedeniyle dosya kapsamında hatalı değerlendirme yapıldığını, kadının sakat eliyle hamur işi yaptığını, sürekli ve düzenli bir işi olmadığını, erkeğin kazancının ve mal varlığının araştırılmadığını, paranın alım gücünün düştüğünü ileri sürerek kararın hatalı gerekçeli karar, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi tazminat miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili tarihli ek karara karşı temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ek karar adı altında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 304 ve 305 ... maddelerinde düzenlenen hükümlere uyulmaksızın maddi hatanın düzeltilmesine ilişkin verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, mahkemece karardan el çekildiğine göre karar üzerinde düzeltme yapılamayacağını, mahkemece yapılan düzeltmenin taraflara duruşma günü tebliğ edilmeksizin ve duruşma açılmaksızın ortaya çıkarıldığını ileri sürerek ek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davası neticesinde az kusurlu kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi tazminat miktarının bozma kapsamında belirtilen ilkelere ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince verilen asıl hükümden sonra maddî hatanın düzeltilmesine ilişkin verilen ek kararın usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 175 ... maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 297 nci, 304 üncü maddesi, 305 ... maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi ile 371 ... maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 02.12.2022 tarihli ek kararının incelemesinde; Dairemizin 18.05.2022 tarihli bozma ilamından sonra, Bölge Adliye Mahkemesince 19.10.2022 tarihinde verilen kararın "tarafların iddia ve savunmalarının özeti" başlığı altında davacı-karşı davalı erkek vekilinin dava dilekçesinde sürmüş olduğu iddialar ile davalı-karşı davacı kadın vekilinin cevap ve karşı dava dilekçesine ilişkin iddia ve savunmalarının özetinin başka bir dosyadan "kopyala-yapıştır" yöntemine göre hazırlandığı, başlık altındaki kısımların farklı bir dosyadan sehven alındığı ve maddî hata yapıldığı gerekçesiyle 02.12.2022 tarihli ek karar ile gerekçeli kararda re'sen düzeltilme yapıldığı anlaşılmaktadır.

6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin birinci fıkrasında hükmün kapsamının nelerden ibaret olduğu açıkça düzenlenmiş olup bu itibarla hüküm ve gerekçe bir bütünlük arz etmektedir. Hakim verdiği hükümle ve hükmün tamamlayıcı niteliğindeki karar içeriği ile bağlı olup, sonradan hükmün, gerekçenin veya karar içeriğinin yanlış olduğu kanısına varsa bile artık hükmü değiştiremez. Mahkemenin nihai kararla el çekmiş olduğu dosyanın tekrar ele alınabilmesi ancak kanuni yollardan geçmek suretiyle hakimin önüne yeniden gelmesi halinde mümkün olabilir. Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesince 19.10.2022 tarihinde verilen kararla birlikte bu dosyadan el çekilmiş olup, verilen kararın kanun yolu denetiminin ancak temyiz incelemesiyle Yargıtayca yapılması gerekir. Mahkemece verilen kararın taraflara tebliğinden ve davalı-karşı davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinden sonra dosyanın yeniden ele alınarak UYAP ek karar ekranından gerekçeli yeni karar ihdas etmesi usul ve kanuna aykırı olmuş, bu itibarla ek kararın kaldırılması gerekmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 19.10.2022 tarihli asıl kararının incelemesine gelince; Yukarıda açıklandığı üzere Bölge Adliye Mahkemesince tarafların iddia ve savunmalarının özeti başlığı altında kaleme alınan dava, cevap ve karşı dava dilekçesinin özeti ile karar gerekçesi ve hüküm arasında çelişki yaratılmıştır. Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan bu çelişki tek başına bozma sebebi oluşturduğundan Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 02.12.2022 tarihli ek kararın yukarıda (1) numaralı paragrafta gösterilen sebeple ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçe ile hüküm arasındaki çelişki yönünden BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.