"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3031 E., 2022/3821 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Zile Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/339 E., 2022/371 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, evlilik birliği süresince sürekli anne ve babasının etkisinde kalarak hareket ettiğini, eve alınacak en küçük eşyada anne ve babasının onayını aldığını, yalan söylediğini, agresif bir kişiliğe sahip olduğunu ve davranışlarının ani değişkenlik gösterdiğini, öfke kontrolü olmadığını ve bir defasında parmağını kadının gözüne soktuğunu, kadının kafasına soda şişeleri fırlattığını, tarafların aynı evde iki yabancı gibi yaşadıklarını, erkeğin kadına sürekli olarak hakaret ettiğini, kadını istemediğini söylediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye anneye verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın lehine yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine mümkün değilse yasal faiziyle birlikte bedeline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğini İstanbul'daki ortak konutta sürdürdüklerini, erkeğin ailesinin ise Zile'de yaşadığını, kadının iddialarının doğru olmadığını, kadının, erkeğin ailesine karşı olumsuz tutumları sebebiyle anne ve babasının çocuklarına uzak kalmak zorunda kaldığını, erkeğin hakaretlere maruz kaldığını, kadının doğum esnasında kendi annesinin etkisinde kalarak tüm ev eşyalarını toplayıp evi terk ettiğini, ayrıca kendine ait tüm eşyalarını ve ziynet eşyalarını hatta doğumdan sonra çocuklara takılan dokuz adet çeyrek altını da alarak baba evine döndüğünü, erkeğin cep telefonuna casus programlar yükleyerek ailesi ile yapmış olduğu görüşmelerini kayıt altına aldığını ve bu görüşmeler nedeniyle huzursuzluk çıkarıp evliliği çekilmez hale getirdiğini belirterek asıl boşanma davası ve ziynet alacağı davasının reddine ve karşı davalanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının iki kez evi terk ettiği ve sonrasında tarafların barıştığı tarihlerden önce gerçekleşen olaylar affedildiğinden veya en azından hoşgörüyle karşılandığından bu olaylara dayalı olarak her iki tarafa da kusur yüklenmemesine, erkeğin, kadına pek çok kez siktirol git, ben seni istemiyorum dediği, kadının da erkeğe sen anlamazsın gibi sözlerle hakaret ettiği, aşağılayıcı kelimeler kullandığını, tarafların barıştığı tarihten önce yaşanan küçük çocuk ...'nın nefes alamaması sonucu hastaneye kaldırılması ve doğumundan sonra enfeksiyon kapması nedeniyle hastaneye yattığı tarihlerde erkeğin ilgilenmemesi veya erkeğe haber verilmemesi gibi olaylar nedeniyle taraflara kusur yüklenmemesine, tarafların birbirlerine yönelik hakaretleri karşısında tarafların eşit kusurlu olduğuna, asıl ve karşı boşanma davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, sosyal inceleme raporları, çocukların yaşları ve üstün menfaatleri dikkate alınarak ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara her yıl TÜİK'in yayınladığı Yİ-ÜFE oranına göre artış uygulanmasına, eşit kusurlu olduklarından tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; evlilik birliğinde erkeğin, kadına sürekli olarak psikolojik ve maddi şiddet uyguladığını, anne ve babasının etkisinde kalarak hareket ettiğini, ortak çocuklara karşı ilgisiz olduğunu, yatağını ayırdığını, en son 2020 yılının ağustos ayında kadına hakaret ederek evden kovduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğunu, erkeğin davasının kabulünün usul ve kanuna aykırı olduğunu, tazminat taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini, yoksulluk ve iştirak nafakaları miktarının az olduğunu ileri sürerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve nafakaların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun ispatlanmadığını, kadının kusurlu olduğunu ve davasının reddi gerektiğini, erkeklehine tazminatlara hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, kadın kusurlu olduğundan yoksulluk nafakasının reddedilmesi gerektiğini aksi takdirde hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tanığı ...'in, ortak çocuk ...'nın tam tarihini hatırlamamakla birlikte doğumundan 1-1,5 ay kadar sonra ...'nın hastaneye yattığını erkeğin bilmesine rağmen ortak çocuğu ziyaret etmediği, ...'nın 10 gün hastanede kaldığı, hastanede kaldığı dönemde erkeğin Altınoluk'ta tatilde olduğunu bildiği, şeklindeki beyanından çocuklarla ilgilenmediği vakıasının erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, taraflara yüklenen kusurlar ve kusur dağılımı yönünden hükmün kusura ilişkin gerekçesinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, sen anlamazsın diyen kadının az kusurlu olduğu, siktir ol git seni istemiyorum diyen ve çocuklarla ilgilenmeyen kocanın ise ağır kusurlu olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının az olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve hakkaniyet ilkesine göre, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakasının az olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakalarının miktarına ve tazminatların reddine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle, kadın lehine aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaya takip eden yıllarda ÜFE oranında artış uygulanmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, nafakalara takip eden yıllarda ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın lehine 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları oluştuğundan kadın lehine yasal faiziyle birlikte 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, diğer yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve kanuna uygun olduğundan erkeğin tüm, kadının ise diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğe çocuklarla ilgilenmediği vakıasının kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğunu, erkeğin kusurunun ispatlanamadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, kadının davasının kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kadının tazminat taleplerinin kabulü ve erkek tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat miktarlarının yüksek olduğunu, tam kusurlu kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarının fazla olduğunu ileri sürerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar
yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesinin doğru olup olmadığı, kadının davasının kabulü ile kadın lehine nafakalara ve tazminatlara hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, yoksulluk ve iştirak nafakası ile tazminatların miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 330 uncu maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğe, çocuklarla ilgilenmediği vakıası kusur olarak yüklenmişse de; dosya kapsamı ve tanık beyanlarından ortak çocuğun doğumunun 2019 yılında gerçekleştiği, doğumdan 1- 1,5 ay kadar sonra ortak çocuğun hastanede on gün kadar yattığı, bu süreçte kadının kendi ailesinin yanında olduğu, sonrasında tarafların ortak konutta birlikte yaşamlarının devam ettiği, fiili ayrılığın 2020 Ağustos ayında gerçekleştiği dikkate alındığında bahsedilen olaydan sonra evlilik birliğinin devam ettiği, bu eylemin kadın tarafından affedildiği veya en azından hoşgörü ile karşılandığı, bu nedenle çocuklarla ilgilenmediği vakıasının erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Mahkemece tarafların kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Bu durumda, yanılgılı değerlendirme sonucu davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
3.Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit derecede kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi uyarınca boşanma sonucu maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir. Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı erkeğin, davacı-karşı davalı kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre kadın yararına şartları oluşmadığı halde maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden BOZULMASINA,
2.Davalı-karşı davacı erkek vekilin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.