"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2433 E., 2022/2495 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Niğde 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/836 E., 2022/517 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; tarafların resmi nikahlı olmalarına rağmen evlilik birliğinin hiç kurulmadığını, tarafların nikahlarının olmasının ardından düğün hazırlığına başlandığını ancak kadının tutarsız ve olumsuz tutum ve davranışlarının olduğunu, erkeğe ağır küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, özensiz, ilgisiz, sevgisiz, duyarsız saygısız ve soğuk davrandığını, erkeğin kariyerine ve sınava girmesine engel olduğunu, ortak konuttaki eşyaları gördüğünde erkeğin daha önce başkasıyla evlenmek niyetinde olduğu yönünde olumsuz söylemlerde bulunduğunu, kadının ailesinin evlilik birliğine müdahalede bulunduğunu, kadının ve ailesinin ailesinin, erkeğe ve erkeğin ailesine karşı küçümseyen, hor gören davranışlarda bulunduğunu, kadının erkeğe hakaret ve küfür içerikli mesajlar gönderdiğini, tarafların ... ve ... ilinde olmak üzere 2 düğün konusunda anlaştıklarını ...'daki düğünü kadın tarafının ... 'da ki düğünün ise erkek tarafının yapacağı konusunda anlaştıklarını, kadının yapacağı düğün konusunda bile ilgisizliğinin organizasyonun aksamasına ve gerginliğine sebep olduğunu belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; ortak hayatın kurulmasını istemeyen ve bu yönde çaba sarf etmeyen tarafın erkek olduğunu, kadının sosyal medya hesabının şifresini ele geçirerek izni olmadan paylaşımlarda bulunduğunu, nikahı işlemi olduktan sonra erkeğin tavırlarının değiştiğini, yeni eşya alacağını söylemesine rağmen bu sözünü tutmadığını, aşırı kıskanç tavırlar sergilediğini, her sabah ne giydiğini görmek için apartman çıkışındaki aynadan yüzüğünün de takılı olduğu gösterir fotoğraf istediğini, öğle arasında dışarıda yemek yememesini tembihlediğini, dışarıda yemek yediği zaman da kavga çıkarttığını, kadının nasıl tepki vereceğini görmek ve onu denemek için kadın adına isimsiz çiçekler gönderdiğini, kına gecesi için giyeceği olan kaftanla dalga geçtiğini, düğün merasimlerine 3 hafta kalmış olmasına rağmen isteksiz davranışlarının devam ettiğini, düğünün yaklaşmasıyla vaat ettiği ziynet eşyaların için ''Nasıl olsa nikahımız yapıldı, ne gerek var altın almaya, sonra bozdurup zarar etmeye ne gerek var'' şeklindeki konuşmalarının olduğunu, erkeğin ailesinin kadının ailesine karşı olumsuz tavırlar sergilediğini, henüz tarafların ayrıldıkları netleşmeden düğün salonlarının rezervasyonları ve balayı planlarını iptal ettiğini, kadının ailesini hor gördüğünü, kadını bir kalıba sokmak istediğini, kariyerine engel olduğunu belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların düğün töreninin gerçekleşmesinin ardından davalı erkeğin ev düzenin bulunduğu ... ilinde kısa bir süre ikamet etmek konusunda geleceğe yönelik iradelerinin olduğu ve ardından kısa bir süre sonra başka bir ile tayin olacakları konusunda anlaştıkları, erkeğin evinin yeni, eksiksiz ve kullanılabilir durumda eşyalarla dolu olduğu, kadının ortak hayat kurulduktan sonra öncelikle bu eşyaları kullanmayı kabul ettiği, erkeğin dilerse eşyaları değiştirmeyi teklif etmesine veya başka bir ile tayin olduktan sonra tüm eşyaların değiştirilebileceğini vaad etmesine rağmen kadının sonradan tüm eşyaların değiştirilmesini isteyerek tutarsız davranışlar sergilediği, erkek tarafının takacağı altının toplam gramı yönünden daha önce vaadde bulunulup bulunulmadığı ve taraflar arasında önceden net bir anlaşmaya varıldığı ispat edilememiş ise de sonradan kadının annesinin takılmasını istediği toplam altın miktarı hususunda olumsuz müdahalelerde bulunduğu, kadının ise annesinin müdahalelerine sessiz kaldığı ve annesinin olumsuz müdahalelerinin etkisi altında kalarak erkeğe karşı olumsuz davranışlar sergilediği ve erkeğe hakaret içerikli mesajlar gönderdiği, erkeğin ise kadının henüz düğün töreni yapılmadan önce nikah kıyıldığının uzak aile bireyleri ve sosyal çevresi tarafından bilinmesini istememek yönünde haklı sayılabilecek görüşe sahip olduğu, erkek tarafından ayrılık aşamasına gelinen dönemde kadını zor durumda bırakmak maksadıyla daha önceden şifresini bildiği kadının sosyal medya hesabı üzerinden kadının izni ve bilgisi olmaksızın düğün davetiyesi ve nikaha ilişkin paylaşımlar yaptığı, tarafların diğer iddialarının ise ispat edilemediği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kusurunun olmadığını, kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, kadının tanık beyanlarının yalan ve çelişkili ifadeler olduğunu, kadının erkeğe hakaret ve küfür ettiğini, annesinin evlilik birliğine müdahalesine ses çıkarmadığını, erkeğin kariyerine engel olduğunu ve tutarsız davranışlarda bulunduğunu, kadının kendi rızası ile sosyal medya hesabından paylaşımlar yaptığını ileri sürerek kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ile hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kadının güvenini nikahtan sonra hal ve tavırlarını değiştirerek boşa çıkardığını, erkeğin bekarken kullandığı eşyaları evlilik birliği içerisinde de kullanması gerektiği konusunda kadına baskı uyguladığını, erkeğin nikah kıyıldıktan sonra nasılsa nikahın kıyılmış olduğu düşüncesiyle eşya konusunda kadına dayatmada bulunduğunu, aynı saikle kadına söz verdiği ziynet eşyalarını da almadığını, mahkemece kadına yüklenen hakaret içerikli mesajların hangi numaradan gönderildiğinin belli olmaması nedeniyle kadına bu yönde kusur yüklenmiş olmasının isabetsiz olduğu, kadının kariyerine engel olduğunu, kıskanç yapısı ile kadını kısıtladığını, hakaret ettiğini ileri sürerek erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ile kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulü ile tarafların kusur durumlarına göre erkek yararına tazminat ödenmesi ile kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesine ilişkin hukuki şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise erkek yararına hükmedilen tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.İlk Derece Mahkemesince kadının, erkeğin bekar evindeki eşyaların, evlilik sonrasında da kullanılabileceğini kabul etmesine rağmen, sonradan tüm eşyaların değiştirilmesini isteyerek tutarsız davranışlar sergilediği, kadının annesinin evlilik birliğine müdahalede bulunduğu, kadının bu duruma sessiz kaldığı ve annesinin etkisi altında kalıp erkeğe olumsuz davranışlar sergileyerek hakaret ettiği, erkeğin ise kadını zor durumda bırakmak maksadıyla daha önceden şifresini bildiği kadının sosyal medya hesabı üzerinden kadının izni ve bilgisi olmaksızın düğün davetiyesi ve nikaha ilişkin paylaşımlar yaptığı böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu kabul edilmişse de; yapılan yargılama, toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanlarından davacı-karşı davalı erkeğin eşine güvenmeyerek ve kıskanç tavırlar sergileyerek onu denemek maksadıyla adına isimsiz çiçek yolladığı, kadının bu vakıaya dava dilekçesinde dayandığı, dosya kapsamından bu kusur ispatlanmakla erkeğe bu vakıanın kusur olarak yüklenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Hal böyle iken Mahkemece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
3.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesine göre, boşanma sonucu maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre az kusurlu olması gerekir. Yukarıda ikinci paragrafta açıklandığı üzere, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit derecede kusurlu oldukları anlaşılmış olup davacı-karşı davalı erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilme koşulları oluşmamıştır. Hal böyle iken Mahkemece kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadın aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden davalı-karşı davacı kadın yararına ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadın aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden davacı-karşı davalı kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin ...e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana ...a iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.