Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1717 E. 2023/2461 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşandıktan sonra eşinin soyadını kullanma izni verilen kadının, eski eşinin bu iznin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının boşandığı eşinin soyadını kullanmaya devam etmesinde menfaatinin bulunduğu, eski eşin ise bu kullanımdan dolayı bir zararının olmadığı ve kadının soyadı kullanımının kaldırılmasını gerektirecek bir nedenin bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1934 E., 2022/2211 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Datça Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/164 E., 2022/120 K.

Taraflar arasındaki boşanan kadının kocasının soyadını kullanmasına verilen iznin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 24.12.2015 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, ilamının 10 uncu bendi uyarınca davacının davalıya ait "..." soyadının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 173 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanma sonrası kullanılmasına izin verildiğini, ancak davalı tarafın müvekkile karşı haksız çıkar sağlamaya yönelik taleplerinin olması, davacıyı zarara uğratmak kastıyla hareket etmesi ve davacı müvekkilin mevcut aile düzenine zarar verici davranışları sebebiyle davalıya verilen soyadı kullanım izninin kaldırılması gerektiğini, tarafların boşandığı dönemdeki koşullar ile şimdiki koşulların değiştiğini, taraflar arasındaki ilişkinin davalının kasti ve kötüniyetli davranış ve talepleri sebebiyle geri dönülmez bir şekilde bozulduğunu belirterek davanın kabulüne, davacı müvekkilin "..." soyadının, davalı tarafça kullanılmasına ilişkin verilen iznin kaldırılmasına, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının soyut ve mesnetsiz olduğunu, taraflardan davacının İstanbul ilinde davalı müvekkil ...'ın ise Muğla ili Datça ilçesinde ikamet ettiğini, tarafların birbirlerine gidip gelmesinin ve birbirlerini rahatsız etmesinin mümkün olmadığını, davalı ...'ın, yeni bir hayata başlaması ve 800 km öteye taşınmasının davacı tarafından kabullenilemediğini, müvekkil davalı ...'ın ayakları üzerinde ... bir kadın olması, kendi kararı ile başka şehre taşınması "tahammülsüzlük" olarak nitelendirilmesinin hatalı olduğunu, davalının, davacı ...'a satın almaya dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemli bir dava açmasının Anayasa'dan kaynaklanan bir hak arama biçimi olduğununu, davacı tarafın, müvekkil ... tarafından davacı ... aleyhine başlatılan icra takibini "müvekkilini rahatsız etmek" olarak ifade ettiğini ve işbu davaya bir gerekçe olarak beyan ettiğini, davacı ...'ın anlaşmalı boşanma sözleşmesi ile üstlendiği "özel sağlık sigortası yapmak" yükümlülüğünü yaklaşık 5 sene boyunca ihlal ettiğini, bunun üzerine icra takibi başlatmak zorunda kalındığını, kaldı ki davacının takibe itiraz etmeyip borcunu ödediği ve takibin kapandığını, müvekkil ...'ın "..." soyadını kullanmasının davacı eski eşe herhangi bir zararı olmadığını, ...'ın tanınan bir ressam olduğunu ve eserlerini bu soyadı ile imzaladığını, ... olarak sergilere ve organizasyonlara katıldığını, müvekkilin sanat eserlerine ilgi gösteren kimseler "..." olarak arama yaptığını ve iletişim kurduğunu, ayrıca taraflarının müşterek çocukları olduğunu ve davalı müvekkilin çocuğu ile aynı soyadı taşımak istediğini, bu sebeple müvekkil ...'ın davacının soyadını kullanmakta menfaati olduğunu, 35 yıl boyunca ... soyadını kullandığı, sanatını icra ettiği ve kazanımlarını bu soyadı ile yaptığını, bu soyadı ile tanındığı ve kariyer yaptığını, ayrıca emeklilik, taşınmaz, banka hesabı gibi onlarca resmi kayıtları da yine ... soyadı ile işlem gördüğünü belirterek haksız davanın reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının boşandığı eşinin soyadını kullanma konusundaki menfaatinin devam ettiği, davacının boşandığı eşinin soyadını kullanmasının kendisine zarar verdiği konusunda kabul edilebilir bir gerekçe ileri sürmediği, davalının sosyal ve çalışma hayatında Ruşen ... adıyla tanındığı, anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklı davalı tarafından açılan davanın "hak arama özgürlüğü" ve "adil yargılanma hakkı" kapsamında olduğundan verilen iznin kaldırılmasını gerektirir nitelikte olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının sosyal ve çalışma hayatında müvekkilinin soyadı ile tanınmayıp kızlık soyadını kullandığını, bu konuda taraflarınca ibraz edilen Beyoğlu 18. Noterliğinin e-tespit tutanaklarının dikkate alınmadığını, davalı tarafından sunulan sosyal medya hesaplarının gerçekliğinin araştırılmadığını, davalının müvekkilin aile yaşantısına zarar verici davranışlarda bulunduğunu, kötü niyetli olarak müvekkili aleyhine dava açıp icra takibinde bulunduğunu, delil olarak bildirdikleri dosyaların getirtilmediğini, koşulların değişmesi, menfaatin kalmaması veya haklı nedenlerin varlığı halinde verilen iznin kaldırılması gerekmekte olduğundan kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalının boşandığı kocasının soyadını kullanmasının davalıya bir zarar vermediği, davalının iş ve sosyal yaşamında eski eşinin soyadıyla tanınıp bilindiği, bu nedenle kocanın soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu, bu iznin kaldırılmasını gerektirecek 4721 sayılı Kanun'un 173 üncü maddesinin üçüncü fıkrası anlamında bir durumun kanıtlanamadığı, her ne kadar davacı vekili tarafından Mahkemece delil olarak dayandıkları davalı tarafından başlatılan icra takibi ve açılan dava dosyasının getirtilip incelenmeden hüküm kurulduğu istinaf sebebi yapılmışsa da; davacının dava dilekçesinde ve aşamalarda takip dosyası ve dava içeriği hakkında bilgi verdiği, Mahkemece davacının verdiği bilgilere göre, anılan dosyaların celp edilerek incelenmesinin dosyaya yenilik katmayacağı, Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalının takip yapması ve dava açmasının Anayasal bir hak olduğu, davalının zaman zaman kızlık soyadını da kullanmış olmasının 35 yıllık evlilikten sonra devam eden iş ve sosyal yaşamı da gözetildiğinde menfaatinin ortadan kalktığı olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı kadının sosyal medya hesaplarında kızlık soyadını kullandığı bu durumun tespit edildiği ve noter tespit tutanağının dosyaya sunulduğu ancak dikkate alınmadığı, mesleğini icra ederken de kızlık soyadını kullandığı, sürekli iletişim halinde olmalarına rağmen agresif bir tavırla kendisi aleyhine takip başlattığı ve dava açtığını bunu ailesine zarar vermek için yaptığını, dava açmasının sadece hak arama özgürlüğü olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğu, zira sulh olma yolunu tercih etmediği, bildirilen delillerin mahkemece toplanmadan karar verildiğini belirterek; hükmün tümü yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan boşanan kadının kocasının soyadını kullanmasına verilen iznin kaldırılması davasında kocanın soyadının kullanılmasında kadının menfaati ve erkeğe bir zararının olup olmadığı anlaşmalı boşanma sırasındaki şartlarının değişip değişmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 173 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... ve 371 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.