"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/255 E., 2022/1888 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/1021 E., 2019/428 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda asıl boşanma davasının reddine, karşı boşanma davasının ve ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.10.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı- davalı ... vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davalı- davacı ... ve vekilleri gelmedi. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin nikahın hemen akabinde fiziksel şiddete maruz kaldığını, kadının eşini dövüp yaraladığını, hastanelik ettiğini, kadının ailesinin de erkeğin ailesine saldırdığını, düğünde 36 gramlık 1 adet bilezik, 20 gramdan 10 adet bilezik, 1 adet zincire takılı beşi bir yerde, zincire takılı 7 adet reşat, 1 adet 1.000,00 Euro'luk set, 1 adet altın kaplama saat takıldığını, kadının giderken bu takıları yanında götürdüğünü belirterek tarafların hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmalarına, ziynet eşyalarının erkeğe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların gerçek dışı olduğunu, 1.55 boyundaki müvekkilinin genç ve yapılı olan erkeğe şiddet uygulamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, erkeğin boşanmaya gerekçe oluşturmak için iddialarda bulunduğunu, asıl şiddete uğrayanın müvekkili olduğunu, erkeğin müvekkiline hakaretler ettiğini, haksız yere suçladığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10 adet Adana burma bilezik, 1 adet set takım, 1 adet enli zümrüt bilezik, 3 adet çerçeveli altın zincir Reşat altın, 8 adet çeyrek altın, 7 adet altın zincirli Reşat altın, 1 adet yüz görümlüğü zincirli altın, 2 adet zincirli Reşat altın, 5 adet Trabzon burma bilezik, 1 adet Diesel saat, 1 adet zümrüt bilezik, 4 adet burma bilezik, 1 adet tektaş yüzük, 1 adet altın saatten oluşan ziynetlerin aynen, olmadığı takdirde bedelinin yasal faiziyle erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, kadının parmaklarının zedelendiği, erkeğin, kadından şiddet gördüğünü söylerek Alman Yasalarına göre 10 gün evden uzaklaştırma kararı aldığı, bu durumu ailesinin yanında polis araması ile öğrenen kadının, polis nezaretinde evden kişisel eşyalarını aldığı, 10 günlük süre içinde erkek tarafından aranmadığı, uzaklaştırma kararının süresi dolduktan sonra eve dönmek istediği, anne-babası ile birlikte anahtarı almak için erkeğin annesinin evine gittikleri, anahtarı vermek istemeyince erkeği de göremediklerinden polis çağırdıkları, polis nezaretinde evine gittiğinde evde hiçbir eşya bulunmadığını görünce geri döndükleri, o günden beri tarafların ayrı yaşadıkları, evliliklerinin yaklaşık üç ay sürdüğü, tanık anlatımlarına göre erkeğin 1.90 boyunda yapılı, karete siyah kuşak sahibi olan, spor salonlarında antreman yapan güçlü kalıplı yapıya sahip olduğu, kadının ise 1.55 boyunda dövüş sporları ile spor salonları ile alakası olmayan biri olduğu, tarafların fiziksel durumları dikkate alındığında kadının, erkeğe fiziksel şiddet uygulamasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, taraf tanık anlatımlarından, kadının, erkeğe kendini savunma amaçlı karşılık verdiği sırada oluşabileceği kanaatına varıldığı, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının kusurunun ispatlanamadığı, kadına kusur atfedilmeksizin erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedenine dayalı asıl davanın ispatlanamadığından reddine, ziynet eşyasına ilişkin talebinden vazgeçtiğinden karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, yasal koşulları oluştuğundan kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, düzenli geliri bulunan kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, "davacı-karşı davalı tarafın yargılama sırasında ziynet eşyalarına yönelik taleplerinden vazgeçtikleri ve davalı-karşı davacı tarafa ise ziynet eşyaları talepleri ile ilgili olarak yemin teklifinde bulundukları, davalının 22/02/2019 tarihli celsede "dava konusu edilen altınları yanımda götürmediğime, kendimde olmadığına, şuan da kendimde olmadığına, babamın kasasına da koymadığıma, namusum vicdanım ve bütün kutsal değerlerim adına yemin ederim"şeklinde yeminli beyanda bulunduğu, ancak davacı-karşı davalı taraf, yeminin usulune uygun olmadığına ilişkin itiraz bulunduğu ve sonrasında yemin tekliflerinden vazgeçtiklerini beyan ettikleri, davalı-karşı davacı taraf ise yemin deliline dayanıldıktan ve kabul edildikten sonra HMK 227/2 maddesi gereği bu tekliften vazgeçilmesi mümkün olmadığını, yeminin usulüne uygun olarak yapıldığını, Mahkeme aksi kanaatte ise davalı-karşı davacının yemin için tekrar hazır olacağını beyan ettikleri, HMK 227/2 maddesinde ; yemin teklif olunan kimse, yemini edaya hazır olduğunu bildirdikten sonra, diğer taraf teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamayacağı ve yeni bir delil de gösteremeyeceği düzenlemesi karşısında HMK 233 ve devam eden maddeleri kapsamında davalı-karşı davacıya usulüne uyun olarak yemin eda ettirildiği, davalı-karşı davacı yeminli ifadesinde:"Dava konusu edilen altınları yanımda götürmedim. Bu altınlar bende değildir. Ben ve davacı karşı davalı eşimde bulunan ziynet eşyalarını hiçbir şekilde almadım. Ben müşterek konutu terk etmedim. Davacı karşı davalı eşimin benim aleyhimde uzaklaştırma kararı alması nedeniyle evime giremedim. Uzaklaştırma kararından önce ben annemi ziyarete gitmiştim. Annemi ziyaret etmek için evden ayrılırken veya daha önce ben ve davacı karşı davalı eşimde bulunan ziynet eşyalarını götürmedim. Anneme veya babama ya da herhangi bir yakınıma vermedim. Altınları babamın kasasına koymadım. Altınlar düğünden sonra davacı karşı davalı bu altınları bankadaki kasasına koydu. Kasadaki bütün altınları sonradan davacı karşı davalı eve getirdi. Sonrasında benim hakkımda uzaklaştırma kararı aldı. Uzaklaştırma kararı gereği evin anahtarını polis aldığı için eve giremedim. Evden sadece polis nezaretinde kişisel kıyafetlerimi aldım. Altınların şu anda nerde olduğunu bilmiyorum. Ancak davacı karşı davalıda olduğunu biliyorum. Altınları satıp satmadığını bilemem. En son davacı karşı davalı eşim altınları kasadan alıp eve getirmişti. Bana yöneltilen yeminin anlam ve sonuçlarını da anladım. Verdiğim ifade doğrudur." şeklinde beyanda bulunduğu, tanık anlatımları, DVD ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davalı-karşı davacıya düğünde; 22 ayar 20 'şer gram 15 adet bilezik,22 ayar, 15 'er gram 5 adet bilezik, 22 ayar, 10 gram 1 adet bilezik, 22 ayar, 35 gram 1 adet bilezik, 14 ayar, 40 gram 1 adet set takımı, 14 ayar, 8 gram 1 adet zincir, 22 ayar 7 adet reşat altını, 14 ayar, 12 'şer gram 3 adet zincir çerçeve, 22 ayar 3 adet reşat altın, 14 ayar, 8 gram 1 adet zincir, 22 ayar 1 adet reşat altın, 14 ayar, 8 gram 1 adet zincir, 22 ayar 1 adet yarım altın, 22 ayar 1 adet reşat altın, 9 adet çeyrek altın ,1 adet reşat altın, 6 adet çeyrek altın takıldığı, davalı-karşı davacının yeminli beyanına göre; iş bu ziynet eşyalarının düğünden sonra davacı- karşı davalı tarafından bankadaki kasasına koyulduğu, sonradan davacı- karşı davalının bunları eve getirdiği, sonrasında davalı-karşı davacı aleyhinde evden uzaklaştırma kararı aldığı ve dolayısı ile söz konusu ziynet eşyalarının davacı-karşı davalıda olduğu ve davalı-karşı davacıya iade edilmediği" gerekçesiyle kadının ıslah kapsamında ziynet eşyalarına yönelik talebinin kabulü ile;15 adet bilezik, 22 ayar 20 'şer gram 41.100 TL , 5 adet bilezik, 22 ayar, 15 'er gram 10.275 TL, 1 adet bilezik, 22 ayar, 10 gram 1370 TL, 1 adet bilezik, 22 ayar, 35 gram 4795 TL, 1 adet set takımı, 14 ayar, 40 gram 4840 TL, 1 adet zincir, 14 ayar, 8 gram 968 TL, 7 adet reşat altını, 22 ayar 6790 TL, 3 adet zincir çerçeve, 14 ayar, 12 'şer gram 4356 TL, 3 adet reşat altın, 22 ayar 2910 TL, 1 adet zincir, 14 ayar, 8 gram 968 TL, 1 adet reşat altın, 22 ayar 970 TL, 1 adet zincir, 14 ayar, 8 gram 968 TL, 1 adet yarım altın, 22 ayar 474 TL, 1 adet reşat altın, 22 ayar 975 TL, 9 adet çeyrek altın 2133 TL, 1 adet reşat altın 970 TL, 6 adet çeyrek altın 1422 TL olmak üzere açıklanan ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde ıslah ile toplam değeri olan 87.279,00 TL'nin 10.000,00 TL' sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle kalan 77.279,00 TL'sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; yemin sonucu kadının ziynet alacağının kabul edilmesi, kusur belirlemesi, tazminatların esası ve miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi, maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflarca dilekçeler aşamasında dayanılan ve hükme esas alınan erkeğe yüklenen kusurların somut, görgüye dayalı tutarlı tanık anlatımları ve sunulan deliller ile kanıtlandığı, kadına kusur yüklenilmediğinden boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu kabul edilmesi gereken erkeğin ağır kusurlu kabul edilmesi hatalı ise de kusur açısından istinafa gelenin sıfatına göre sadece yanılgıya değinilmekle yetinildiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki erkeğin kusur derecesi, paranın alım gücü, mevcut veya beklenen menfaat, kişilik haklarına yapılan saldırı, hakkaniyet ilkesi gereğince kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, bu yönlere ilişkin yeniden hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, kadının diğer, erkeğin ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminatlar, ziynet alacağının kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi, maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, tazminatlar, tedbir ve yoksulluk nafakası, ziynet alacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 226 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.