Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1726 E. 2023/5295 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusur durumu, manevi tazminat talebinin reddinin ve hükmedilen maddi tazminat ile nafaka miktarlarının yerindeliği uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve dosya kapsamına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1088 E., 2022/1896 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında

karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/843 E., 2019/579 K.

Taraflar arasındaki davacı kadın vekili tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sorumluluklarını yerine getirmediğini, evlilikleri boyunca bağımsız bir konut sağlamadığını, özel hayatının koruyamadığını, davalının babasının taraflarla birlikte yaşadığını, evde genel temizliğe dikkat etmediğini, davalının babasının yapmış olduğu hareketlerin içinden çıkılmaz bir hal aldığını, gece vakit yatak odasına izinsiz girdiğini, evin içinde iç çamaşırı ile dolaştığını, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kaldığını, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadın vekilinin dava dilekçesinde tanık deliline dayanmadığı, taraflar arasındaki ses kaydının ise hukuka aykırı delil olduğu, delil değerlendirilmesinde esas alınmadığı; davacı vekilinin sunmuş olduğu taraflar arasındaki yazışmalar ve fotoğrafların delil olarak kabul edildiği; yapılan incelemede davalı erkeğin davacı kadını kendi babası ile yaşamaya zorladığı, erkeğin babasının evin ortak kullanım alanlarında uygun davranmadığı, kadın açısından bu durumun evlilik birliğini temelinden sarstığı, davacı kadına bağımsız bir konut sağlamayan davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat talebinin kişilik haklarına saldırı durumu ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ile nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi ile maddî tazminat ve nafaka miktarı yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ile buna bağlı olarak kadın yararına maddî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına yoksulluk nafaka şartlarının oluşmadığını, tanıklarının dinlenilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, maddî tazminat ve nafaka yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin süresinde cevap dilekçesi sunmadığı, ön inceleme duruşmasında verilen sürenin ise dilekçelerinde dayanılan delillerin getirtilmesi için verildiğini, bu nedenle davalı erkeğin delile ya da vakıaya dayanmış kabul edilemeyeceğini, davalı tanıklarının dinlenilmemesinde bir isabetsizlik görülmediği; Mahkemece belirlenen ve kusurların gerçekleştiğini, belirlenen kusurların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği bu nedenle manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu; tarafların sosyal ekonomik durumları, evlilik süresi, kadının yaşı, çalışmaya engel halinin olmaması, yeniden evlenebilme şansı ile hakkaniyet ilkesi gereğince kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerektiği; belirlenen maddî tazminat miktarının uygun olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren bir defaya mahsus 25.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına; tarafların diğer itirazlarına konu istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının yaşadıkları olaylar nedeniyle ağır depresyon tedavisi almak zorunda kaldığını, bu hususun değerlendirmeye alınmadığını, manevî tazminat talebinin reddinin hatalı olduğunu, belirlenen maddî tazminat ve nafaka miktarının az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi, nafaka ve maddî tazminat miktarı yönünden; bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; tanıklarının dinlenilmemesinin hatalı olduğunu, kadının evlenmek nedeniyle işten ayrıldığını ve tazminat aldığını, bu kadar kısa süre içinde boşanma davası açmasının da kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, bağımsız konut temin edildiğini ve bir süre birlikte bu evde yaşadıklarını, bu konunun incelenmemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tanıklarının dinlenilmemesi, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ile yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın vekili tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı ile maddî tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun oluptaraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.