"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/45 E., 2022/2096 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/295 E., 2020/178 K.
Taraflar arasındaki davacı kadın vekili tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadın vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin alkol aldığında kadına ve çocuklarına aşağılayıcı muamelede bulunduğunu, hakaret ettiğini, kadını ve çocuklarını defalarca evden kovduğunu, en son 20.08.2017 tarihinde gece yarısı alkollü olarak eve geldiğini ve bir gün önce eşi ve çocukları evde yokken anahtarı olmadığından eve girememesi nedeniyle evden kovduğunu, onlara sinkaflı sözlerle küfür ve hakarette bulunup ölümle tehdit ettiğini, bu olaydan sonra kendisi ve küçük çocuğu için ... 4. Aile Mahkemesinin 2017/319 D.İş dosyasından koruma kararı aldığını, evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, kadına ve çocuklarına sözlü ve fiziksel şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüğüne de aykırı davrandığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk ve kadın yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Dava dilekçesi davalı erkeğe 15.05.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı erkek tarafından süresi içinde cevap sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının 20.08.2017 tarihinde erkek tarafından evden kovulduğu ve kendisine siktirin gidin şeklinde söylemlerde bulunduğu iddiasının ... Polis merkezi tarafından yapılan soruşturma dosyasında ortak çocukları olan ...nın beyanı da dikkate alınarak ispatlandığı, kadının soruşturma dosyasında şikayetçi olmadığını beyan etmiş ise de bu şikayetten vazgeçmenin affetme anlamında olmadığı, erkeğin ceza almamasına yönelik şikayetten vazgeçildiğinin soruşturma ifadesinden anlaşıldığı, kadının diğer iddialarının ise tanık da bildirilmediği için mevcut delil durumu itibariyle ispatlanamadığı dolayısıyla yalnızca erkeğin kadına küfür edilerek evden kovulduğu hususunun ispatlanabildiği, erkeğin yaşanan olay nedeniyle tam kusurlu olduğu, kadına yönelik sözlü şiddet uyguladığı gibi aile yükümlülüklerini yerine getirmeyerek eşini ve çocuğunu evden kovduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kusurlu olduğu; kadının işyerinden kendi hatası nedeniyle kovulduğu, kira geliri olan bir taşınmazının bulunduğu ve kendi evinde oturduğu, erkeğin de kira geliri olan iki evi olduğu ancak kendisinin kirada oturduğu ayrıca emekli maaşının olduğu, tarafların gelirlerinin birbirine denk olduğu; kadının karakoldaki şikayetinden vazgeçtiği bu nedenle kişilik haklarının zedelendiğinin kabul edilemeyeceği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, çocuk ergin olduğundan velâyet konusunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk yararına ergin olduğu tarihe kadar aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk ve tedbir nafakası ile manevî tazminat talebinin reddine, kadın yararına 30.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece belirlenen kusurlu davranışların yanında erkeğin sadakatsiz olduğunu, sürekli alkol kullandığının da ispatlandığını, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, maddî tazminat miktarının az olduğunu ileri sürerek karar kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat talebinin reddi ile maddî tazminat miktarı yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin sürekli alkol kullandığını, alkol nedeni ile kadına ve çocuklara kötü davrandığını, hakaret ettiğini iddia edildiği, eldeki dosyada tanık ismi bildirmeyerek, dava dilekçesine eklediği şikayet tutanaklarına delil olarak dayandığı, Mahkemece dava dilekçesine ekli şikayet tutanaklarından tarafların ortak çocuğu ...'ın beyanı hükme esas alınarak, erkeğin kadın ve çocuğu evden kovduğu, hakaret ettiği kabul edildiği ancak gerekçesi gösterilmeden ...'ın erkeğin sürekli alkol kullandığı ve alkol kullandıktan sora kendisine ve annesine kötü davrandığı yönündeki beyanı dikkate alınmadığı, davalı erkeğin ortak çocuğun beyanlarının hükme esas alınmasına itiraz etmediği, erkeğin Mahkemece kabul edilen ve kesinleşen kusurlu davranışlar dışında sürekli evlilik birliğinin temelinden sarsacak boyutta alkol kullandığının da kabulünün de gerektiği; boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorunda olduğu; Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere kadının erkek hakkında şikayetçi olmadığı, Mahkeme kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinde kadının şikayetçi olmamasının af niteliğinde olmayıp, erkeğin ceza almasını engellemeye yönelik olduğunu belirttiği ancak manevî tazminatın reddine ilişkin gerekçesinde kadının şikayetinden vazgeçmesi nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğradığından bahsedilemeyeceği kabul ederek kararın kendi içerisinde çelişki oluşturduğu; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurunun bulunmadığı sabit olduğu ancak ı kadının kira ödemediği, adına kayıtlı bir taşınmazdan kira gelirinin olduğu, hisseli dahi olsa kira geliri elde edeceği ya da satarak gelir elde edeceği taşınmazların bulunduğu, erkeğin ise, emekli maaşı dışında 2 adet taşınmazı bulunup, bu taşınmazlardan kira geliri elde etmekle birlikte kendisinin de kirada oturduğu, böylece tarafların gelirlerinin birbirine eşit kabul edilmesi gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına 30.000,00TL manevî tazminata; kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle;erkeğin sadakatsiz olduğunu, alkol kullanması nedeniyle birlik görevlerini ihmal ettiğini, bu kusurlarında eklenmesinin gerektiğini, gelirlerinin denk olmadığını yoksulluk nafaka koşullarının oluştuğunu, tedbir nafakası ile tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminat ve tedbir nafaka miktarları ile reddedilen yoksulluk nafaka talebi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizliklere yönelik kusur belirlemesinin eksik olup olmadığı, tedbir nafakası ile tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı ile yoksulluk nafaka talebinin reddinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2. Davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.