"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1590 E., 2022/2434 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmesi,
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/179 E., 2022/415 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı- davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı- davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile bu yönden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle erkeğin davasının da reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının evliliği maddî kazanç temin etmek için yaptığını öğrendiğini, sürekli aşırı maddî taleplerinin olduğunu, bir süre için şehir dışına gittiğini ancak belirttiği sürede dönmediğini, döndüğünde boşanmak için geldiğini söylediğini, bu gelişi sırasında ayrı yataklarda yattığını, evi otel gibi kullandığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, asılsız iddialar ile şikayette bulunduğunu, mahrem konuları başkaları ile paylaştığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminat ile nişanda takılan takıların bedeli olarak da 5.000,00 TL maddî tazminatın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle;iddiaların asılsız olduğunu, evlilikten kısa bir süre sonra erkeğin alkol alışkanlığının olduğunu öğrenildiğini, alkolün etkisiyle kadına karşı ağır küfürler sarfettiğini, sürekli evliliğe ilişkin pişmanlığından bahsettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince erkeğin davasının reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin 17.09.2019 tarih ve 2017/2144 Esas, 2019/718 Karar sayılı kararı ile evlendikten sonra kadının maddî taleplerde bulunduğu, maddî talepleri karşılanmayınca da evden ayrıldığı, 1.5 ay gelmediği, daha sonra geldiğinde barışmak istediği, barışma girişimlerinde bulunduğu, tarafların halen ayrı yaşadıkları, kadının kusurlu davranışları nedeniyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, kadının iddialarının sabit olmadığı, kadının evden ayrıldıktan sonra barışma girişiminde bulunması nedeniyle önceki olayları hoşgörü ile karşıladığı ve affetmiş sayılacağı, erkeğe atfedilebilecek kusur olmadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince erkeğin davasının kabulüne, kadının davasının reddine, tarafların boşanmalarına, erkek yararına 5.000,00 TL maddî tazminata, erkeğin şartları oluşmayan manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekilince her iki dava yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 24.02.2022 tarih ve 2019/2241 Esas 2022/423 Karar sayılı kararı ile erkeğin maddî tazminat talebinin boşanmanın fer'î niteliğinde olmadığı, dolayısıyla nispi harcın tamamlanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasına, belirtilen eksiliğin giderilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, kadın vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının evlendikten sonra maddî taleplerde bulunduğu, maddî talepleri karşılanmayınca da evden ayrıldığı, 1,5 ay gelmediği, daha sonra gelerek barışmak isteği ve barışma girişiminde bulunduğu, tarafların halen ayrı yaşadıkları, kadının kusurlu davranışları nedeniyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, kadının iddialarının sabit olmadığı, kadının evden ayrıldıktan sonra barışma girişiminde bulunması nedeniyle önceki olayları hoşgörüyle karşıladığı ve affetmiş sayılacağı, erkeğe atfedilebilecek kusur olmadığı; kaldırma kararından sonra davacı erkeğin maddî tazminat talebinden feragat ettiği, manevî tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine, tarafların boşanmalarına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve davasının reddi ile erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, affedenin gerçekte erkek olduğunu ileri sürerek kararın her iki dava yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece kadına evlendikten sonra maddî taleplerde bulunması, talepleri karşılanmayınca evden ayrılması eylemleri kusur olarak verilmiş ise de, dinlenen erkek tanıklarından H. Ö.'ün beyanında geçen mahrem ilişkilerin anlatılması eylemi mahkemece kadına kusur olarak verilmediği ve erkeğin de istinaf istemi bulunmadığı, bu aşamada bu vakıanın kadına kusur olarak eklenmesi mümkün bulunmadığı, erkek tanığı B. A.'ın beyanlarının duyuma dayalı olduğu,beyanda bahsi geçen mesajın kimden geldiğinin belli olmadığı, erkek tanığı A. A.'ın tanıklıktan çekildiği ve tanık E. S'nın dinlenmesinden de vazgeçildiği bu haliyle dinlenen erkek tanıklarının beyanlarında Mahkemenin kadına kusur olarak verdiği eylemlerin gerçekliğine ilişkin açık ve net ifadeler bulunmadığı, duyuma dayalı ifadelerin kusura dayanak alınamayacağı dikkate alındığında Mahkemenin kadın aleyhine vermiş olduğu kusurların tümünün kaldırılmasının gerektiği; her ne kadar kadının tanık beyanları ile kadının eve döndüğünde anahtar değiştirildiği için eve giremediği ifade edilmiş ise de, kadın tarafından bu eyleme dayanılmadığı, dayanılmayan bu eylemin erkeğe kusur olarak verilmesi mümkün bulunmadığı, dinlenen diğer kadın tanıklarının tümünün beyanlarının duyuma dayalı olduğu ve taraflar arasındaki iddia olunan geçimsizliğe ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, bu nedenle kadının boşanma talepli davasının reddine ilişkin kararında yanlışlık bulunmadığı; 4721 sayılı Kanun’un 169 uncu maddesi gereğince boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin, barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alması gerektiği, Mahkemece geliri bulunmayan ve aleyhine boşanma davası açılmak ile ayrı yaşama hakkı elde eden kadın lehine tedbir nafakası verilmemesinin doğru olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkeğin davasının reddine, kadın yararına dava tarihinden kesinleşme tarihine kadar aylık 600,00 TL tedbir nafakasına; kadın vekilinin diğer itirazlarına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının baştan itibaren evliliği maddî menfaat sağlamak için yaptığının sabit olduğunu, tanıklıktan çekinen tanıkların kadının akrabası olduğunu, doğruyu söylemek zorunda oldukları için çekindiklerini, erkek tanıkları ile kadının kusurlarının ispatlandığını, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kendi davasının reddi,kusur belirlemesi, tedbir nafakası yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğin davasının reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı ile kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru olup olmadığı ve miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü e 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.