Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1750 E. 2023/1910 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, bozmaya uyularak verilen ve kesinleşen hükümlere karşı yapılan temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği, tazminat ve iştirak nafakası miktarının uygunluğu ve bozma sonrası yapılan istinaf duruşması nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bozmaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan ve bozmaya uyulmakla karşı taraf lehine kazanılmış hak teşkil eden hususlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin mümkün olmadığı gözetilerek, temyiz istemlerinin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1918 E., 2022/2537 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : 11.12.2017

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; iştirak ve maddi ve manevi tazminat yönünden karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın vekili karşı dava dilekçesinde; müşterek çocuğun velayetinin anneye verilerek, 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini, 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 manevi tazminata hükmedilerek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 19.12.2019 tarihli ve 2018/393 Esas, 2019/985 Karar sayılı kararıyla; davacı karşı davalı erkeğin çalışmadığı, karısının hamileliğinde onunla ilgilenmediği, kocalık görevini ihmal ettiği, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediği, davalı karşı davacı kadının da eşine " Hiç bir şey yapmıyorsun, boş adamsın," dediği, kocası için "Böyle olduğunu bilsem evlenmezdim" diyerek eşini aşağıladığı her iki tarafın da eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuk yararına aylık 400 TL tedbir ve iştirak nafakasına, tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, çocuğun annesinin kızlık soyadını kullanması talebinin ayrı bir yargılama konusu olduğundan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- karşı davalı erkek vekili, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, velayet ve nafakalar yönünden; davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından ise kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, iştirak nafakası miktarı, müşterek çocuğun annesinin soyadını kullanmasına ilişkin talebinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 05.04.2022 tarihli ve 20227164 Esas, 2022/712 Karar sayılı kararıyla; erkeğin yargılama sınasında maddi tazminat isteği olmadığı halde kesin hüküm oluşturacak şekilde red kararı verilmesi doğru olmayıp, davacı- karşı davalı erkeğin maddi tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, davalı-karşı davacı kadının “müşterek çocuğun babanın soyisminin yanında kendi bekarlık soyismini kullanmasına “ yönelik talebi boşanmanın eki niteliğinde olmadığı gibi ilk kez esasa ilişkin cevap dilekçesinde ileri sürüldüğünden ve kadın tarafından bu talebe yönelik harcı verilerek usulüne uygun açılmış dava bulunmadığından İlk Derece Mahkemesince kadının talebi hakkında usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken kesin hüküm olacak şekilde ret hükmü kurulması doğru görülmediği gerekçesi ile tarafların istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, sair istinaf taleplerinin esastan reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının ilgili kısımlarının hükümden kaldırılmasına, davacı- karşı davalı erkeğin maddi tazminat talebi bulunmadığından bu yönden karar verilmesine yer olmadığına, davalı- karşı davacı kadının "müşterek çocuğun babanın soyisminin yanında kendi bekarlık soyismini kullanması" talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat, nafakaların miktarı ve velayet yönünden; davalı- karşı davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve nafakaların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairece Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kadına kusur olarak yüklenen "hiçbir şey yapmıyorsun, boş adamsın, böyle olduğunu bilsem evlenmezdim" sözlerinin erkeğin kabul edilen ve gerçekleşen "çalışmama, eşinin hamileliğinde onunla ilgilenmeme, sorumluluklarını yerine getirmeyerek birlik görevlerini ihmal etme" kusurlarına karşı tepkisel nitelikte olması nedeniyle kadına kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı, boşanmaya sebep olan ve gerçekleşen olaylarda çalışmayan, eşinin hamileliğinde onunla ilgilenmeyen ve sorumluluklarını yerine getirmeyerek birlik görevlerini ihmal eden davacı-davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin davasının kabulü istinafa konu edilmeyerek kesinleştiğinden bu husus bozma nedeni yapılmayarak yanlışlık eleştirilmekle yetinildiği, davalı- karşı davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat ödenme koşulları oluştuğu halde Bölge Adliye Mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre kadının tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu, ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakasının az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, diğer temyiz itirazları yönünden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların müşterek çocukları yarına aylık 800,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, 40.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın davacı-karşı davalı erkekten alınarak davalı-karşı davacı kadına ödenmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın; istinaf incelemesinde vekalet ücretine hükmedilmesi, iştirak nafakasının ve tazminatların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; vekalet ücretine hükmedilmesi ve tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozmaya uyulmakla kesinleşen ve karşı taraf yararına usulî kazanılmış hak oluşturan yönlere ilişkin itirazların incelenip, incelenemeyeceği, tazminatların ve iştirak nafakasının miktarının dosya kapsamına, hakkaniyete ve bozmanın amacına uygun olup olmadığı, kanuni zorunluluk nedeniyle bozma sonrası açılan istinaf duruşması nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( 6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 330 uncu maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Hukuk Genel Kurulu'nun 04.03.2021 tarih, 2021/2-96 Esas, 2021/205 Karar sayılı ilamı.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.