"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2865 E., 2022/2470 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...
DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...
DAVA TARİHİ : 27.02.2019 - 16.04.2019
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı- davalı kadın yararına tedbir nafakasına ve maddî , manevî tazminatlara karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müvekkil yararına 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının davasının reddi, kendi davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.02.2021 tarihli 2019/252 Esas, 2021/70 Karar sayılı kararıyla; erkeğin ayrı ev açmadığı, annesinin kadına beddua ettiği ve kadının ablasına "onu rehin aldık gel kurtar" dediği, erkeğin bu duruma sessiz kaldığı, kadının ise sürekli telefonuyla meşgul olduğu, ev işleri yemek ve ütü yapmadığı, işlerin kayınvalide tarafından yapıldığı, kadının erkeğe soğuk ve mesafeli davrandığı, ailesinin, bebeğin cenazesi ile ilgilenmediği, kadının babasının gelmezsen evlatlıktan reddederim demesi üzerine kadının müşterek haneden ayrıldığı, kadının, ailesinin evliliğe müdahalesine engel olmadığı boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın için 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, erkek için 8.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminata kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- davalı kadın vekili kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, tedbir nafakası miktarı, erkek lehine tazminata hükmedilmesi yönlerinden, davalı-davacı erkek vekili kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü ve tedbir nafakasına hükmedilmesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 02.12.2021 tarihli 2021/874 Esas, 2021/2064 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince, erkeğe verilen kusurların yerinde olduğu, ayrıca erkeğin, hastane çıkışından sonra kadının elinden telefonunu aldığı, hastanede iken erkeğin amcasının oğlunun kadının babasına yönelik "seni mahvederim, sürüm sürüm süründürürüm, cebimde 50.000,00 TL para var o bitinceye kadar seninle uğraşırım" şeklindeki sözlerine sessiz kaldığı yönüyle de kusurlu olduğu, her ne kadar davalı kadın, erkeğe soğuk ve mesafeli davrandığı yönüyle kusurlu bulunmuş ise de; ispatlanamaması sebebi ile kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, kadının ailesinin bebeğin cenazesi ile ilgilenmemesi sebebiyle verilen kusurun kadından kaynaklandığı ispatlanamamakla kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, kadının düşük yaptıktan sonra erkek tarafından ailesiyle görüşmesinin engellendiği, cep telefonunun elinden alındığı, aile bireyleri tarafından baskı altında tutulduğu, müşterek haneden polis marifetiyle ayrılıp baba evine dönmesi sebebi ile kadının sebepsiz yere evi terk ederek fiili ayrılığa sebebiyet verdiği yönüyle verilen kusurun da kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince kadına verilen diğer kusurların sabit olduğu, kadına verilecek başka bir kusur bulunmadığı, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının kusura yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü, erkeğin istinaf talebinin esastan reddine, tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına göre kadının ev hanımı olduğu, ailesiyle birlikte yaşadığı, erkeğin ise babasıyla çiftçilik yaptığı, boşanma ile kadının yoksulluğa düşeceğinin anlaşılmasına göre yoksulluk nafakasının reddinin doğru olmadığı, kadın lehine TL yoksulluk nafakasına hükmedilerek kadının istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki davalı erkeğin kusurunun mahiyeti, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesi, ağır kusurlu olan erkek lehine tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı; kadın lehine aylık 450,00 TL yoksulluk nafakası ile kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 12.000,00 TL maddî ve 12.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı ile tedbir nafakası yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat ile reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 20.09.2022 tarihli kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatların az olduğu, davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, davacı- davalı kadın yararına hüküm altına alınan tedbir nafakasının İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığından bahisle hükmün bozulmasına, diğer yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince hükmedilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 18.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- karşı davalı kadın vekili; müvekkil lehine hükmedilen yoksulluk nafakası, tedbir nafakası ve maddî, manevî tazminat miktarlarının azlığı ve müvekkilimize izafe edilen kusur yönünden kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, tedbir nafakası ve maddî, manevî tazminatların miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte olan geçimsizlikte kadının kusurunun olup olmadığı, tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu , kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı-karşı davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.