"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2255 E., 2022/1683 K.
DAVA TARİHİ : 05.07.2018
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/475 E., 2020/36 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı- davacının aşırı kıskançlığının müvekkilinin sosyal hayatına, duygusal ve iş hayatına zarar verdiğini, evlilik birliği temelden sarsılmış olduğunu, evliliğin devamı eşlerden beklenemeyecek seviyeye geldiğini davalının ailesinin tarafların evliliklerine, özel hayatlarına, evlerine aldığı eşyalara kadar müdahale ettiğini, müvekkilinin bu durumdan rahatsız olup bu durumu eşine söylediğini, davalı- davacının ailesinden yana tutum sergileyip müvekkiline karşı hakaret ederek tartışma çıkardığını, küfürler ettiğini, şiddet uyguladığını evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocuğun velâyetinin erkeğe verilmesine, ortak çocuk için her yıl TÜFE oranında artırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL iştirak nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin, müvekkiline fiziki ve sözlü şiddet uygulaması sebebiyle müvekkilinin ailesine gitmek zorunda kaldığını halen de burada ikamet ettiğini, erkeğin sadakatsizliği ve bunu yaşam haline getirmesi, ilgisizliği, aşağılamasından dolayı müvekkilinin çok yıprandığını, evlilik birliğinin devamına imkan kalmadığını, müvekkilinin aile birliğinin üzerine yüklemiş olduğu tüm görevleri yerine getirdiğini, evliliğin devamı için elinden gelen çabayı göstermesine rağmen erkeğin kusurlu davranışlarının devam ettiğini, tarafların karı koca ilişkisinin giderek sona erdiğini, bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk...'in velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL nafaka, müvekkili lehine 200.000,00 TL maddî 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadının aşırı kıskanç davrandığı, mahrem konuları çevresine anlattığı "mecbur olmasam ben de evlenmezdim, mecbur olduğum için evlendim " şeklinde sözler sarf ettiği;erkeğin de sık sık eve geç geldiği, sadakatsiz davrandığı,bazı zamanlarda hiç gelmediği, yalnız başına uzun süreli telefon görüşmeleri yaptığı, davalı-davacı tanığı ...' nin görgüye dayalı beyanına göre de "Kübra" isimli birisiyle mesajlaştığı, erkeğin geçmişte eşini aldattığını beyan ederek sadakatsiz davrandığını açıkladığı yine 2018 yılı Ramazan ayı içerisinde meydana gelen bir tartışma sırasında erkeğin davalı-davacı eşine yönelik fiziksel şiddet içeren davranışlarda bulunduğu, olay sonrası erkeğin kayınbabası olan davalı tanığı ... e telefon açarak eşine fiziksel şiddet uyguladığını beyan ettiği gibi kadının yüzünde ve çenesinde oluşan morlukların olaydan kısa bir süre sonra aynı tanıklarca bizzat görüldüğü, ayrılmalarına sebep olan bu olay sonrası kadının çocuğuyla birlikte ...' a ailesinin yanına gittiği, tarafların bir daha bir araya gelmedikleri, davacı- davalı erkeğin, davalı-davacı kadının kıyafetine ve kilosuna yönelik "beceremiyorsun, giyinemiyorsun, kilo alıyorsun " şeklinde sözler sarf edip alay ederek duygusal şiddet uyguladığı, eşine ve çocuğuna sevgisiz ve ilgisiz davrandığı, yaşanan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının ise daha az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen boşanma davalarının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocuğu 2012 doğumlu...'in velâyetinin anneye verilmesine, velâyeti anneye verilen ortak çocuk... ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, asıl dava tarihinden başlamak üzere velâyeti anneye verilen ortak çocuk 2012 doğumlu... için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası takdiri ile davacı- davalı erkekten alınıp davalı- davacı kadına verilmesine, hükmün kesinleşmesiyle birlikte iştirak nafakası olarak aynen devamına, asıl dava tarihinden başlamak üzere kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası takdiri ile erkekten alınıp kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmün kesinleşmesiyle birlikte tedbir nafakasının kaldırılmasına, kadın vekilinin yoksulluk nafakası talebinin reddine, boşanmaya sebep olan olaylara göre takdiren 40.000,00 TL manevî, 50.000,00 TL maddî tazminatın erkekten tahsili ile kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu, sadakatsiz davrandığını, şiddete uğradığını belirterek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve maddî-manevî tazminat miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu, davacı- davalının şiddet uygulamadığını, davacı- davalının eski ortağı ile ortaklığının 2016 yılında sona erdiğini, davacı- davalının bu tarihten sonra büyük bir maddî kayıp verdiğini, duyuma dayalı kadın tanıklarının beyanlarının hükme esas alındığını belirterek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, velâyet, tedbir ve iştirak nafakası, vekâlet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen kişilik hakları ile mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, davalı- davacı kadın yararına verilen tazminatların miktarlarının az olduğu, davalı- davacı kadının maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, kadının sair, erkeğin tüm istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, davalı- davacı kadının tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, kadın yararına 80.000,00 TL maddî tazminat ile 70.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak, kadına verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu, sadakatsiz davrandığını, şiddete uğradığını belirterek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî-manevî tazminat miktarları ve nafakalar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu,davacı-davalının şiddet uygulamadığını, davacı- davalının eski ortağı ile ortaklığının 2016 yılında sona erdiğini, davacı- davalının bu tarihten sonra büyük bir maddî kayıp verdiğini, duyuma dayalı davalı tanıklarının beyanlarının hükme esas alındığını belirterek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, velâyet, tedbir ve iştirak nafakası yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflarn boşanma davalarının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar, velâyet düzenlemesi ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174üncü maddesi, 175inci maddesi. 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 336 ncı maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminatların miktarı yönlerinden davalı-davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2.... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Fatma'ya iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.