"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1309 E., 2022/2453 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 13. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/411 E., 2022/378 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının agrasif ve sinirli bir yapısının olduğunu, müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, aşağıladığını, küçük düşürücü sözler söylediğini, müvekkiline ve ailesine hakaret ve küfür ettiğini, davalının ailesinin evliliklerine müdahale ettiğini, davalının aşırı derecede borçlandığını, evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediği gibi ailesine ve müvekkiline karşı ilgisiz olduğunu, tarafları arasında 29.03.2021 tarihinde yaşanan tartışma üzerine müvekkilinin ortak evden ayrılarak ailesinin yanına sığındığını, davalının beyanları ile iddialarının sabit olduğunu, davalının kusurlu davranışları sebebi ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin davacı eşine fiziksel olarak vurduğu, hakaret ettiği zamanların olduğunu, müvekkilinin annesinin tarafların evinde kaldığını, kendisinin yaşlı olduğunu, dolayısıyla zaman zaman olumlu karşılık veremediğini, bazen kaynanalık yaptığını, müvekkilinin davacı eşine yeterince ilgi gösteremediğinin doğru olduğunu, ancak diğer iddiaların gerçek olmadığını, müvekkilinin eşini çok sevdiğini ve boşanmak istemediğini, müvekkilinin, 02.04.2021 tarihinde davacı işyerinde iken telefonda tartışmaları üzerine evden ayrıldığını ve bu davanın açıldığını, önceki olayların affedilmiş olarak değerlendirilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, evlilik birliği içerisinde davacı eşine karşı süreklilik arz eden şekilde psikolojik baskı uyguladığı, aşırı kıskançlık gösterdiği, davalının anne ve babasının davacının istememesine rağmen sürekli tarafların evinde kaldıkları, davalının ailesinin evliliğe müdahale ettiği ve davalının buna izin verdiği, davalının değişik zamanlarda birden çok defa davacı eşini darp ettiği, tanıklar tarafından darp izlerinin görüldüğü, davacının doğum sancısı çekerken dahi davalının, eşine "annemin ayakkabılarını niye dışarı koymuyorsun" şeklinde söyleyerek davacı eşinin üzerine yürüdüğü, yine davacının annesine de küfür ettiği, davalı tarafından davacının ailesinin yanına gitmesine izin verilmediği, bu nedenlerle davalının tam kusurlu olduğu, davacının herhangi bir kusurunun ispatlanamadığı ve kusursuz olduğu, bu duruma göre davacıdan evlilik birliğini devam ettirmesinin beklenemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, davacı lehine 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili, müvekkiline yüklenen kusurların boşanmalarına sebep olacak yeterlilikte olmadığını, müvekkilinin fiziksel şiddet ve hakaretinin alışkanlık halinde olmadığını, sinirli yapısından anlık kaynaklandığını, müvekkilinin annesinin evliliğe müdahalesini kavrayamadığını ve bu hususta eşinin üzülmesini göremeyerek geçiktiğini kabul ettiğini, davacının iddia ettiği boyutta fiziksel ve psikolojik şiddetin olmadığını, bütün bunlara rağmen evliliklerinin 02.04 2021 tarihine kadar devam ettiğini, bu tarihe kadar taraflar arasında bir küskünlük, kırgınlık bulunmadığını ve birlikte yaşadıklarını, davanın ve tüm taleplerin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, ortak çocuğun yaşı, anne ilgi ve sevgisine ihtiyacı olması, fiili durum, dosya içerisindeki denetime elverişli sosyal inceleme raporu dikkate alındığında velâyet ve kişisel ilişkiye dair yapılan düzenlemede, boşanma veya ayrılık davası açılınca geçici önlemleri kendiliğinden alınmak zorunda olduğu, bu nedenle davacı lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakanın miktarında, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuklehine iştirak nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafaka miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda ağır veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren davacı kadın lehine maddî tazminat takdir edilmesinde, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminatın miktarında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı lehine manevî tazminat takdir edilmesinde, tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, evliliğin süresi ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminatın miktarında, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, davacının iddilarının bir kısmının doğru bir kısmının yanlış olduğunu, müvekkilinin eşine fiziksel ve psikoloji şiddet uyguladığını kabul etttiğini, evliliğini kurtarmaya çalıştığını, dava dosyası istinaf incelemesinde iken davacının yıllardır müvekkilini aldattığının öğrenildiğini ve zina nedeniyle Ankara 23. Aile Mahkemesinin 2022/518 Esası ile boşanma davası açtıklarını, her iki dosyanın birlikte görülmesi ve değerlendirilmesi gerektiğini, istinaf incelemesinde açtıkları davanın değerlendirilmediğini, ortak çocuğun velâyetinin davacıya verilmiş olduğunu ancak çocuğun kişisel gelişimi için doğru olmadığını, sadakatsiz davranan davacının maddî ve manevî tazminat almasının mümkün olmadığını, açmış oldukları dava incelenmeksizin karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davası ile davalı erkek tarafından açıldığı belirtilen boşanma davasının birleştirilmesinde hukuki yarar olup olmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, velâyet düzenlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 327 inci, 328 inci ve 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi, 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.6100 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine göre, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. Davalar arasında bağlantı bulunması durumunda, davaların birleştirilmesine karar verilir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması, ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır. Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddî ve manevî tazminat, velâyet düzenlemesi ve yoksulluk nafakası gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkündür.
2.Davacı kadın tarafından açılan davanın yapılan yargılaması sonunda davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiş, davalı erkek tarafından ise hükmünün tamamına yönelik istinaf itirazında bulunulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı erkek tarafından tüm yönlerden temyiz edilmiştir. Davalı erkek temyiz dilekçesinde, Ankara 23. Aile Mahkemesinin 2022/518 Esas sayılı dosya ile davalı kadının sadakatsiz olduğunu belirterek boşanma davası açmış olduğunu, her iki davanın birleştirilmesi gerektiğini beyan ettiğine ve davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre, eldeki dava ile davalı erkek tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek, delillerin birlikte değerlendirilip davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden, hükmün bu sebeple bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
V.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkek vekilinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkamemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.