"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1239 E., 2022/1902 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/4 E., 2020/167 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının, evlilikleri içerisinde müvekkiline karşı sürekli fiziki şiddet uygulayıp, hakaret ve tehdit ettiğini, hatta ortak çocuğun okuluna gidip çocuğa, "silah aldığını, annesini, anneannesini, dayılarını vuracağını" söylediğini, davalının ailesinin de davalıya boşanmak için baskı yaptığını, müvekkiline karşı davalının, ailesinin hakaret ve tehdit etmelerine izin verdiğini, evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkilinin kendi kardeşlerinden maddî yardım aldığını, davalının iddialarının gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini, davalının kusurlu davranışları sebebi ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının ve taleplerinin haksız olduğunu, kabul etmediklerini, müvekkilinin eşine değer vermesi nedeniyle ailesinin yanından ayrılıp Ankara'ya taşındığını, eşine şiddet uygulamadığını, davacının müvekkilini evden kovduğunu ve eve almadığını, müvekkilinin mağdur durumda olduğunu beyanla davanın reddine, boşanmaya karar verilirse müvekkili lehine 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının ailesinin, davacıyı istememesi ve davalıyı da etkilemeleri nedeniyle tarafların evliliğinin başından beri huzursuzluklarının olduğu, davalının çocukların yanında dahi eşini darp ettiği, davacıyı ve ailesini tehdit ettiği, ailesinin ihtiyaçlarıyla yeterince ilgilenmediği, davalının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Eda Gül'ün velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki düzenlenmesine, çocuk lehine dava tarihinden 19.09.2019 tarihine kadar aylık 400,00 TL, bu tarihten karar kesinleşene kadar aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, karar kesinleştikten sonra aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, ortak çocuk Abdullah Kadir ergin olmakla iştirak nafakası hükmedilmesine yer olmadığına, davacı lehine aylık 300,00 TL tedbir, 400,00 TL yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, davalının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili, davacının iddilarının soyut olduğunu, tanıklarının ise bir kısmının yakın akrabaları, bir kısmının müvekkili ile husumetli olduğunu, beyanlarının doğru olmadığını, tehdit suçu nedeniyle açılan ceza dosyasının delil oluşturmak için yapılan şikayetten kaynaklandığını, müvekkilinin eşini ve çocuklarını sevdiğini ve boşanmak istemediğini, bu nedenle kusur isnadında bulunmadığı gibi delil ve tanıkta bildirmediğini, davanın, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, ortak çocuk için ise tedbir nafakası miktarının 300,00 TL ye düşürülmesini istediklerini, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ve miktarları, davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, boşanma kararında ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, ortak çocuğun idrak çağında olduğu, anne yanında kaldığı, sosyal inceleme raporunun alındığı, raporda çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin yararına olacağının belirtildiği, çocuk Eda Gül'ün anne yanında kalmasının fikri, ahlaki gelişmelerine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı delillerin bulunmadığı, meydana gelebilecek tehlikelerin varlığı da ispat edilemediğinden velâyet ve kişisel ilişkiye yönelik kararın doğru olduğu, davacının, davalıdan daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, boşanmakla en azından davalının maddî desteğini yitireceği, davalının kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarının davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, buna göre davacı lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında davacı lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının uygun olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda davacının ağır kusurlu olmadığı, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği, velâyetinin kullanımı kendisine bırakılmayan tarafın gücü oranında çocuğun giderlerine katılmak zorunda olduğu, buna göre davacı lehine yoksulluk nafakası ile çocuk lehine iştirak nafakası takdirinin doğru olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında takdir edilen nafaka miktarlarının uygun olduğu, boşanma veya ayrılık davası açılınca geçici önlemlerin kendiliğinden alınması gerektiğinden, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar davacı ve çocuk lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru, hükmedilen nafaka miktarlarının da uygun olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, davacının iddilarının soyut olduğunu, tanıklarının ise bir kısmının yakın akrabaları, bir kısmının müvekkili ile husumetli olduğunu, beyanlarının doğru olmadığını, tehdit suçu nedeniyle açılan ceza dosyasının delil oluşturmak için yapılan şikayetten kaynaklandığını, müvekkilinin eşini ve çocuklarını sevdiğini ve boşanmak istemediğini, bu nedenle kusur isnadında bulunmadığı gibi delil ve tanıkta bildirmediğini, müvekkili aleyhinde maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin haksız olduğunu, ekonomik ve sosyal durumu ile uyuşmadığı gibi mağduriyetine sebep olacağını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.