"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1736 E., 2022/1767 K.
KARAR : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/296 E., 2018/1023 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;kadının hastanede yattığı sürelerde davalının müvekkilinin bakımı ile ilgilenmediğini, hakaret ve tehdit içeren sözlerde bulunduğunu, taraflar arasında evlilik birliğinin gerektirdiği sevgi, saygı ve iletişimin kalmadığını, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili ile alay ettiğini, evlilik birliği içerisinde davacının müvekkiline şiddet uyguladığını, müvekkiline "senin psikolojin bozuk, sen ruh hastasısın" gibi sözler sarfettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, evden ayrıldığını, telefonlarını engellediğini, geçimsizlikte müvekkilinin kusurunun olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.12.2018 tarihli ve 2017/296 Esas, 2018/1023 Karar sayılı kararıyla; tarafların 2013 yılından bu yana ayrı yaşadıkları, davalının eşini istemediği yönünde beyanda bulunduğu, taraflar arasındaki iletişimin koptuğu, taraflar arasında boşanmayı gerektirecek geçimsizliğin mevcut olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda hastaneden çıktıktan sonra eşi ile ilgilenmeyen davalı ile tedavisi tamamlandıktan sonra çocuğu ile dahi ilgilenmeyen davacının ortak kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocuk Gökçe'nin velâyetinin davalı anneye tevdiine, müşterek çocuk yararına aylık 650,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı ile kızı arasında kişisel ilişki tesisine, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili tarafından tüm yönlerden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.11.2021 tarihli ve 2020/1206 E., 2021/1472 Karar sayılı kararıyla; davacı istinaf talebinde bulunmadığından, davacının ilk derece mahkemesince tespit edilen kusurları kesinleştiği, davalı istinaf talebinde bulunduğundan, aleyhe hüküm verme yasağı gereği, davalıya yeni kusur yüklemesi yapılamayacağı, bu ilkeler ışığında yapılan kusur incelemesinde, tarafların 2013 yılından beri ayrı yaşadığı, davacının fiili ayrılık sürecinde eşinin ve kızının telefonlarına cevap vermediği, kızının ve eşinin telefonlarını engellediği, kızı ile yeterince ilgilenmediği, davalının da, eşini istemediğini söylediği ve davacı hastaneden çıktıktan sonra eşi ile ilgilenmediği böylelikle, evlilik birliğinin sona ermesinde tarafların eşit kusurlu olduğu, davalının kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadının mirasçısı tarafından evliliğin boşanmayla sona erdiğinin tespiti gerektiği, kusur belirlemesi ve murisin reddedilen tazminat talepleri yönünden; davacı erkek tarafından ise katılma yoluyla açmış oldukları boşanma davasından feragat ettiklerinden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairece, davalı ...'un boşanma kararı verilmesinden sonra hüküm henüz kesinleşmeden önce 09.01.2022 tarihinde öldüğü, evliliğin ölümle sona erdiği, erkek tarafından açılan boşanma davasının konusuz kaldığı, davalı kadının mirasçılarından ...'un vekili aracılığıyla dosyaya sunduğu temyiz dilekçesinde 4721 sayılı Kanun'un 181 ... maddesinin 2 nci fıkrası gereğince kusur belirlemesi yönünden davaya devam etmek istediklerini beyan ettiği, bu durumda mahkemece, davalı kadının mirasçıları davaya dahil edilerek, konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi ve kusur belirlemesi bakımından davaya devam edilerek, sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda da bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, tarafların 2013 yılından beri ayrı yaşadığı, davacının fiili ayrılık sürecinde eşinin ve kızının telefonlarına cevap vermediği, kızının ve eşinin telefonlarını engellediği, kızı ile yeterince ilgilenmediği, davalının da, eşini istemediğini söylediği ve davacı hastaneden çıktıktan sonra eşi ile ilgilenmediği, böylelikle tarafların eşit kusurlu olduğu bu durumda İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalınn ölümü ile boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ve 4721 sayılı Kanun'un 181 ... maddesinin 2 nci fıkrası gereğince davacı ...'un boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili; müvekkilinin kusurlu bulunmasının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan yargılama sırasında davalı kadının ölümü ile konusuz hale gelen ve mirasçılar tarafından kusur belirlemesi yönünden devam eden boşanma davasında sağ kalan davacı eşin boşanmaya sebebiyet verecek bir kusurunun ispatlanıp ispatlanamadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... ve 371 ... maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci, 181 ... maddesinin 2 nci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.