"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/287 E., 2022/407 K.
DAVA TARİHİ : 30.06.2017
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma ve birleşen bağımsız tedbir nafakası davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden kısmen bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile bozma ilamı ile kesinleşen yönler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 33 yıllık evli olduklarını ve bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, hakaret ve beddua ettiğini, ailesine kötü davrandığını, iftira attığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.... erkek vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birlik görevini ihmal ettiğini, hakaret ve beddua ettiğini, ortak haneden ... zorlandığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı- davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin ortak konutu terk ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini iddia ederek öncelikle davanın reddine karar verilmesini aksi kanaatte olunması durumunda ise kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin, ortak konutu terk ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, kadının çalışmadığını, düzenli ve sürekli gelir getiren işi olmadığını, erkeğin ise maddî durumunun iyi olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 14.02.2019 tarihli ve 2017/194 Esas, 2019/60 Karar sayılı kararıyla; erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, birlik görevini ihmal ettiği, ortak konuttan ayrıldığı kadının ise hakaret ve beddua ettiği bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca boşanmalarına, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminat, 10.000,00 TL manevî tazminat, birleşen dava yönünden ise kadının yarı yaşamakta haklı olduğunu ispat ettiği anlaşıldığından birleşen davanın kısmen kabulü ile kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- davalı erkek vekili kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve birleşen dava yönünden; davalı- davacı kadın vekili her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 29.06.2020 tarihli ve 2019/1361 Esas, 2020/471 Karar sayılı kararıyla; erkek tanığı olan Hayriye'nin kadına yüklenen hakaret vakası yönünden beyanlarının tekrardan alınması gerektiği, birleşen tedbir nafakası davasında ise harç, yargılama gideri ve vekâlet ücreti ile ilgili hüküm kurulmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak eksik olan hususların tamamlanması amacıyla dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 11.06.2021 tarihli ve 2020/598 Esas, 2021/357 Karar sayılı kararıyla; erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, birlik görevini ihmal ettiği, ortak konuttan ayrıldığı kadının ise hakaret ve beddua ettiği bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca boşanmalarına, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminat, 10.000,00 TL manevî tazminat, birleşen dava yönünden ise kadının yarı yaşamakta haklı olduğunu ispat ettiği anlaşıldığından birleşen davanın kısmen kabulü ile kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- davalı erkek vekili kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve birleşen dava yönünden; davalı- davacı kadın vekili her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.09.2021 tarihli ve 2021/1082 Esas, 2021/915 Karar sayılı kararıyla; erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulünde, kusur belirlemesinde, erkeğin ağır kusurlu olması ve kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinden olması sebebiyle kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde, tazminatların miktarlarında, kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına tedbir nafakası ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve nafakaların miktarlarında, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispat ettiğinden birleşen davanın kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... erkek vekili kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden; davalı-davacı kadın vekili her iki dava ve fer'îleri yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 16.03.2022 tarihli ve 2021/8875 Esas, 2022/2521 Karar sayılı kararıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci ve 51inci maddeleri hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiği, bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmadığı gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı uyarınca yapılan yargılama ve dosyanın değerlendirilmesi neticesinde, erkeğin emekli olduğu, emekli aylığının yanı sıra iş buldukça çalıştığı ve bu şekilde de ek gelir elde ettiği, kadının ev hanımı olduğu herhangi bir yerden geliri olmadığı, bu haliyle kadının maddî yönden erkeğe oranla daha zayıf durumda olduğunun anlaşıldığı, maddî tazminatın taktirinde tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kişi halleri, yaşı, yeniden evlenme şansı, mevcut ve beklenen menfaatlerin yoğunluk ve ağırlığı, evliliğin devam süresi, eşlerin eğitim durumu, eşlerin birlikte yaşaması sırasında birbirlerine temin ettiği hayat düzeyi, karı koca arasındaki mal rejimlerinin sona ermesi nedeniyle yoksun kalınan menfaatler, ölüme bağlı temlik ve tasarruflardan yoksun kalma gibi nedenlerle kaybedilen ve yararlanılamayan menfaatler, tazminat miktarının taraflar arasında zenginlik unsuru olmaması hususları nazara alınarak makul, herkesçe makbul ve kabul edilebilir düzeyde, bozma ilamı doğrultusunda önceki takdir edilen maddî tazminat miktarı artırılarak, kadın yararına 25.000,00 TL maddî tazminata, 4721 sayılı Kanunu'nun 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasının boşanmaya sebebiyet veren olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceğini öngördüğü, erkeğin boşanmaya sebebiyet veren kusurları nedeni ile kadının kişilik haklarının saldırıya uğradığı, erkeğin ağır kusurlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak bozma ilamı doğrultusunda önceki takdir edilen manevî tazminat miktarı artırılarak, kadın yararına 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, buna rağmen kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, erkeğin ödeme gücü olmadığı belirtilerek; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince kadın yararına takdir edilen tazminatların miktarlarının kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak az olduğu belirtilerek; tazminatların miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tazminatların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen kusur belirlemesine yönelik temyiz itirazlarının incelenip incelenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanunu'nun 50 nci maddesi, 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; ... erkek vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Dairemizin 16.03.2022 tarihli ilamı ile kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir. Yeniden kurulan maddî ve manevî tazminata yönelik hüküm bozma ilamında belirtilen ilkelere ve bozmanın amacına uygun olmayıp, davalı-davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yine azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükmü de dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere ... erkek vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden davalı-davacı kadın yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Gülseren'e iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Vedat'a yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
07.06.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.