Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1840 E. 2023/5374 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası kapsamında kadının ziynet eşyalarının erkek tarafında kaldığının ispat edilip edilemediği ve ziynet alacağı talebinin reddinin yerinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının ziynet eşyalarını evden ayrılırken yanında götürdüğü yönündeki yasal karinenin aksinin ispatlanamadığı, tanık beyanlarının yetersiz olduğu ve ziynet eşyalarının erkek tarafında kaldığına dair kesin delil bulunmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin ziynet alacağı davasının reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1543 E., 2022/2699 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm

kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çemişgezek Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/1 E., 2021/19 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet eşyası alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, ziynet eşyası alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kusur belirlemesi ve tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin esastan reddine, ziynet eşyası alacağına ilişkin istinaf talebinin kabulü ile ilgili hükümlerin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm tesisine, kadının ziynet eşyası alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın asıl dava ve cevaba cevap dilekçesinde; evliliğin yedinci ayından itibaren erkeğin uzak davrandığını ve kadının bir sorunu ile ilgilenmediğini, erkeğin ailesinin de bu şekilde davrandığını, kadının 01.11.2017 tarihine kadar dayandığını ancak bu tarihte artık devam edemeyeceğini düşünerek evden mecburen ayrıldığını, evliliği kurtarmak için erkek ile görüşmek istediğinde sonuç alamadığını, ziynet eşyalarının erkekte bulunduğunu, mehir olarak erkeğin ailesi tarafından takılan 20 adet Cumhuriyet altını, 6 adet bilezik ve 1 çift küpe ile kadının ailesi tarafından takılan 10 adet Cumhuriyet altını, 1 adet bileziğin tarafına iade edilmesi gerektiğini, erkeğin cevap dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin ilgisizliği ve ortak çocuk olması için tedaviye yanaşmaması nedenlerinden evi terk ettiğini, gittiğinde de erkeğin ilgili davranması ve çocuk için tedavi görmesi halinde geri döneceğini söylediğini, erkeğin tedaviye yanaşmadığını, kadının ailesinin evine giderken hediyelerle gittiği iddiasının asılsız olduğunu, erkeğin ziynet eşyalarından haberdar olduğunu, tüm eşyalarının erkek tarafında olduğunu belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına ve yukarıda belirtilen ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bilirkişi marifeti ile hesaplanacak bedelin tarafına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek asıl cevap dilekçesinde özetle; evliliğin başından itibaren kadın ile anlaşamadıklarını, halasının kızı olması nedeniyle de boşanma davası açmadıklarını, kadının 2017 yılında evi terk etmesi üzerine aile büyüklerini araya soktuğunu, kadını dönmesi için aradığını, kadının "seni eşek gibi evin önünde bağırtacağım, yerlerde süründüreceğim" dediğini ve eve dönmediğini, kadının sürekli babaevine gidip erkek tarafından alınmayı beklediğini, en son gittiğinde aralarında bir geçimsizlik olmadığını, ailesine hediyeler alarak gittiğini, aradan 15 gün geçince kadını çağırdığını ancak kadının "ben artık gelmeyeceğim, senden çocuk olmuyor, sen bana erkeklik yapamıyorsun, bindin boşan ben yeniden evleneceğim" diyerek eve dönmediğini, kadının mehir ve düğünde alınan altınları olduğunu belirttiğini, kural olarak mehirin belirlendiğini ancak alınıp kadına verilmediğini, kadının ailesinin aldığı altınlardan ise haberinin bulunmadığını, erkeğe altınları hiç göstermediğini, erkeğin aldığı bileziklerin kadının kolunda olduğunu, evi terk ederken de yanında olduğunu belirterek açılan boşanma davasının kabulüne, ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin çocuk olması için gereken tedavi hususunda isteksiz olması nedeniyle tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun ispatlanamadığı, ziynet eşyası talebi yönünden ise erkeğin tanıklarının çelişkili beyanlarda bulunduğu, tanıklardan biri hakkında yalan tanıklıktan suç duyurusunda bulunulduğu, dolayısıyla ziynet eşyalarının erkek tarafında kaldığına yönelik kanaate varıldığı, kadının ziynet eşyası talepleri olan bir çift küpe, 7 adet bilezik ve 30 adet Cumhuriyet altınının bilirkişi marifetiyle hesaplandığı, bir çift küpenin ispatlanamadığı, 7 adet bileziğin tamamı ve 30 adet Cumhuriyet altınının yarısı üzerinden yapılan harçlandırmaya göre hüküm kurulduğu, ıslah dilekçesi ile faiz talebinde bulunulamayacağı, dilekçeler teatisi aşamasında talep edilmeyen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat ile ıslah ile talep edilen yasal faiz konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kadının boşanma davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ziynet alacağı davası yönünden 7 adet bilezik değeri olan 66.885,00 TL ile 30 adet cumhuriyet altınının yarı değeri olan 29.775,00 TL'nin erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının ıslah dilekçesinde yer alan faiz talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının çocuklarının olmamasını bahane ederek evi terk ettiğini, erkeğin bir kusurunun bulunmadığını, ziynet alacağı davasında takıların miktarlarının ve erkekte kaldıkları hususunun ispatlanamadığını, kadının takıları saklaması için kayınpederine verdiğini ispatlayamadığını, takıların miktarlarının da doğru tespit edilemediğini, tanık beyanlarının örtüşmediğini, düğün kasetinin bulunmadığını, kadının tanıklarının beyanlarının taraflı olduğunu, alınan bilirkişi raporunda takıların bedelinin doğru hesaplanmadığını, raporda sadece kadının tanığının beyanını esas alarak hesaplama yapıldığını belirterek kusur belirlemesi ve ziynet alacağı davasının kabulü yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının ziynet eşyası alacağına ilişkin davada kadının ortak haneden olağan yolla yanında valizi ile ayrıldığı, kadının tanıklarının duyuma dayalı bilgilerinin bulunduğu, ziynet eşyalarının kadının yanında götürdüğüne ilişkin yasal karinenin aksinin kadın tarafından ispatlanamadığı, bu nedenle bu davanın reddi gerektiği gerekçesi ile erkeğin kusur ve tedbir nafakasına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine, erkeğin ziynet eşyası alacağına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, ilgili bentlerin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, kadının ziynet alacağı talebinin reddine, kadın aleyhine yargılama giderlerine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; ziynet eşyası alacağı talebinin reddi kararının yasal dayanağı bulunmadığını, kararın yoruma dayalı olduğunu, erkeğin tanıklarının çelişkili beyanda bulunduklarını, ziynet eşyalarının erkek tarafında kaldığını belirterek ziynet alacağı davasının reddi, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ziynet alacağı davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, reddinin yerinde olup olmadığı, buna bağlı olarak kaldırılan vekâlet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 1 inci, 2 nci ve 6 ncı maddeleri, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.