"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2199 E., 2022/2150 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/1053 E., 2022/343 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 2017 yılında evlendiklerini, müvekkilinin önceki eşinden bir çocuğunun bulunduğunu ve davalı erkeğin, çocuğun kendileri ile birlikte yaşamasını kabul ettiğini, ancak sonradan bunu sorun haline getirdiğini, davalı erkeğin evlendikten sonra değiştiğini, müvekkilinin yüzüne bakmadığını ve eşi gibi davranmadığını, ilgisiz olduğunu, müvekkili ile evlenmesindeki amacının cinsellik olduğunu söyleyerek aşağıladığını, hakaret ettiğini, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, şiddet eğiliminin bulunduğunu, borçlarının bulunduğunu ve bu sebeple alacaklılarının müvekkilini arayarak rahatsız ettiklerini, müvekkilinin ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, bir çok kez müvekkilini ve kızını evden kovduğunu, davalı erkeğin kusurlu davranışları sebebi ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, birliğin giderlerine katılmadığı, eşinin önceki evliliğinden olan olan çocuğu kabul etmesine rağmen evlendikten sonraki süreçte istemediği, huzurluk çıkardığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve devamında korunmaya değer bir menfaatin kalmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 12.000,00 TL maddî, 12.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili, dava dilekçesi tebligatının müvekkiline ulaşmadığını, bu nedenle delil bildiremediğini, tanık dinletme taleplerinin ise reddedildiğini, sadece davacı kadının tanıklarının dinlenmesi ile karar verildiğini, davacı kadının müvekkilinin ilk evliliğinden olan çocuklarını istemediğini, müvekkilini evden gitmekle tehdit ettiğini, en son müvekkilini istemediğini söyleyerek evi terk ettiğini, davacı kadının nafaka alabilmek için sigortasız çalıştığını, kusurlu tarafın davacı kadın olduğunu, nafaka, maddî ve manevî tazminat kararlarının kaldırılması talep ettiklerini beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, davalı erkeğe yapılan dava dilekçesini, ön inceleme ve tahkikat duruşmalarının tebliğinde bir usulsüzlük tespit edilmediği ve geçerli olduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorunda olduğu, kadar davacı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakaların miktarlarında, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakanın miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren ve kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, davacı kadının, müvekkilinin ilk evliliğinden olan çocuklarını ve ailesini istemediğini, müvekkilini evden gitmekle tehdit ettiğini, en son müvekkilini istemediğini söyleyerek evi terk ettiğini, müvekkilinin, eşinin eve dönmesi için yaptığı görüşmelerin karşılıksız kaldığını, davacı kadının sigortasız çalıştığını ve gelirinin yüksek olduğunu, nafaka, maddî ve manevî tazminat kararlarının kaldırılması talep ettiklerini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmasığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci, 51 inci, 52 nci ve 58 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan taraftan manevî tazminat isteyebileceği düzenlenmiştir. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir iken, şartları oluşmadığı halde kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadın lehine hükmedilen manevî tazminat yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının davacı kadın lehine hükmedilen manevî tazminat yönünden BOZULMASINA,
3.Davalı erkek vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.