"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının geçimsiz ve fevri bir yapısının olduğu, müvekkiline tartışma sırasında süpürgeyi ve kapıyı çarptığını, ''sen benim hiçbir şeyimsin'' dediğini, evliliğini pişmanlık olarak gördüğünü, müvekkiline psikolojik baskı yaptığını, tartışma sonrasında intihar edeceğini belirttiğini, müvekkiline değer vermediğini, davalının koltuk değnekleri ile yürüdüğü bir zaman ailevi sorumluluklarını yerine getirmeyerek müvekkilinin zor gününde yanında olmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının asabi tavırlarının bulunduğunu, müvekkiline sözlü ve psikolojik şiddet uyguladığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05.11.2020 tarihli ve 2019/381 Esas, 2020/517 Karar sayılı kararıyla; her ne kadar davalı kadının gerçekleşen kusurlu davranışları boşanma davasının kabulünü gerektirecek düzeyde ise de, davacının tanıklarının bir kısım beyanlarının davacının anlatımı sonrasında öğrenilen beyanlar olduğu, dolayısı ile duyuma dayalı beyanlar olduğu gözetilerek, evliliklerinin üzerinden kısa bir zaman geçmesi, kişilerin olayların akabinde fevri karar verebilecek iken sonrasında daha sakin düşünebileceği, evliliğin bir anlık öfke ile bitirilmeye çalışıldığı, davalı tanıklarının anlatımlarında da, tarafların arasında geçimsizlik olduğuna dair görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı belirterek bu aşamada davacının boşanma davasının reddi ile tarafların 1 yıl süre ile ayrılıklarına davalı kadın lehine aylık 300,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının işbu kararın kesinleşmesi ile birlikte kaldırılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili hükmün tamamı, davalı kadın vekili ise ayrılık kararı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.02.2022 tarihli ve 2021/42 Esas, 2022/246 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin, delil değerlendirmesi, davalının kusurlu olduğuna dair tespitinin ve tarafların evliliklerini devam ettirebileceklerine dair gerekçesinin isabetli olduğu, verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili davanın reddi ve ayrılık kararı yönünden, davalı kadın vekili ise ayrılık kararı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 06.06.2022 tarihli 2022/4012 Esas, 2022/5408 Karar sayılı kararı ile; davalı kadının boşanmak istememesi ve davalı tanıklarının tarafların geçimsizliğine yönelik görgüye dayalı beyanlarının olmaması ayrılık kararı verilebilmesi için yeterli olmadığı, dosya kapsamından ortak hayatın yeniden kurulma olasılığının ortaya konulamadığı, evlilik birliğinin yeniden tesis olunamayacak şekilde temelinden sarsıldığı bu nedenlerle açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ayrılığa karar verilmesinin doğru olmadığından bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesi Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların arasındaki tartışma sırasında davalının evliliğinden pişman olduğunu belirtmesi ve tartışma sonrasında davacı tanıklarının davalıdan aynı sözleri işitmesi, davacıya telefonda bağırması, sık sık özür dileyerek özür dilediği davranış şeklini yeniden tekrarlaması suretiyle davalı kadının tam kusurlu bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadının gerçekleşen kusurlu davranışları uyarınca kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek yararına 5.000,00 TL manevî tazminat verilmesine, davalı tarafın yasal koşulları oluşmayan maddî, manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına takdir edilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili; manevî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı kadın vekili; davanın kabulü, kusur belirlemesi ve erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tüm yönlerden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasında erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.