"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tedbir nafakası davası ve birleşen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre, asıl dava olan tedbir nafakası davasında hüküm altına alınan ve temyize konu edilen kadın ve çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakalarının yıllık tutarının Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-davacı erkek vekilinin asıl davada kadın ve çocuklar lehine hükmedilen nafakalara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-davacı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın asıl, dava dilekçesinde özetle; erkeğin kötü davrandığını, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, kendisi ve çocuklarla ilgilenmediğini, kendisini ve çocukları evden kovduğunu, ayrı yaşamakta haklı olduğunu ileri sürerek; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 197 nci maddesi uyarınca kendisi için aylık 500,00 TL ve çocuklar için aylık toplam 1500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın asıl, birleşen boşanma davasına cevap dilekçesinde özetle; eşinin her doğumdan 1-2 ay önce kendisini masraf olmasın diye ailesinin yanına gönderdiğini ve çocuklar bir yaşına gelince aldığını, çocuklara şiddet ve baskı uyguladığını, psikolojik sorunları olduğunu iddia edip doktora götürdüğünü ve ilaç içmeye zorladığını, ihtiyaçlarla ilgilenmediğini, hayvanlarla cinsel ilişkiye girdiğini, sebepsiz kavgalar çıkarıp hakaret ettiğini, evi terk ettiğini, eve gelmediği zamanlar olduğunu, başka bir kadınla yaşadığını ve fiziksel şiddet uyguladığını ileri sürerek tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri için aylık 500,00 TL iştirak nafakası ile kadın için aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî ve manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl dava dilekçesi davalı-davacı erkek asıla 02.07.2019 günü usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak davalı-davacı erkek davaya süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
2.Davalı-davacı erkek asıl, birleşen boşanma davasındaki dava dilekçesinde ve vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, kadının psikolojik sorunları olduğunu, doktorun verdiği ilaçları kullanmadığını, evi terk edip habersizce gezdiğini, çocuklarla ilgilenmediğini, ihmal sonucu ortak çocuğun yanmasına sebebiyet verdiğini, erkeğe ve onun babaannesine fiziksel şiddet uyguladığını ileri sürerek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına ve çocukların velâyetinin taraflara verilmeyip kuruma yerleştirilmelerine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23.09.2021 tarihli ve 2019/59 Esas, 2021/121 Karar sayılı kararıyla; boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda evine, erkeğe ve çocuklara ilgisiz ve sorumsuz davranan, erkeğin aile fertlerine fiziksel şiddet uygulayan kadın ile kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uygulayan, hakaret eden ve eşi ve evi ile ilgilenmeyen erkeğin eşit derecede kusurlu oldukları, tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle kadın lehine tazminatlara hükmedilmesinin yasal koşullarının bulunmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, uzman raporları ve çocukların üstün yararının velâyetlerinin anneye verilmesini gerekli kıldığı gerekçesiyle; asıl dava olan tedbir nafakası davasının kabulü ile çocukların her biri için aylık 200,00 TL ve kadın için aylık 500,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilerek baba ile kişisel ilişki tesisine, çocukların her biri için aylık 200,00 TL iştirak nafakası ve kadın için aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine ve kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili; tedbir nafakası davasının kabulü, kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakası ile velâyet yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 26.05.2022 tarihli ve 2022/1019 Esas, 2022/1027 Karar sayılı kararıyla; davalı-davacı erkek vekilinin tedbir nafakası davasında çocuklar lehine hükmedilen nafakalara yönelik istinaf itirazlarının kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle usulden reddine, kadın için tedbir nafakası davasında hükmedilen nafaka ve boşanma davasında hükmedilen nafakaların miktarı ve velâyete yönelik itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve velâyet yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 21.09.2022 tarihli ve 2022/6984 Esas, 2022/7258 Karar sayılı bozma kararı ile; davalı-davacı erkeğin kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakaları ile nafakaların miktarı yönünden de istinaf başvurusunda bulunmasına karşın, erkeğin bu yönlere ilişkin istinaf itirazlarının incelenmemiş olduğu gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün bozulmasına ve bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı-davacı erkek vekilinin çocuklar için tedbir nafakası davasında hükmedilen nafakalara yönelik istinaf itirazlarının kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle usulden reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, tedbir nafakası davasında kadın için hükmedilen nafaka ve boşanma davasında hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakası ile velâyet düzenlemesine yönelik itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurunun daha ağır olduğunu, yoksulluk nafakasına hak kazanamayacağını, istinaf başvurusunun esastan reddinin yerinde olmadığını, erkeğin engelli olduğunu, arada bir iş çıkarsa düğünlerde müzisyenlik yaptığını, nafakaları ödeyecek gücünün bulunmadığını, annenin psikolojik sorunları olduğunu, çocukların velâyet sorumluluğunu alamayacağını ileri sürerek; kusur belirlemesi ile kadın ve çocuklar lehine hükmedilen nafakalar ve velâyet yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tedbir nafakası davasında kadın ve çocuklar lehine hükmedilen nafakaların miktarı temyiz kesinlik sınırı altında kalmakla; kusur tespitinin doğru yapılıp yapılmadığı, kadının kanun yollarına başvurulmamak suretiyle kesinleşen kusurları yanında kadına eklenebilecek kusur bulunup bulunmadığı, kadının yoksulluk nafakasına hak kazanıp kazanmadığı, kazanıyorsa nafakanın miktarının çok olup olmadığı, çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına uygun olup olmadığı, çocuklar lehine iştirak nafakasına hükmedilmesi koşullarının bulunup bulunmadığı ve iştirak nafakası miktarının çok olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 327 nci maddesinin birinci fıkrası, 328 inci maddesinin birinci fıkrası, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 6 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalı-davacı erkek vekilinin asıl davadaki tedbir nafakalarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı-davacı erkek vekilinin sair hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Davalı-davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı-davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.