Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1920 E. 2023/5682 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eşin rızası olmadan aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılması talebinin reddine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile verilen kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, aile konutu olarak kullandığı taşınmazı satarak aile konutundan kaynaklanan haklardan feragat ettiği ve ipotek tesis edildiğinden haberdar olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2424 E., 2022/2422 K.

KARAR : İstinaf başvurunun kabulü ile tekrardan esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/208 E., 2021/297 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ipoteğin kaldırılması davasının kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, aile konutu şerhi konulması davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı ...'ın evli olduklarını, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu ve davalı eşin, davacının açık rızasını almadan dava konusu taşınmaz üzerine ortağı olduğu davalı şirketin borcuna istinaden ipotek tesis ettirdiğini, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipotekten, davacı eşin başlatılan icra takibi nedeniyle bilgi sahibi olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen iddiaların hukuki dayanaktan yoksun ve gerçek dışı olduğunu, dava konusu taşınmazın davalı eş tarafından 28.10.2011 tarihinde satın alındığı ve aynı tarihte davalı şirket yararına ipotek tesis edildiğini ve taşınmazın taraflarca aile konutu olarak kullanılmadığını yine taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde de aile konutu şerhinin bulunmadığını, davalı şirketin haklarının 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un(4721 sayılı Kanun) 1023 üncü maddesi hükmü uyarınca korunması gerektiğini, davacı eşin de davalı şirketin ortaklarından olduğunu, ipotek tesis işleminden bilgi sahibi olduğunu, alacağın tahsil edilememesi amacıyla bu davanın açıldığını, davacının, ipotek işleminden bilgisi olduğuna dair elektronik posta kaydı ve bizzat imzaladığı belgelerin de mevcut olduğunu, davacı ve davalı eşin ortak yetkilisi oldukları Akaylar Otomotiv isimli şirketin davalı şirkete olan borcunun teminatı olarak dava konusu ipotek işleminin tesis edildiğini ve borcun ödenmemesi sebebiyle icra takibi başlatıldığını, davanın kötü niyetle açıldığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ...'a dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın davacı ve davalı eş tarafından aile konutu olarak kullanıldığı, tacir olan davalı şirketin basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle dava konusu taşınmaz üzerine ipotek koyması gerekirken tarafların evli olduğunu bilmesine rağmen gerekli ve yeterli araştırmayı yapmaksızın ipotek tesis edildiği, ipotek tesis işlemi sırasında taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi olmamasının davalı şirketin iyiniyetli olduğu anlamına gelmeyeceği, dava konusu taşınmazın davacı adına 2005 yılında tescil edildiği, 2009 yılında ise dava dışı ...adına tescil edildiği, 2011 yılında da davalı eş adına tescil edildiği, dava konusu taşınmazın 2005 yılı itibariyle aile arasında kaldığı ve tarafların kullanımında olduğu, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipotek işlemine karşı davacı eşin açık rızasının alınmadığı ve davalı şirketin 4721 sayılı Kanun'un 1023 üncü maddesi kapsamında iyiniyet korumasından yararlanamayacağı gerekçesiyle ipoteğin kaldırılması davasının kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına, aile konutu şerhi konulması davası yönünden yapılan incelemede ise davacının, dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması ile ilgili tapu müdürlüğüne başvuruda bulunduğu ve ret cevabı aldığına dair dosya kapsamında beyan ve bilgi olmadığı, her ne kadar yargılama sırasında dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmuşsa da her davanın açıldığı tarihteki durumuna göre değerlendirileceği, davacının aile konutu şerhi konulmasını açmakta hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle aile konutu şerhi konulması davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı şirket vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, davacının, davalı şirketin alacağını tahsil edememesi amacıyla işbu davayı açtığı, ipotek tesis edildiği tarihte dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığı, davacının da tacir olduğu ve şirket yetkilisi olduğu, ipotek işleminden bilgi sahibi olduğu, davanın kötü niyetle açıldığı belirtilerek; ipoteğin kaldırılması davası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı ve davalı eşin 1988 yılında evlendiği, davaya konu mesken vasfındaki taşınmazın 31.10.2005 tarihinde satış yolu ile davacı adına tescil edildikten sonra davacının bu taşınmazı 08.05.2009 tarihinde satış yolu ile ...isimli kişiye devrettiği, bu kişinin de taşınmazı 28.10.2011 tarihinde satış ile davalıya devrettiği ve aynı tarihte taşınmaz üzerine davalı şirket yararına ipotek işlemi yapıldığı, 07.11.2013 tarihinde davalı şirket yararına 150.000,00 TL bedelli ilave bir ipotek işlemi daha yapıldığı, davacının, aile konutunun kendisine sağladığı korunmadan taşınmazı satarak vazgeçtiği, davacı ile davalı şirket arasında, elektronik posta yazışma belgeleri incelendiğinde, davacının dava konusu taşınmazın üzerine ipotek şerhi konulduğundan haberdar olduğu ve satışını istediğini beyan ettiği, tüm bu husular göz önüne alındığında davacının, aile konutunun kendisine sağladığı korumadan yararlanamayacağı, İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek; davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ipoteğin kaldırılması davası yönünden kaldırılmasına, bu hususta tekrardan esas hakkında hüküm kurulmasına, ipoteğin kaldırılması davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ipoteğin kaldırılması davasının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, dava konusu taşınmazın davacı ve ailesi tarafından kesintisiz olarak aile konutu olarak kullanıldığı, davalı şirketin basiretli bir tacir gibi hareket etmediği, dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanılıp kullanılmadığını araştırmadığı, davacı eşin açık rızasının alınmadığı, davalı şirket tarafından davacı ile aralarında yaptıkları yazışmaların sunulmasının davacının ipotek işlemine açık rızası olduğu anlamına gelmediği belirtilerek; ipoteğin kaldırılması davası yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması davası olup, uyuşmazlık ipoteğin kaldırılması davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 194 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesi, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.