"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3076 E., 2023/40 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Beyşehir 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/399 E., 2022/321 K.
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olup kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 22.10.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf davalı ... ve vekili gelmediler. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava, cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 01.07.2007 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu ve taraflar arasındaki geçimsizlik sebebiyle boşanma davası açıldığını, yapılan yargılama neticesinde erkeğin kusurlu davranışları sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verildiğini, davacı kadının, davalı erkekten fiziksel şiddet gördüğünü ve bu sebeple kendi kişisel eşyalarını dahi alamadan ortak konuttan ayrılmak durumunda kaldığını, tarafların düğününde davacı kadına, 25 adet çeyrek altın, 2 adet tam altın, 1 adet yarım altın, 50 Dolar, 350,00 TL, 15 adet adora üçlü burma bilezik takıldığını, bu ziynet eşyalarının davalı erkek tarafından davacı kadına iade edilmediğini, cevap dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, 8 adet bileziğin kuyumcudan kiralanması ile ilgili davacı kadının rızasının olmadığını, davacı kadının çalıştığını ve çalışan bir kadın olarak aktif banka kaydının olmasının hayatın olağan akışına aykırı olmadığını iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu ziynet eşyalarının öncelikle aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6.000,00 TL ziynet alacağı bedelinin kadına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 08.06.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; 27 adet çeyrek altın, 5 adet tam altın, 1 adet yarım altın, 20 dolar, 350,00 TL, 9 adet 22 ayar 20 gram bilezik, 1 adet 22 ayar 12 gram bileziğin aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ise 126.478,10 TL'nin yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına iadesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, tarafların düğününde dava dilekçesinde iddia edildiği miktarda ziynet takılmadığını, 2 adet tam alın ve 1 adet yarım altının hiç takılmadığını, çeyrek altınların sayısının da iddia edildiği kadar olmadığını, diğer ziynet eşyalarının ise düğünden sonra davacı kadının ailesi tarafından alındığını, 8 adet burma bileziğin ise kuyumcudan kiralandığını ve düğün sonrasında iade edildiğini, bu kararın taraflarca ortaklaşa verildiğini, dava konusu 15 adet bilezikten 8 adedinin kiralık olduğunu, davacı kadının, çeyrekler ile birlikte diğer ziynetlerini bankaya yatırdığını, boşanma davası açılmadan kısa süre öncede çekildiğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamından, kadının, ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığı ve kendisine iade edilmediği konusunda ispat yükü altında olduğu, erkeğin dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasındaki savunmaları ile ziynet eşyalarının kendisinde olmadığını kabul ettiği ve ispat yükünü üzerine almadığı, bu durumda, ziynet eşyalarının erkek tarafından alınıp iade edilmediğinin kadın tarafından ispatlanması gerektiği, deliller bir arada değerlendirildiğinde, kadının dinlenen tanıklarının beyanlarının bizzat görgüye dayalı olmadığı ve aktarımdan ibaret olduğu, kadın tanıklarının beyanlarının iddia edilen vakıayla ilgili somut, görgüye dayalı olmadığı, yalnızca duyuma dayalı olduğu, erkeğin dinlenen tanıklarının beyanları ise kadının iddialarının aksine olacak şekilde ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığı ve iade edilmediğine ilişkin bir beyanda bulunmadıkları, dosyada kadının iddiasını kanıtlamaya elverişli başkaca bir delilin de bulunmadığı, kadının dayandığı diğer delillerle de dava konusu ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığı ve iade edilmediğinin ispat edilemediği, kadının dava konusu ziynet eşyalarının erkek tarafından elinden alındığı, tekrar iade edilmediğine ilişkin iddiasını ispatlayamadığı, yemin deliline de dayanmadığı, bu durumda kadının ziynet eşyalarının uhdesinde olduğunun kabulünün gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava dilekçesinde iddia edilen tüm vakıaların ispatlandığı, dinlenen tanık beyanları ile de kadına takılan ziynet eşyalarının varlığının kanıtlandığı, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verildiği, davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyaya sunulan delilere göre, kadına düğünde 9 adet 20 gram, 1 adet 12 gram bilezik, 16 adet çeyrek altın, 2 adet tam altın, 1 adet yarım altın, 20 dolar ve 350,00 TL'nin takıldığı, erkeğin, kadına takılan 8 adet bileziğin kadının da bilgisi dahilinde emanet olarak takıldığını iddia ettiği, tanık ...'ın beyanı ile de düğünden önce kadının babasının tanıdığı kuyumcudan kadının babası da olduğu halde bileziklerin kiralandığı ve düğünden 3-4 gün sonra yine kadının da babası olduğu halde bileziklerin kuyumcuya verildiğinin sabit olduğu, dolayısıyla erkeğin 8 adet bileziğin kuyumcudan emanet alındığı, kadının bildiği ve sonrasında da bu altınların kadının bilgisi ve rızası dahilinde kuyumcuya iade edildiğinin ispatlaması nedeni ile 8 adet bilezik yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu, kadının, düğünde takılan ziynetlerin ortak konuttan fiziksel şiddet görmesi nedeni ile ayrıldığı için erkekte kaldığı ve zaten öncesinde erkek tarafından harcandığını iddia ettiği, ancak ziynet eşyalarının erkek tarafından harcandığı konusundaki tanık beyanlarının kadından duyuma dayalı olduğu gibi kadının yemin deliline dayanmadığı, ayrıca fiili ayrılığın 01.07.2013 tarihinde gerçekleştiği, dosya kapsamı ile kadının bu tarihte fiziksel şiddet görerek hiçbir eşyasını yanına alma imkanı olmadan apar topar ortak konuttan ayrıldığını kabule yeterli delili de bulunmadığı, kaldı ki erkek tanığı ...'nin beyanı ile kadına takılan takıların kız tarafına ait olduğu söylenerek teyzesi tarafından alındığının ifade edildiği, tanık ...'in beyanında bahsettiği 18 altından kalan bedele ilişkin olarak erkeğin üzerine takılan altınlar olduğunun beyan edilmesi sebebi ile kadının bu altınlar yönünden de talep hakkının olmaması sebebi ile davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı belirtilerek davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile hükmün tamamı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; ziynetlerin aynen, mümkün olmaması durumunda ise bedelinin tahsili istemine ilişkin olup uyuşmazlık, eksik inceleme bulunup bulunmadığı, davanın kabulüne karar verilmesi şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 1 inci maddesi, 6 ncı maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 226 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 285 inci ve devam maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında "...tanık ...'ın beyanı ile de..." şeklinde belirtilmişse de hükme esas alınan beyanın erkeğin kardeşi olan ... isimli tanığın beyanı olduğunun ve maddi hata sonucu yazıldığının ve mahallinde her zaman düzeltilebilir nitelikte olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıdaki temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.