"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/430 E., 2022/830 K.
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece kadın yararına 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı-davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 22.10.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden tarafların gelmediği ve mazeret bildirmedikleri anlaşıldı. İşin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1984 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları bulunduğunu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükümleri uyarınca boşanmalarına, erkek yararına 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu ve birleşen davanın reddi ile asıl davanın fer'îleriyle birlikte kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı- davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu iddia ederek davanın reddini, kadın yararına aylık 20.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların öncelikle 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi gereğince, kabul edilmediği takdirde aynı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğince boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına aylık 50.000,00 TL tedbir nafakası, 50.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 20.000.000,00 TL maddî tazminat, 20.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 04.06.2015 tarihli 2013/703 Esas, 2015/457 Karar sayılı kararıyla; erkek tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Dairenin 08.11.2016 tarih ve 2015/21044 Esas, 2016/14547 Karar sayılı kararıyla; erkeğin açmış olduğu boşanma davasına ilişkin dosyasının temyiz incelemesinden önce, kadın tarafından İstanbul Anadolu 14. Aile Mahkemesi'nde 2015/548 Esas sayılı dosya ile boşanma davası açıldığı, bu durumda kadın tarafından açılan davanın, erkek tarafından açılmış olan iş bu dava ile birleştirilerek, her iki davanın esası hakkında hüküm kurulması gerektiği belirtilerek temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 18.10.2018 tarihli, 2016/1045 Esas, 2018/924 Karar sayılı kararıyla, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle, birleşen davanın ise zina hukuki sebebiyle kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadın yararına yasal şartları oluştuğundan 925.000,00 TL maddî tazminat, 75.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 15.000,00 TL tedbir nafakası ve aylık 23.000,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 09.09.2019 tarih ve 2019/436 Esas, 2019/8409 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamından kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceği, yoksulluk nafakası koşulları kadın lehine oluşmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığı, maddî ve manevî tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı davalı-davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu, hakkaniyet ilkesi ile dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiği belirtilerek hükmün belirtilen gerekçelerle bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.
C.Üçüncü Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece 25.02.2020 tarihli, 2019/925 Esas, 2020/158 Karar sayılı kararıyla; kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 3.000.000,00 TL maddî tazminat, 2.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
2.Dairenin 23.12.2020 tarih ve 2020/4044 Esas, 2020/6841 Karar sayılı kararıyla; "...Mahkemece bozmadan önce kurulan ilk hükümde, davacı kadın yararına 925.000, TL maddi ve 75.000 TL. manevi tazminata hükmedilmiştir. Kararın taraflarca temyizi üzerine, Dairemizin 09.09.2019 tarihli ilamı ile kadın yararına hükmolunan maddi ve manevi tazminatın miktarı az bulunarak, hüküm bu yönden davalı-davacı kadın yararına bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak, davalı-davacı kadın yararına 3.000.000 TL maddi ve 2.000.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Yeniden kurulan hüküm bozma ilamında belirtilen ilkelere, bozmanın amacına uygun olmayıp davalı-davacı kadın yararına hükmedilen manevi tazminat fazladır. Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddesi nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.
D.Dördüncü Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece 21.04.2021 tarihli, 2021/150 Esas, 2021/330 Karar sayılı kararıyla; kadın yararına 500.000,00 TL manevî tazminat karar verilmiştir.
2.Dairenin 01.02.2022 tarih ve 2021/7410 Esas, 2022/847 Karar sayılı kararıyla; "...Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına hükmolunan manevî tazminat az olup, bozmanın amacına aykırıdır. Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevî tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.
E.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci ve devamı maddeleri hükmü dikkate alınarak kadın yararına 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğu belirtilerek; manevî tazminat miktarı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği, manevî tazminat miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.