"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2447 E., 2022/2463 K.
...
...
...
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/824 E., 2022/862 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet ve eşya alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, ziynet alacağı davasının reddine, eşya alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına, tarafların sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadına hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, önceki evliliğinden olan kızını istemediğini ve güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, dava dilekçesinde belirtilen ziynet eşyalarının ve ev eşyalarının aynen iadesine bunun mümkün olmaması halinde bedeli olan 40.000,00 TL'nin, ev eşyalarının bedeli olan 150.000,00 TL'nin erkekten tahsiline, kadın yararına aylık 1.500,00 TL nafakaya, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının giyimine ve makyajına dikkat etmediğini, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, uzun süreli telefon görüşmeleri yaptığını, evi terk ettiğini, önceki evliliğinden olan kızını göreceği ve pasaport işlerini halledeceği bahanesiyle Almanya'ya gittiğini ancak geri dönmediğini, kızının kendisine ihtiyacı olduğu bahanesini ileri sürdüğünü, Türkiye'ye döndüğünde de erkek ile görüşmediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu ileri sürerek asıl davanın reddine karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı madddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının mahrem konuları üçüncü kişilere anlattığı, önceki evliliğinden olan çocuğunu görmek ve ülkeye giriş çıkış yapması gerektiğini belirterek Almanya'ya gitmiş olmasına rağmen uzun süre dönmediği ve sonrasında boşanmak istediğine dair eşine mesaj gönderdiği, böylece birlikte yaşamaktan kaçındığı, erkeğin ise eşine hakaret ettiği, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle, asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, tarafların karşılıklı talep etmiş oldukların maddî ve manevî tazminat istemlerinin reddine, kadın yararına tedbir nafakası takdirine yer olmadığına, kadının açıkça yoksulluk nafakası talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, kadının ziynet alacağı talebinin reddine, ev eşyalarına yönelik talebinin kısmen kabulüyle ev eşyalarına ilişkin bedelin kadına ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat talebinin reddi, eşya alacağı, ziynet alacağı talebi ile tedbir nafakası talebinin reddi, yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, ev eşyalarına ilişkin verilen karar yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların belirlenen kusurlarının isabetli olduğu ancak kusur derecelerinin yanlış tespit edildiği, belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu, tarafların kusur durumlarına göre erkek yararına maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken reddinin isabetsiz olduğu, boşanma ve ayrılık davası açıldığında kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, kadın yararına tedbir nafakası takdirine yer olmadığına karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu, kadının dava dilekçesindeki nafaka talebinin yoksulluk nafakasını da kapsadığı, kadının düzenli ve sürekli bir geliri olmadığı ancak kadının ağır kusurlu olması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesine, reddedilen maddî ve manevî tazminat taleplerine, kadının ise tedbir ve yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulüne, tarafların kusur derecelerinin yukarıdaki şekilde düzeltilmesine, değişen kusur durumu dikkate alınarak erkeğin tazminat talepleri ile kadının yoksulluk ve tedbir nafakasına ilişkin talepleri hakkında verilen İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, kadının ağır kusurlu olması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkek yararına yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, tarafların sair yönlerden istinaf başvurularının ise kararda isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının ağır kusurlu bulunmasının hatalı olduğunu, kadının Almanya'dan dönmemesinin keyfi olmadığını, önceki evliliğinden olan kızının hastalık durumunun ağırlaştığını, pandemi nedeniyle pasaport işlerini halledemediğini, konsolosluk işlerinin uzadığını, erkeğin kadına ağır hakaretler ettiğini, bu konuda ceza aldığını, önceki evliliğinden olan kızını istemediğini, evlilik süresince bu hususa yaklaşımının değiştiğini ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası talebi, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile tedbir nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarının az olduğunu, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesine ilişkin koşulların oluşmadığını ileri sürerek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatın miktarı ile aleyhine hükmedilen tedbir nafakası yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olup olmadığı, tarafların kusur durumlarına göre erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulüne, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı, doğru ise erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun belirlenip belirlenmediği ile kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının dosya kapsamına ve tarafların ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince kadının mahrem konuları üçüncü kişilere anlattığı, önceki evliliğinden olan çocuğunu görmek ve ülkeye giriş çıkış yapması gerektiğini belirterek Almanya'ya gitmiş olmasına rağmen uzun süre dönmediği ve eşine boşanmak istediğine dair mesaj gönderdiği, erkeğin ise kadına hakaret ettiği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek hüküm kurulmuş, kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince tarafların tespit edilen kusurlarının yerinde olduğu ancak belirlenen bu kusurlu davranışlara göre kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu kabul edilerek İlk Derece Mahkemesinin kusur oranına ilişkin tespitinin isabetsiz olduğu değerlendirilmiş ise de; hem İlk Derece Mahkemesince hem de Bölge Adliye Mahkemesince tarafların kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları ile özellikle erkeğin eşine yönelik ağır hakaretler içeren mesajları dikkate alındığında boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Bu hale göre, Mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu davacı-karşı davalı kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
3.Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit derecede kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi uyarınca boşanma sonucu maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir. Bu hale göre erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilme şartları oluşmamıştır. Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı kadının, davalı-karşı davacı erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden BOZULMASINA,
2.Davalı-karşı davacı erkek vekilin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden davacı- karşı davalı ...'ye iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden davalı- karşı davacı ...'e yükletilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...