"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2448 E., 2022/2472 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2010 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olmadığını, kadının, erkeği başkaları ile kıyasladığını, küçük düşürücü sözler söylediğini, yalan söylediğini, yatağını ayırdığını, cinsel birliktelikten kaçındığını, sosyal ortamlarda eşini yalnız bıraktığını, istemediğini söylediğini, ortak konuttaki eşyalara zarar verdiğini, intihara teşebbüs ettiğini, psikolojik sorunları olduğunu, ekonomik şiddet uyguladığını, birlik görevini ihmal ettiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, erkek yararına 200.000,00 TL maddî tazminat, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, cimri olduğunu, ekonomik şiddet uyguladığını, baskıcı olduğunu, tarafların tüp bebek yöntemi ile bebek sahibi olduğunu, ancak erkeğin çocukların tedavi olmasını reddettiği için ortak çocukların vefat ettiğini, kadının ailesini ve arkadaşlarını istemediğini, kadının ailesi ve arkadaşları ile görüşmesini yasakladığını, kadının hastalığı ile ilgilenmediğini, kadına ve kadının ailesine hakaret ettiğini, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığını ve kadına iade edilmediğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir nafakası, 2.500,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE-TÜFE oranında arttırılmasına, 250.000,00 TL maddî tazminat, 250.000,00 TL manevî tazminat, düğünde kadına takılan ve erkek tarafından alınan ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ise bedel iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, cenaze, düğün gibi özel günlerde eşinin yanında olmadığı, erkeği tek başına özel günlerde ailesinin yanına gittiği, erkeğin ise ortak çocukların vefatından sonra kadının yanında olmadığı, kadınla ilgilenmediği, ihtiyaçlarını karşılamadığı, cimrilik yaptığı, dini konularda kadına baskı uyguladığı ve eşini aşağıladığı, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki boşanma davasının da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları hükümleri uyarınca boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, ihlal edilen ve beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 35.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminat, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.200,00 TL yoksulluk nafakası, nafakanın kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda TÜİK'in yayınladığı yıllık ÜFE oranında artışa tabi tutulmasına, ziynet alacağı davası yönünde ise düğünde kadına takılan ziynetlerin erkek tarafından alındığı ve kadına iade edilmediği ispatlandığından ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmadığı durumda ise 75.825 TL ziynet alacağı bedelinin 100,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren, kalan 75.725,00 TL'sinin ıslah tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına iadesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiği, kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin de hatalı olduğu, ziynetlerin, erkeğe iade edilmemek üzere kadının rızası ile verildiği ve ziynet alacağı davasının reddi gerektiği belirtilerek; karşı boşanma davasının kabulü ile fer'îleri ve ziynet alacağı davası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği, kadın yararına hükmedilen tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarlarının çok az olduğu, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; asıl davanın kabulü ve fer'îleri ve ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile kusura ilişkin yapılan değerlendirmede ve 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası hükmüne dayalı olarak açılan asıl ve karşı boşanma davalarının kabulüne karar verilmesinde, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın miktarında, mal varlığı ve kendisini yoksulluktan kurtaracak düzenli geliri bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde her hangi bir isabetsizlik görülmediği, ziynet alacağı davası yönünden ise İlk Derece Mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, düğünde 12 çeyrek altın takıldığının dosya üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde tespit edildiği, kadın tanıklarının çeyrek altınlarının sayısına ilişkin beyanlarının soyut ve inandırıcılıktan uzak olduğu anlaşıldığından ziynet alacağı davasının kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmasının isabetli olduğu belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, karşılıklı boşanma davaları ve fer'îleri yönünden temyiz kanun yolu açık olmak üzere ziynet alacağı davası yönünden ise kesin olmak üzere karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle karşı boşanma davasının kabulü ve fer'îleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle asıl boşanma davasının kabulü ve fer'îleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki davanın kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 323 üncü maddesi, 326 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun`un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatlar azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümlerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden davalı-karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden davalı- davacı ...'a iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden davacı- davalı ...'a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.