Logo

2. Hukuk Dairesi2023/199 E. 2023/2798 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, kadın yararına maddî tazminata hükmedilmesinin yasal şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin hastalığı nedeniyle yaptığı davranışların boşanmaya sebep olan olaylardaki kusurunu ortadan kaldırmadığı, kadın yararına hükmedilen maddi tazminatın yasal şartlarının oluştuğu ve miktarının da hakkaniyete uygun olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1053 E., 2022/1647 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/694 E., 2021/234 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, evlenmeden önce mevcut olan rahatsızlığını müvekkilinden sakladığını, psikolojik tedavi gördüğünü, intihar girişiminde bulunduğunu, müvekkiline, hep kuşkucu ve kıskanç davrandığını, ailesi ile görüşmesini sorun ettiğini, erkeğin, rahatsızlığı sebebiyle tarafların tüm sosyal hayatlarının bittiğini, sürekli başkalarının kendisini konuştuğunu, onu aşağıladıklarını, küfür ettiklerini düşündüğünü, tedavi için başvurduklarını, yatırılıp tedavi edilmesinin söylendiğini, davalının, bunu kabul etmediğini, çocuk ve müvekkiline ilgisiz davrandığını, yaşanan kavgalar sonrasında defalarca evi terk ettiğini, müvekkiline küfür ve hakaret ettiğini, evi terk ettiğini, 2016 yılı Kasım ayından sonra tarafların ayrı yaşamaya başladıklarını, müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına yasal faizi ile birlikte 70.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının müvekkili ve ailesine hakaret ettiğini, evlilik birliğinden kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmediğini, her gün iş çıkışı ailesinin yanına gittiğini, müvekkilinin ailesi ile görüşmesini istemediğini, eve geldiklerinde evi terk ettiğini, sürekli kavga çıkaran tavırlar sergilediğini, sinkaflı küfürler ettiğini, hakaret ettiğini, çocuk doğduktan sonra tarafların 3 yıl karı - koca hayatı yaşamadığını, müvekkilinin rahatsızlığını evlenmeden önce bildiğini belirterek tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin hastalığının boyutları hakkında yeterli bilgiyi kadına evlenmeden önce söylemediği bu haliyle güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu, evi terk edip gittiği ayrıca erkeğin psikolojik problemlerinin evliliğe yansıdığı ve bu haliyle evliliğin kadın açısından çekilmez hale geldiği, erkeğin karşı dava dilekçesindeki iddiaları ispatlayamadığı, erkeğin tam kusurlu olduğu kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinde düzenlenen maddî- manevî tazminat koşullarının oluştuğu, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun giderlerine katılmak zorunda olduğu gerekçesi ile kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, müşterek çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 17.10.2018 tarihine kadar aylık 450,00 TL, 17.10.2018 tarihinden 25.03.2021 tarihine kadar aylık 650,00 TL, karar tarihi olan 25.03.2021 tarihinden itibaren aylık 850,00 TL tedbir nafakası takdir ve tayinine, iş bu nafakanın kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına faizi ile birlikte 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, davalı erkeğin, boşanma, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına yargılama gideri ve vekâlet ücretine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, nafaka ve tazminat miktarlarının yetersiz ve tazminatlara yürütülen faizin başlangıç tarihinin doğru olmadığı gerekçeleri ile kusur belirlemesi, iştirak nafakası ve tazminatların miktarı, tazminatlara yürütülen faizin başlangıç tarihi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, nafaka miktarının fazla olduğu ve tazminat şartlarının oluşmadığı,karşı davalarının olmadığı halde karşı dava hakkında karar verilmesi ve tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu gerekçeleri ile kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, karşı dava olmadığı halde karşı dava hakkında karar verilmesi ve reddedilen tazminat talepleri yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin 28.06.2017 tarihli dilekçesi cevap dilekçesi olup, karşı dava dilekçesi olarak nitelendirilemeyeceği, davalı erkeğin usulüne uygun olarak ve harcını vererek açtığı boşanma davası olmadığı halde, erkeğin davasının reddine karar verilmesi ve ret nedeni ile kadın yararına karşı dava nedeni ile vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, bu nedenle davalı erkeğin bu yöne ilişkin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin karşı dava ve karşı davaya bağlı olarak verilen harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine yönelik kısımlarının hükümden kaldırılmasına karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince erkeğe "davalının hastalığının boyutları hakkında yeterli bilgiyi davacıya evlenmeden önce söylemediği tanık beyanları ile ispatlanmış bu haliyle güven sarsıcı hareket olarak bu husus değerlendirilmiştir" kusuru yüklenmiş ise de bu durumun evlilik birliği gerçekleşmeden önceki döneme ilişkin olduğu için ancak evliliğin iptali sebebi yapılabileceği, boşanma sebebi olamayacağı, bu nedenle erkeğe yüklenen bu kusurlu davranışın gerekçeden çıkarılması gerektiği, erkeğin İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre yine de tamamen kusurlu olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî tazminat az olduğu, bu nedenle davacı kadının maddî tazminatın miktarına yönelik istinaf isteminin kabulü ile 35.000,00 TL maddî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren geçerli olmak üzere yasal faizi ile birlikte davalı erkekten tahsiline, karar verildiği, toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı erkek tamamen kusurlu ise de bu olayların davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği anlaşıldığından, davalı erkeğin manevî tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile manevî tazminat konusunda yeniden karar verilerek davacı kadının yasal şartları oluşmayan manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili ;müvekkilinin bazı davranışları hastalığı sebebiyle yaptığını, buna bağlı olarak maddî tazminata hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi ve maddî tazminat yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî tazminata hükmedilmesinin yasal şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası; 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, ( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri), 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.