Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2000 E. 2023/4911 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, velayet, nafaka ve iştirak nafakası konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, davalı kadının evi terk etmesi ve davacı erkeğin barışma taleplerini reddetmesi nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına, davalı kadının ağır kusurlu olduğuna ve hükmedilen nafaka miktarlarının uygun olduğuna dair değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2302 E., 2022/2330 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çayırlı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/4 E., 2021/87 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; davalı kadının müvekkilinin ailesiyle yaşamak istememesi nedeniyle Çayırlı Toki konutlarında ayrı bir ev tutarak yaşamaya başladıklarını, aralarında huy mizaç farklılıkları ortaya çıkarak kültür çatışması yaşadıklarını, davalı kadının eşine saygı ve sevgi göstermediğini, bir ev kadının yapması gereken ev işleri, yemek gibi işleri yerine getirmediğini, müvekkilinin ailesini hiçbir zaman benimsemediğini, kazancını küçümseyerek müvekkilinin ailesine yedirmekle suçladığını, her yıl memleketi olan Tunceli iline giderek 2-3 ay gelmediğini, her yıl 7-8 ayı Tunceli ilinde geçirdiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi davalı kadına usulüne uygun uygun olarak 22.02.2021 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının evi terk etmesi olduğu, erkeğin bir kaç kez talep etmesine rağmen evine geri dönmediği, birlikte yaşadıkları dönemde sürekli olarak kavga ettikleri ve kadının kocaya karşı hakaret içerir cümleler kullandığı, kadının kendisini geri getirmek için uğraşan kocanın taleplerine karşılık vermediği şeklinde gerçekleşen olaylarda erkeğin kusursuz kadının ağır kusurlu olduğu, tarafların yaklaşık 7-8 aydır ayrı yaşadıkları yeniden bir araya gelmedikleri, erkeğin barışmak istemesinin ve birlikte yaşamı kadından talep etmesinin bu hususta tarafların görüşmelerinin af olarak nitelendirilemeyeceği, vakıanın barışma girişimi olarak değerlendirilmesinin gerektiği, ortada evlilik birliğini temelinden sarsan birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına göre boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir, 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili, davanın reddi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tüm yönleriyle kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince hükümde tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmiş ise de, bunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 304 üncü maddesi uyarınca yazım hatası niteliğinde olduğu ve mahallinde düzeltilebilecek maddî hata niteliğinde bulunması nedeniyle kaldırma nedeni oluşturmayacağı, hataya işaret edilmekle yetinilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda; ileri sürülen istinaf nedenleri, kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve kanuna aykırılık görülmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili; görgüye dayalı bilgisi olmayan tanıkların beyanları ile davanın kabulüne karar verildiğini, taraflar arasındaki asıl problemin davacı erkeğin müvekkilinin annesine bakmasını istememesinden kaynaklandığını, kadına yüklenen erkeği istememe kusurunun doğru olmadığını, doğru olsaydı müvekkilinin dava açacağını ya da bu davayı kabul edeceğini, müvekkilinin evliliğini kurtarmak için uğraştığını, müvekkilinin kusurlu olduğundan bahisle kadın yararına hükmedilen nafakanın kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığını, davacı erkeğin aylık geliri gözetildiğinde hükmedilen nafakaların az olduğunu, davanın reddi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tüm yönleriyle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 304 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci, 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.