Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2002 E. 2023/4912 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanma, ayrılık ve tedbir nafakasına ilişkin uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik bulunduğu, davalı-karşı davacı kadının eşine hastalıkta ve yaşlılıkta bakma görevini yerine getirmediği ve barışma girişimlerine rağmen ortak haneye geri dönmediği, davalı-karşı davacı kadının kusurunun daha ağır olduğu gözetilerek, boşanmaya ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2300 E., 2022/2190 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çayırlı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/9 E., 2021/88 K.

Taraflar arasındaki asıl boşanma, karşı ayrılık ve tedbir nafakası davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; müvekkilinin bu evliliğinin, önceki eşinin sağlık sorunları nedeniyle vefat etmesinin ardından ikinci evliliği olduğunu, davacının bu evliliğinden çocuğu bulunmayıp önceki eşinden 7 çocuğu dünyaya geldiğini, tarafların yıllardır Almanya'da ikamet ettiğini, çocuklarının babalarını ziyaret etmek istediklerinde kadının problem çıkarttığını, çocuklar eve geldiğinde hakaret, küfür ve tehdidin eksik olmadığını, taraflar arasında 17 yaş farkının olduğunu, kadının "seni severek almadım, sen bana yakışmıyorsun, hiçbir işe yaramıyorsun" gibi küçük düşürücü, incitici sözler sarf ettiğini, yurt dışından Erzincan'a geldiklerinde kadının, gerek çocukların gerekse de ziyarete gelmek isteyen kişilerin ziyaretine izin vermediğini, sürekli müvekkiline "köpek, hayvan, seni süründüreceğim, adam mısın?, senden utanıyorum" gibi sözler söylediğini, yaşlılık döneminde evi terk ettiğini, eşine bakmadığını, üstüne bir de erkeği küçük görüp hakaret ederek rencide ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu savunarak asıl davanın reddini istemiş, tarafların evliliğinin kurtarılabilmesi amacıyla karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 167 nci maddesi gereğince tarafların 2 yıl ayrı yaşamalarına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların yaklaşık 1 yıldır ayrı yaşadıkları, bunun sebebinin kadının evi tek etmesi olduğu, erkeğin bir kaç kez talep etmesine rağmen evine geri dönmediği, birlikte yaşadıkları dönemde sürekli olarak kavga ettikleri ve kadının erkeğe karşı hakaret içerir cümleler kullandığı, tanık ...'in beyanında anlaşıldığı üzere erkeğin de kadına karşılık verdiği ancak genel olarak kadının hakaret içerir kelimeler kullandığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin az, kadının ağır kusurlu olduğu, tarafların yaklaşık 1 yıldır ayrı yaşadıkları yeniden bir araya gelmedikleri, erkeğin barışmak istemesinin ve birlikte yaşamı kadından talep etmesinin bu hususta tarafların görüşmelerinin af olarak nitelendirilemeyeceği, vakıanın barışma girişimi olarak değerlendirilmesinin gerektiği, ortada evlilik birliğini temelinden sarsan birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesince tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmalarının yapılmadan hüküm kurulduğunu, erkeğin yurtdışından emekli olduğunu ve maaşının tespit edilemediğini, ayrıca sunmuş oldukları delillerin de incelenmeden hüküm kurulduğunu ve bu usulî eksikliğin de bozma sebebi olabileceğini, davacı-karşı davalının ağır kusurlu olduğunu, müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkilinin eşinin davranışları yüzenden ortak evi terketmek zorunda kaldığını, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ileri sürülen istinaf nedenleri, kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle dinlenen tanık beyanlarına göre tarafların birbirlerine hakaret ettiği ve davalı-karşı davacı kadının evlilik birliğinin kendisine yüklediği eşine hastalıkta ve yaşlılıkta bakma görevini yerine getirmemek için ortak haneyi terk ettiği ve erkeğin barışma girişimlerine karşın bu nedenle ortak haneye geri dönmediğine, yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için talep eden eşin diğer eşe göre daha az veya eşit kusurlu olması gerektiğine ve davalı-karşı davacının kusurunun daha ağır bulunmasına göre İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili; istinaf dilekçesini tekrar etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl dava, boşanma davası, karşı dava ayrılık ve tedbir nafakası davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü, kadın yararına nafakaya hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, karşı davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 167 nci, 169 uncu, 175 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.