"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2069 E., 2022/2198 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/357 E., 2021/182 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden bu yönlerden hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer istinaf taleplerinin ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin aşırı kıskançlık gösterdiğini, sürekli şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, telefonlarını karıştırdığını, aile ve yakınlarının evine gitmesini kısıtladığını, ortak haneye gelmelerini istemediğini, ailesine göndermediğini, psikolojik baskı yaptığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadının ailesine borcunu ödemediğini, ilgisiz olduğunu, eşinin eve dönmesi için kendini jiletleyip videoya aldığını, çocuğu göstermediğini, ayrı kalınan süreçte kadın adına sahte hesaplar açtığını, kadın adına paylaşımlar yaptığını belirterek; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir, iştirak nafakası ile kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının ailesinin evliliğe sürekli müdahale ettiğini, kadının sürekli hakaret ettiğini, evi sebepsiz yere terk ettiğini, barışma çabalarına olumlu yanıt vermediğini, "Ben artık evde oturamam gencim hayatımı yaşayacağım, gezip eğleneceğim, çocuğu ayda yılda bir görsem yeterli" dediğini, çocukla ilgilenmediğini, çocuğa yeterince bakmadığını, çocuğu balkona kilitlediğini, çocuğu okula göndermeyip eğitimini aksattığını belirterek; davanın reddini, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin; kadının ailesine soğuk ve mesafeli davrandığı, evine gelmelerini istemediğini açıkça söylediği, davacı kadına hakaret ettiği, son yaşanan olayda kadını evde bulunan güğüm ile darp ettiği, kadının kollarındaki morlukların tanıklarca görüldüğü, davacı tarafça dosyaya sunulan fotoğraflarla da darp olayının ispatlandığı, ayrılık döneminde erkeğin, kadının annesinin evini silahla bastığı, kendi vücuduna jilet attığı videoları davacı kadına göndererek kadını eve geri dönmeye ikna etmeye çalıştığı, psikolojik baskı uyguladığı, kadının görüştüğü kişileri tespit etmeye çalıştığı, kıskançlık yaptığı, davacı kadının ise; erkeğe hakaret ettiği, ayrılık döneminde "Ben gencim, evde oturamam, hayatıma bakacağım" diyerek barışma çabalarına olumlu yaklaşmadığı, çocuğu istemediğini söylediği, çocuğun bir yıl davalı babası ile kaldığı, davacının annesinin "Kızımı boşandıracağım, kızımı geri vermeyeceğim" dediği, davacının bu duruma sessiz kalarak annesinin evliliğe müdahalesine engel olmadığı, davalının babasının aracılık için gelenlere küfür ettiği, kadının son tartışma sırasında erkeğe hakaret ettiği, davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davacının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kadın yararına dava tarihinden Mayıs 2020 tarihine kadar aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 12.000,00 TL maddî, 12.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî, manevî tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin doğru olmadığını, yoksulluk nafakası verilmemesinin hatalı olduğunu, çocuk yararına verilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına verilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının yetersiz olduğu gerekçeleri ile kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının reddi, tedbir ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulünün ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, velâyetin babaya verilmesi gerektiğini, tedbir, iştirak nafakası ve kadın yararına maddî, manevî tazminat verilmesini, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu gerekçeleri ile davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, tedbir, iştirak nafakası ve kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi, erkek lehine maddî ve manevî tazminat verilmemesi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe verilen kusurların sabit olduğu, erkeğin birden fazla şiddet uyguladığı halde son olayda 1 kez şiddet uyguladığı konusunda kusur verilmesinin hatalı olduğu, erkeğin başkaca kusurunun ispatlanamadığı, erkeğin cevap dilekçesinde eşini sevdiğini, boşanmayı gerektirecek herhangi bir sebep olmadığını, bu nedenlerle boşanmak istemediğini belirtmesi karşısında erkeğin, kadının tüm kusurlarını affetmiş sayılacağından kadına kusur verilmesinin hatalı olduğu, geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların ilk ayrıldığı dönemde çocuğun 15 gün anne ile yaşadığı, sonrasında çocuğun baba ile yaşamaya başladığı, İlk Derece Mahkemesinin 09.03.2020 tarihli ara kararına kadar çocuğun baba ile yaşadığı, o tarihten sonra da anne ile yaşadığı, her iki sosyal inceleme raporunda velâyetin anneye verilmesinin belirtilmesi, ara karar tarihinden itibaren bugüne kadar çocuğun anne ve ailesiyle yaşaması ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında velâyetin anneye verilmesinin doğru olduğu, çocuğun dava tarihinden 09.03.2020 tarihine kadar baba yanında kaldığı anlaşıldığından bu tarihler arasında anne yararına çocuk için tedbir nafakası verilmesi hatalı, ara karar tarihinden sonra anne yanında kaldığı dönemde tedbir nafakası verilmesi ve miktarının ise doğru olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun ihtiyaçları ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak ortak çocuk yararına iştirak nafakasına karar verilmesinin doğru ve yerinde olduğu, miktarının az olduğu, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarının az olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin tedbir nafakası dışındaki tüm istinaf talebinin, davacı kadın vekilinin ise tedbir ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin esastan reddine davacı kadın vekilinin kusura yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, davalı erkek vekilinin tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin kısmen, davacı kadın vekilinin ise iştirak nafakasına ve maddî, manevî tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılarak yerine yeniden hüküm tesisine, ortak çocuk yararına boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 18.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili ; tedbir ve iştirak nafakası ile tazminatların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; iştirak nafakası ve tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, buna bağlı olarak kadın yararına tazminatlara hükmedilmesinin, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin ve ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla kusur belirlemesi, tazminatlar, velâyet yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların dosya kapsamına, hakkaniyete ve çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,
13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.