"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2987 E., 2022/3770 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Turhal 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/205 E., 2022/371 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların kaçarak evlendiklerini, davalı erkeğin bu durumu sürekli müvekkilinin başına kaktığını, hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, birden fazla kez sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, davacı kadının evin temizliğini yapmadığını, işten gelen müvekkilinin önüne bir tabak yemek dahi koymadığını, müvekkilinin sözlerini, isteklerini hiçbir zaman önemsemediğini, duymazdan geldiğini, her zaman kendi bildiğini yaptığını, müvekkiline sürekli " Allah belanı versin, piç, gerizekalı, seninle kaçtığım güne lanet olsun, ailemin sözünü dinleseydim" şeklinde sözler söylediğini, müvekkilinin annesine ve babasına da saygısız davranışlar sergilediğini, elinden cep telefonunu hiç düşürmediğini, müvekkilini sürekli terslediğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, tüp bebek için biriktirilen para ile müvekkilinin kendisine yeni almış olduğu cep telefonunu da alarak ortada hiçbir neden yokken evi terk ettiğini iddia ederek tarafların boşanmalarına, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine, davalı erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin eşine hakaret ettiği, sen bana kaçarak geldin, ben seni zorla mı getirdim, kendin geldin şeklinde incitici söylemlerde bulunduğu, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, şiddet uyguladığı, davacı kadının ise ev işleri ile ilgilenmediği, hakaret ettiği, erkeğin ailesine saygısız davrandığı ve ortak konuta gelmelerini istemediği, telefonla fazlaca meşgul olduğu, yalan söylediği, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, bu haliyle tarafların eşit kusurlu oldukları, manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumunun araştırıldığı, buna göre davacı kadının ev hanımı olduğu, üzerine kayıtlı taşınır ve taşınmaz kaydı bulunmadığı, davalının ise fabrikada işçi olarak çalıştığı, üzerine kayıtlı taşınmazının olduğu, araç kaydının bulunmadığı, 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların hayatlarını idame ettirebilmeleri için gereksinim duydukları gelir gider dengesi ve hak ve nesafet kuralları göz önünde bulundurularak boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve düzenli geliri bulunmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, tarafların manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir, 500,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkili yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini, kadın yararına nafakaya hükmedilme koşullarının oluşmadığını, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar, manevî tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili; istinaf dilekçesini tekrar etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar, manevî tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, boşanma davası olup, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına nafakaya hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı, erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.