Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2015 E. 2023/5857 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası talebinin reddi ve hükmedilen iştirak nafakası miktarının uygunluğu hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve usul hükümleri gözetilerek davalı-davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2573 E., 2022/3474 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Vezirköprü 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/180 E., 2022/103 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve nafaka davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin asıl boşanma davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında geçimsizlik olduğunu ancak kadının erkekten intikam almak niyetinde olduğu için erkekten boşanmak istemediğini, kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, erkeğin ailesini istemediğini, bakıma muhtaç ailesiyle ilgilenmesine engel olduğu, ortak çocuğu da erkeğin ailesine göstermek istemediğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın usulüne uygun tebligata rağmen davaya süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin dava açmasından sonra kadının baba evine döndüğünü, ortak çocuğun tüm masraflarının anne tarafından karşılandığı, günün ekonomik koşulları, hayat pahalılığı, yüksek enflasyon karşısında paranın alım gücündeki düşüş de göz önünde bulundurularak ev hanımı olan kadın yararına tedbiren dava süresince, 1.000,00 TL ve ortak çocuk yararına 1.000,00 TL nafakaya hükmedilmesine, yargılama nihayetinde ise bu nafakaların yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; eşinin ailesini istemediği, kadının usulüne uygun tebligata rağmen kadının cevap dilekçesi sunmadığı bu sebeple erkeğe kusur isnat edilemeyeceği ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin asıl davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, babası ile arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL, kadın yararına ise aylık 300,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, kadının birleşen davasının kısmen kabulüyle ortak çocuk yararına 350,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, nafakaya her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına kadının tam kusurlu olması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı ve yoksulluk nafakası talebinin reddi yönlerinden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yöne ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında karar verilmesi suretiyle ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, nafakaya her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadının sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının usulüne uygun şekilde tanık bildirdiğini, kusur belirlemesinde bu tanık beyanlarının ve kadının beyan dilekçesinin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı ve yoksulluk nafakasının reddi yönlerinden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan boşanma ve kadın tarafından açılan yoksulluk ile iştirak nafakası talepli birleşen davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kusur belirlemesine göre kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...ya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.