"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2176 E., 2022/2187 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine ve erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; aralarında fikren ve ruhen anlaşamamaları sonucu geçimsizlik baş gösterdiğini, evde aralarında sürekli laf kavgası ve birbirlerine karşı artık normal bir şekilde konuşmama gibi davranışlar ve uzaklaşmalar yaşandığını, evlilik birliğinin devamınının imkansız hale geldiğini, ortak bir çocuklarının bulunduğunu ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk için 750,00 TL tedbir ve iştirak, kadın için 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliklerinin ilk zamanlarından itibaren fikren ve ruhen anlaşamadığını, sıklıkla kavga etmekte olduklarını, bu kavgalar neticesinde alışagelmiş bir şekilde defalarca evi terk ettiğini, en son kavgalarının olduğunu, Mayıs ayında davalının evi terk ettiğini ve kendi ailesinin yanına yerleştiğini, tarafların yaklaşık 6 aydır ayrı yaşadığını, erkeğin evlilik birliğine maddî ve manevî hiç bir katkıda bulunmadığını, müşterek evin yemek, bulaşık, temizlik işlerini yapmadığını, bu işlerin annesi tarafından yapıldığını, evlilik birliği içerisinde eş ve çocuklarına karşı sürekli ilgisiz ve desteksiz davranışlar sergilediğini, evlilik birliğinin ilk yıllarından itibaren agresif tavırlar sergileyerek erkeğin aile ve akraba çevresiyle görüşmek istemediğini, hakaretlerde bulunduğunu, belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya bırakılmasına, erkek için 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşinin çalışmasına müsaade etmediği, eşi için bağımsız konut temin etmediği, eşini defalarca evden kovduğu, eşine harçlık vermediği ve ihtiyaçlarını karşılamadığı, kayınvalidenin ev yönetimine müdahalesine engel olmadığı ve fiili ayrılık sürecinde başka bir kadınla nişanladığı belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin belirlendiği, çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile kadının davasının kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve 700,00 TL yoksulluk nafakasına, 28.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı- karşı davalı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, tedbir, iştirak, yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı- karşı davacı erkek vekili hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının ve fer'îlerinin kabulü, kendi davasının ve tazminat taleplerinin reddi, kusur belirlemesi, velâyet ve kişisel ilişkiyönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, Mahkemece artan enflasyon ve ekonomik sıkıntıları göz ardı edildiğini, nafakaların çok az miktarda olduğunu, açıkça boşanmada davalı karşı davacı tarafın tam kusurlu olduğunu belirtmesine rağmen hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarının yeterli görülmesinin hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu belirterek tedbir, iştirak, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle kadının ev hanımı olduğunu, evlilik birliğine maddî ve manevî hiçbir katkıda bulunmadığını,bunun yanında sürekli ortak çocuğu bahane ederek müşterek konutun yemek, bulaşık, temizlik vs işlerini de yapmaktan kaçındığını, dosya kapsamında gerek tanık beyanları gerekse karşı tarafın yazılı ve sözlü beyanları ile iddialaraın ispatlandığını, evlilik birliği süresince devamlı olarak telefonuyla uğraşarak ve çeşitli bahaneler sunarak yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçındığını, evlilik birliğinin ilk yıllarından itibaren erkeğe, ailesine ve yakın çevresine karşı agresif tavırlar sergilediğini, aile ve akraba çevresiyle görüşmek istemediğini, her olaydan annesini mesul tuttuğunu, eş ve ortak çocuğa karşı sürekli ilgisiz ve desteksiz davranışlar sergilediğini, defalarca evi terk ettiğini belirterek kadının davasının ve fer'îlerinin kabulü, kendi davasının ve tazminat taleplerinin reddi, kusur, velâyet, kişisel ilişki yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile nafakaların verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, erkeğin davasının ve tazminat taleplerinin kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.