"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1987 E., 2022/1931 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 13. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/696 E., 2022/296 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesinin 28.09.2022 tarihli ek kararı ile usulüne uygun muhtıra tebliğine rağmen kesin süreden sonra istinaf harç ve masraflarının yatırılması nedeniyle davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Ek kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, 28.09.2022 tarihli ek kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının alkol alışkanlığı olduğunu, düzgün çalışmadığını, müvekkiline şiddet uyguladığını, aşırı kıskanç olduğunu, hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, evin ihtiyaçları için para bırakmadığını, birlik görevlerinin yerine getirmediğini, bu nedenlerle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, çocuklar yararına 1.500,00’er TL tedbir -iştirak nafakasına, kadın yararına 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki öne sürülen iddiaların asılsız olduğunu, müvekkilinin şiddet uygulamasının söz konusu olmadığını, her ailede yaşanabilecek olayların davacı tarafından çarpıtılarak anlatıldığını, müvekkilinin evlilik birliğinin yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirdiğini, evlilik birliğinin devamına önem verdiğini ve müvekkilinin eşini sevdiğini beyan ederek açılan davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen asıl kararıyla, davalının aşırı kıskançlığı sebebiyle davacının yaptığı işi ile ilgili katılması gereken toplantılara katılamadığı, koordinatörlüğünü yaptığı kütüphanenin ve belediyenin mesai saatleri dışında etkinliklerine davalının izin vermediği için katılamadığı, davalının problem çıkarttığının bilinmesi nedeniyle iş yerinde yıllarca yönetim ve iş arkadaşlarınca idare edildiği, davalının öfke problemleri olması nedeniyle evdeki televizyona cisim fırlatması nedeniyle televizyonun kırıldığı, davalının düzenli bir işi ve gelirinin bulunmadığı, genel olarak evin tüm geçim ve iaşesinin davacı tarafından karşılandığı, davalının geçime katkı sağlamadığı ve gibi geliri ile orantısız şekilde borçlandığı, zorla araba için kredi çektirdiği, taksitlerin ödenmemesi nedeniyle arabanın satılmak durumunda kalındığı, borçların tek düzenli çalışanın davacı olması nedeni ile davacı üzerinde bırakılarak ekonomik şiddet uyguladığı, davacıyı hastaneye bırakacakken davacının kardeşini arayarak sinkaflı küfürler edip "al kardeşini buradan" diyerek yol kenarında bırakarak psikolojik şiddet uyguladığı, davalının kendi annesinin bakımında ve ailesine karşı yükümlülükleri konusunda ihmalkar davrandığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davasının kabulü ile, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, velâyetleri anneye bırakılan ortak çocuklar yararına aylık 900,00’er tedbir-iştirak nafakasına, kadın yararına 55.000,00 TL maddî, 55.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin 28.09.2022 tarih ve 2020/696 Esas, 2022/296 Karar sayılı ek kararı ile; davalı erkek vekiline istinaf harç ve masraflarını yatırması için çıkartılan muhtıranın usulüne uygun şekilde tebliğine rağmen davalı tarafça süresinden sonra harç ve masraf yatırıldığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( 6100 sayılı Kanun) 344 üncü maddesi gereğince davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen 28.09.2022 tarihli ek kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; muhtıraya ilişkin tebligatta daimi çalışan olarak ismi geçen kişiyi tanımadığını, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin 28.09.2022 tarihli istinaf harç ve masraflarının kesin süreden sonra yatırıldığından bahisle istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair verilen ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince usulüne uygun olarak düzenlenen muhtıranın, erkek vekiline, iş takibinde olması nedeniyle daimi çalışanı Lütfi Y. imzasına 01.09.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı erkek vekilinin verilen 1 haftalık kesin sürenin dolmasından sonra 20.09.2022 tarihinde istinaf harç ve masraflarını dosyaya yatırdığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 344 üncü maddesi uyarınca istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair verilen 28.09.2022 tarihli ek kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı erkek vekilinin ek karara yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; muhtıraya ilişkin tebligatta daimi çalışan olarak ismi geçen kişiyi tanımadığını, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin 28.09.2022 tarihli istinaf harç ve masraflarının kesin süreden sonra yatırıldığından bahisle istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair İlk Derece Mahkemesince verilen ek kararın ve ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; İlk Derece Mahkemesince istinaf harç ve masraflarının ödenmesi için davalı erkek vekiline gönderilen tebligatın davalı erkek vekiline usulünce tebliğ edilip edilmediği, tebligat usulüne uygun tebliğ edilmiş ise kesin sürede istinaf harç ve masraflarının dosyaya yatırılıp yatırılmadığı, İlk Derece Mahkemesince "Davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına" dair verilen 28.09.2022 tarihli ek kararın usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 344 üncü ve 361 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 17 nci ve 20 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.