Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2027 E. 2023/4829 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, varsa kusurun kimde olduğu ve boşanmaya karar verilip verilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına, davalı erkeğin eşine karşı baskıcı davranışları ve ekonomik kısıtlamalarının boşanmaya sebebiyet verdiğine kanaat getirerek, davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanma kararını onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/762 E., 2022/1757 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/414 E., 2020/167 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın vekili tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekilince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında evliliğin ilk günlerinden itibaren derin dünya görüşü, fikir ayrılığı bulunduğu, müvekkilinin evliliği boyunca hep alttan almak ve sorun çıkmaması adına davalının görüşlerini kabul etmek zorunda kaldığını, davalının müvekkilinin harcamalarına karıştığını ve para biriktirme telaşında olduğunu, iyi bir şirkette genel müdür olarak çalışan müvekkilinin kendisine ihtiyaç olan bir iş kıyafeti alırken bile maaşını davalıya yatırdığından davalıdan para istemek zorunda kaldığını, müvekkilinin ekonomik açıdan zor durumda kaldığını, ekonomik şiddete maruz kaldığını, tarafların 2013 yılında Ataşehir'de bulunan davalı adına kayıtlı evi iki tarafın birikimleriyle alındığını, davalının çocuk olduktan sonra müvekkiline son derece tahammülsüz davrandığını, müvekkilini yalnız bıraktığını, bu nedenlerle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 Sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesine, müşterek çocuk için aylık 3.000,00 TL nafakaya hükmedilmesine, nafakanın her yıl %30 oranında arttırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların çocuklarıyla beraber mutlu bir evliliğe sahip olduklarını, her iki eşin de kazançlarının yüksek olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen iddiaların gerçek dışı olduğunu eşiyle bir probleminin olmadığını evliliğini bitirmek istemediğini her ailede yaşanabilecek olayların davacı tarafından çarpıtılarak anlatıldığını müvekkilinin eşini sevdiğini beyan ederek açılan davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı erkeğin eşine karşı baskıcı davranışları olduğu, eşinin görüşlerini önemsemediği, eşinin harcama yapmasını istemediği, eşini zaman zaman terslediği evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin boşanmada tam kusurlu olduğu, kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin annesine verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, müşterek çocuk için takdir edilen aylık 2.500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, belirlenen nafakanın her yıl takvim yılı başında yıllık ÜFE ortalaması oranında arttırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle;kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını,tanık beyanlarının soyut olduğunu. Müvekkilinin, eşini sevdiğini, dava açıldıktan sonra tarafların biraraya geldiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek hükmün tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı erkek vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle;kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını,tanık beyanlarının soyut olduğunu müvekkilinin,eşini sevdiğini, dava açıldıktan sonra tarafların biraraya geldiğini,eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek hükmün tamamı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti,delillerin takdirinde hata edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı, 194 üncü (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.