"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1237 E., 2022/1561 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/473 E., 2021/220 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; çocuklarının babasız büyümemesi için yıllarca tek taraflı çaba gösterdiğini, erkeğin ise evlilik birliğini, çocuklarını ve eşini yok saydığını, çocukların yanında kadına ağır hakaretlerde bulunduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 3.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın her yıl üretici fiyat endeksi (ÜFE) oranında artırılmasını, kadın için aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizleri ile birlikte 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş ise de 30.12.2020 tarihli ikinci duruşmada verdiği beyanında kendisi için nafaka talep etmediğini belirtmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının şiddet konusundaki iddiasının ... olmadığını, boşanmaya gerekçe göstermek için tamamen asılsız olan bir rapor alıp sunduğunu, tarafların arasındaki tartışma ve anlaşmazlıkların kadının fazla serbest yaşam tarzından kaynaklandığını, kadının babasının fazla baskısından dolayı evlilikten sonra özgürlüğüne fazla düşkün tavırlara girdiğini, akşamları barlara gidip fazla rahat olan erkek arkadaşlarıyla takıldığını, erkeğin haklı olarak bu yaşam tarzından rahatsız olduğunu, bu konudaki tartışmaların evlilik birliğini bitirmeye sebebiyet verecek düzeyde olmadığını, öyle olsaydı evliliğin on sekiz yıl süremeyeceğini, evlilik birliği içerisinde kusuru olan tarafın kadın olduğunu savunarak davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hakarette bulunduğu, kadının eşiyle alakalı nitelikli cinsel saldırı suçundan şikayeti nedeniyle İstanbul Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nde erkeğin yargılandığı, 02.03.2021 tarihli karar ile bu suçtan beraatine, hakaret suçundan verilen adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sırf bu durumun dahi evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının kabulüne yeterli olduğu, ortak çocuklardan ...'nın lise 2 nci, Azra'nın ilkokul 4 üncü sınıf öğrencisi olduğu, boşanma davası sürecinde ...'nın babasıyla, Azra'nın annesiyle kaldığı, 24.02.2021 tarihli uzman raporu nazara alındığında her iki çocuğun da babasıyla kalmayı tercih ettiği ve babalarıyla daha mutlu olduklarını beyan etmeleri ve kardeşlerin ayrılmaması hususları da göz önüne alınarak çocukların velâyetinin babaya verilmesi gerektiği, kadının çalışıyor ve düzenli geliri olduğu gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, ortak çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosyada ortak çocukların velâyetinin anneye verilmemesini gerektirecek hiçbir somut delil olmadığını, nitekim, dosyada mevcut her iki sosyal inceleme raporunda da ortak çocukların her iki ebeveynine de sevgi ve saygı hissettikleri, her iki ebeveynin de çocuklarının ebeveynlik görevini yerine getirebilecek durumda olduğu tespit edildiği, dosyada aynı nitelikli iki rapor mevcut ve ikinci rapor davalının ortak çocukları açıkça yönlendirdiği bir dönemde alınmış iken, ilk rapora itibar edilmemesi usul ve kanuna aykırı olduğunu, çocuklar fiilen anne yanında yaşadığını, müvekkilimizin çalışıyor olmasının da tedbir nafakasına hükmedilmesini engelleyici bir yönü bulunmadığı gibi erkeğin kadının gelirinden daha yüksek bir gelire sahip olduğunu, hükmedilen tazminat miktarlarının oldukça yetersiz olduğunu belirterek kararı velâyetler, tazminat miktarları ile reddedilen tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları yönünden istinaf etmiştir.
2.Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; esas kusurlu olanın kadın olduğunu, kadının müvekkili evliliği boyunca hem kendisi tarafından hem de ailesi tarafından rencide edip üstüne gerek boşanma sürecinde gerekse ceza davalarıyla gerçek dışı suç isnatlarında bulunup müvekkilin psikolojisini hırpaladığını belirterek kararı kusur belirlemesi, kadının kabul edilen boşanma davası ile tazminatlar yönünden kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadına fiziksel şiddet uygulayan ve hakaret eden erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek bir kusurun varlığı ispatlanamadığı, bu halde davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde ve kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin ... olduğu ancak tazminatların miktarlarının tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kişilik haklarına saldırı teşkil eden eylemlerin ağırlığı dikkate alındığında az olduğu, davacı kadının öğretmen olarak çalıştığı, düzenli ve yeterli gelirinin bulunduğu görülmekle; ve yine boşanma yüzünden yoksulluğa düşmeyeceğinden kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu, idrak çağındaki ortak çocuk 2005 doğumlu Erol ...'nın beyanı ve sosyal inceleme raporu birlikte değerlendirildiğinde kardeşlerin ayrılmaması ilkesi de göz önüne alınarak, velâyetin babaya verilmesinin usul, kanuna uygun olduğu gerekçesiyle kadının tazminat miktarları yönünden istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının diğer istinaf taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrarla, ortak çocukların velâyetleri, tazminat miktarları ile reddedilen tedbir nafakası yönünden kararı temyiz etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; ortak çocukların babalarının yanında ve mutlu olduklarını, asıl kusurlu olanın kadın olduğunu, hükmedilen tazminatların haksız olduğu gibi miktarlarının da oldukça yüksek olduğunu, gelirini çocukların giderlerine harcadığını, kadının zengin bir babası olduğunu ve kira giderinin olmadığını belirterek kararı kusur belirlemesi, kadının kabul edilen boşanma davası ile tazminatlar yönünden temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet düzenlemesinin çocuğun ... yararına uygun olup olmadığı, kadın lehine tazminata hükmedilme şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarları ile kadının nafaka talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 ... maddesi, 182 nci maddesi, 335 ila 351 ... maddeleri. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 ... maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı Maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın lehine takdir edilen maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 ... maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafda belirtildiği üzere kadın lehine hükmedilen maddî tazminatın miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.