Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2035 E. 2023/5367 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, erkeğin kadına şiddet uygulaması, evin geçimine katkı sağlamaması ve kadının çocuğuna cinsel tacizde bulunması gibi eylemlerinin ağır kusur olarak değerlendirilmesi, kadının ise evi terk ederken altınları alması eyleminin az kusur olarak değerlendirilmesi ve bu kapsamda hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının da hakkaniyete uygun olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1206 E., 2022/1796 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 19. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/741 E., 2021/882 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının asıl davasının reddine, erkeğin birleşen davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın ... kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunu kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının asıl davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın asıl dava ve birleşen davaya cevap, kadın vekilinin cevaba cevap dilekçesinde;

kadının önceki evliliğinden olan kızının ortak eve misafirliğe geldiğinde erkeğin kızına cinsel tacizde bulunduğunu, bu nedenle 06.06.2019 tarihinde gece saat 02:00'de evi terk etmek zorunda kaldığını, erkeğin gelirini kadın ile paylaşmadığını, kadının evliliğin son iki yılında çalışmaya başladığını, kazandığı geliri de erkeğin aldığını, evlilik süresince psikolojik vi fiziksel şiddet gördüğünü, erkeğin sürekli kadına ve yakınlarına hakaret ettiğini, erkeğin fiziksel şiddetin yanında kadının kafasını tuvalete sokup çıkarmak, soğuk suya tutmak gibi işkenceler yaptığını, erketen çekindiği için yapılanları kimseye anlatamadığını, erkeğin kadının ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, kadının telefon faturalarının kızı tarafından ödendiğini, hasta olduğunda inanmadığını ve hastaneye götürmediğini, yakınlarının eve ziyarete gelmesini istemediğini, kadını boşanmaması için tehdit ettiğini, erkeğin dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu, kadının kızının 2019 yılı Mayıs ayında ortak eve geldiğini, bir süre sonra ağlayarak gitmek istediğini söylediğini, erkeğin kadının kızını rahatsız ettiğini ve ve kızına cinsel tacize varan hareketlerde bulunduğunu gördüğünü, bunun üzerine kızı ile birlikte evden ayrıldığını, kadın evden ayrılırken erkeğin de evde bulunduğu bu nedenle altınları götürdü iddiasının asılsız olduğunu, erkeğin kadının üzerine geçirdiğini belirttiği evin parasının kadın tarafından erkeğe verildiğini, paranın kadının vefat eden eşinden kalan mirasın satılması ile elde edildiğini, erkeğin kadının çocukları ile görüşmediğini belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına,1.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000,00TL maddî ve 50.000,00TL manevî tazminata, kadının önceki evlilikten olan kızının ortak evde kalan eşyalarının tarafına teslim edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; tarafların 20 yıllık evli olduğunu, her iki tarafın da ikinci evliliği olduğunu ve ilk evlilikten çocukları bulunduğunu, çocukların büyümesiyle kadının erkekten taleplerinin arttığını, çocuklarına ev almasını istediğini, erkeğin kendi kardeşi üzerine kayıtlı olan daireyi rızasıyla kadının üzerine geçirdiğini ancak kadının habersiz şekilde bu daireyi ilk evlilikten olan çocuğuna devrettiğini, erkeğin bu durumu sırf sıkıntı çıkmasın diye görmezden geldiğini, en son Mayıs ayı içerisinde çocuklarının dolduruşuna gelerek kadının evi terk ettiğini, giderken erkeğin kefen parası olarak biriktirdiği 20 adet Cumhuriyet altınını da yanında götürdüğünü, erkeğin iyi niyetli şekilde belki döner diye beklediğini belirterek birleşen davanın kabulü, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına rızası dışında devredilen konut ve kadının giderken götürdüğü Cumhuriyet altınları yönünden 200.000,00TL manevî tazminat ile 5.000,00TL maddî tazminata talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkekten sürekli maddi talepte bulunduğu, konuttan ayrılıp giderken erkeğin kefen parası diye biriktirdiği altınları da götürdüğü, erkeğe atfı kabil kusurun ispatlanamadığı, kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00TL tedbir nafakasına, erkek yararına 5.000,00TL maddî tazminata, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, erkeğin manevî tazminat talebinin kişilik haklarına saldırı oluşmadığından reddine, kadının asıl dava kapsamında sunduğu cevaba cevap dilekçesinde ileri sürdüğü eşya talebi hakkında bu hususta usulüne uygun bir dava açılmış olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin devredilen konut ve alıkonulduğu iddia edilen cumhuriyet altınları ile ilgili talepleri hakkında bu hususta usulüne uygun bir dava açılmış olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlarının ispatlandığını, gerekçedeki kusurların ret gerekçelerinin hukuka aykırı olduğunu, kadına yüklenen kusurların ise ispatlanamadığı, erkeğin tanıklarının soyut ve gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu belirterek erkeğin birleşen davasının kabulü, asıl davanın ve fer'î taleplerin reddi, kusur belirlemesi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddine karar verilmiş ise de kadının kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında kadının tanıklarının beyanları ile sabit olduğu üzere erkeğin, kadına zaman zaman hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, evin giderlerine katkı sağlamayarak birlik görevlerini yerine getirmediği, kadının geçirdiği ameliyattan sonra kadınla ilgilenmediği ve kadının önceki evliliğinden olan kızı...A.'ya cinsel tacizde bulunduğunun sabit olduğu, bu vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, kusur durumuna göre erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu, kadının asıl davasının kabulü gerektiği, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarının isabetli olduğu, kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile kadının asıl davanın reddine, kusur belirlemesine, reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerine, erkek yararına hükmedilen maddî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulüne, kusurun açıklandığı şekilde düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00TL tedbir ve 1.000,00TL yoksulluk nafakasına, 30.000,00TL maddî ve 50.000,00TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadına yüklenen kusurların ispatlanamadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, erkeğin birleşen davasının kabulü ile aleyhe yargılama gideri ve vekâlet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma yönünden verilen kararı temyiz etmediklerini, kadının kusurlu olduğunu, erkeğin kusurunun bulunmadığını, hükmedilen nafaka ve tazminatların kaldırılması gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin birleşen davasının kabulü ile kadın aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası verilme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden İsmet'e yükletilmesine,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Yaşargül'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.