Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2038 E. 2023/5991 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davalarında, boşanmanın kabulü, kusur belirleme, maddi ve manevi tazminat miktarı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişkinin bulunup bulunmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde davacı kadının boşanma talebinin kabulüne karar verildiği belirtilmesine rağmen hüküm fıkrasında yer almaması usul ve yasaya aykırı olduğundan, 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1347 E., 2022/2559 K.

...

...

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çankırı 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/52 E., 2021/380 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının ikinci eşi olup, ilk evliliğinden olan çocuklarına da annelik yaptığını, müvekkiline maddî konularda yardımda bulunmadığını, müvekkilini evden kovduğunu, hakaret ve aşağılayıcı sözler söylediğini, hastalığı sürecinde müvekkiline komşularının yer yer yardım ettiğini, annesi felçli olduğu dönemde annesine gitmesine izin vermediğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına müvekkili için 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap-karşı dava dilekçesinde özetle;kadının, müvekkiline hakaret ettiğini, davacı- davalı kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu, aksine karşı tarafın emekli maaşını kendisi için harcadığını ve evin giderlerine katılmadığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası hükmedilmesine, boşanma kararından sonra yoksulluk nafakasına çevrilmesine, 10.000,00 TL manevî tazminata ve 10.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla kadın hastalandığı zaman taraflar arasında sorunlar çıkmaya başladığı, kadının annesinin 10 yıl boyunca hasta yatarken kısıtlı sürelerle görmeye gidebildiği, erkeğin kadını evden kovduğu ve küçük şeylerden kızdığı, kadının da emekli maaşı almasına rağmen birliğin giderlerine katılmadığı yaşanan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının ise daha az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen boşanma davalarının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacı-karşı davalı kadın için aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-... kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu,kötü davrandığını belirterek kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, tazminat ve nafaka miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu,kötü davrandığını belirterek kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, tazminat ve nafaka takdiri ile kendi tazminat ve nafaka taleplerinin reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davalı-davacı erkeğe izafe edilen kusurlarda bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak davacı-karşı davalı kadına kusur olarak kusur olarak yüklenen "emekli maaşı olmasına rağmen birlik görevlerine katılmadığı" vakıasının ispatlanamadığı anlaşılmakla, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-davacı erkeğin tam kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, erkeğin karşı davasının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği, davacı-karşı davalı kadın yararına maddî ve manevî tazminat takdir edilmesi isabetli ise de; tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki değişen kusur durumu, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminat miktarlarının az olduğu, Mahkemece asıl ve karşı davada boşanmaya ilişkin hüküm tek bentte kurulduğundan asıl dava yönünden de yeniden hüküm kurulması gerektiği belirtilerek kusur gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kararın 1, 3, 4, 10, 11 ve 12 inci bentlerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yeniden hüküm tesisi ile; davalı-karşı davacı erkek tarafından açılan karşı davanın reddine, karşı davada harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, davalı-karşı davacı tarafça karşı davada yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davacı-karşı davalı kadının maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 80.000,00 TL maddi, 70.000,00 TL manevi tazminatın davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu, kendisine kötü davrandığını, eve hiçbir katkı sunmadığını belirterek asıl davanın ve fer'i taleplerin kabulü, karşı davanın ve fer'i taleplerin reddi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının kabulü, erkeğin davasının reddi şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ile Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunup bulunmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince kadının davasının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince kurulan boşanma hükmüne ilişkin bent kaldırıldığı halde boşanma hükmü yönünden gerekçede belirtilmesine rağmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmamasının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 297 nci ,369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi, 174 üncü ve 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı -davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının İlk Derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu belirtilerek asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş, hüküm taraflarca her iki davada verilen boşanma hükmü ve fer'îler yönünden istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; kadına yüklenen kusurun dosya kapsamından ispatlanamadığı, kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları uyarınca boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, bu nedenle erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiği, ne var ki İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davada kabul edilen boşanmaya ilişkin hüküm tek bentte kurulduğundan kadının asıl davası yönünden yeniden hüküm kurulması gerektiği gerekçede belirtilmesine ve hükümde İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasından boşanmaya ilişkin (1.) bent çıkarılmasına rağmen hükümde sadece "Erkeğin karşı davasının reddine" şeklinde karar verilmekle yetinilmesi ve kadının davası yönünden gerekçede belirtilmesine rağmen yeniden boşanma hükmü kurulmaması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı -davacı erkek vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Davalı -davacı erkek vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının "kadının davasında kurulan boşanma hükmü ile ilgili Bölge Adliye Mahkemesince esastan ret kararı verilmesine rağmen hükümde İlk Derece Mahkemesince kadının davasında kurulan boşanma hükmü kaldırıldığı halde yeniden boşanma hükmü kurulmaması" yönünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan “Davalı-karşı davacı erkek tarafından açılan karşı davanın reddine, ” ibaresinden sonra gelmek üzere; “Davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince KABULÜ İLE, ... de nüfusa kayıtlı ... TC kimlik numaralı ... ve ... kızı ... doğumlu ... ile aynı yer BSN: 20 de nüfusa kayıtlı ... TC kimlik numaralı, ... ve ... oğlu ... doğumlu ...'ın BOŞANMALARINA,” ibaresinin yazılması suretiyle temyize konu Bölge Adliye Mahkemesi kararının DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...