"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1688 E., 2022/1988 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Batı 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/345 E., 2021/546 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine, kesinleşen yönlerden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin ağza alınmayacak küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, hakaret ve tehditler sonucu kadının suç duyurusunda bulunduğunu, açılan ceza davasında erkeğin adli para cezası aldığını, bu cezadan sonra hakaret etmeyeceğine söz vermesine rağmen hiçbir şeyin değişmediğini, kadının 24.06.2020 tarihinde tekrar suç duyurusunda bulunduğunu, erkeğin sık sık alkol alarak aile huzurunu bozduğunu, yatak odası mevzularını ailesine ve abisine anlattığını, kadının ailesine de hakaretler ettiğini, kadına "sen kadın değilsin, kadınlık mı yapıyorsun, ben başka kadınlara gideceğim, bu çocuk benden değil, orospu" şeklinde onur kırıcı cümleler kurduğunu, kadını hep yalnız bıraktığını, ortak çocuğun sünnetinde bile kadının yalnız olduğunu, ortak çocuğun astım hastası olması nedeni ile hastanede yattığı sürede erkeğin ailesinin yanında olmadığını, hastaneye alkollü şekilde gelerek hakaret ve tehdit ettiğini, evin ve çocuğun giderlerine katılmadığını, 24.06.2020 tarihinde koruma kararı verildiğini, bu kararın aile konutu için verildiğini, ancak aile konutunda erkeğin ilk evliliğinden olan çocuğunun oturmaya başladığını, kadını eve almadığını, bu nedenle kadının kendi ailesinin evine dönmek zorunda kaldığını iddia ederek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının kusurlu davranışları nedeni ile daha önceden tarafların iki buçuk yıl ayrı yaşadıklarını, 2019 yılı Kasım ayında tekrar bir araya geldiklerini, kadının erkeğe sürekli hakaret ve küfür ettiğini, "o. çocuğu" şeklinde hakareti ile erkeğin çevresine küçük düşmesine neden olduğunu, kadının evlilik birliğinden doğan sorumluluklarını yerine getirmediğini, erkeğe sevgi ve ilgi göstermediğini, kendi ailesine aşırı düşkün olduğunu, ailesinin sözünden çıkmadığını, maddîyata çok düşkün olduğunu, sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu, kadının eve yabancı bir araba ile gelmeye başladığını, kimin olduğunu sorduğunda ise bir arkadaşından ödünç aldığını belirttiğini, bazen 15-20 gün boyunca bu arabanın kadında kaldığını, erkeğin bu durumdan şüphe duymaya başladığını, bir akşam genç bir adamın gelerek arabanın anahtarlarını kadına teslim ettiğini gördüğünü, bundan rahatsız olduğunu kadına söylediğinde ise kadının kaçamak cevaplar verdiğini, erkeğin bu nedenle kadının kendisini aldattığını düşündüğünü, erkeğin pandemi nedeni ile işten çıkartıldığını ve hala işsiz olduğunu belirterek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına ve ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile erkek yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin aşırı alkol kullandığı, başkalarının yanında eşi hakkında “yatakta beni memnun edemiyor” dediği, eşini ortak eve almayarak birlikte yaşamaktan kaçındığı; kadının ise eşine “orospu çocuğu” diyerek hakaret ettiği, eşinin başkasına ait aracı kullanmasını kendisini aldatma olarak değerlendirilebileceği iddiasına karşı kadın "karışamazsın" diyerek duyarsız davrandığı, gerçekleşen ve sabit olun kusur durumuna göre erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, beyanlar ile uzman raporu gözetilerek velâyetinin anneye verilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl ve karşı davaların kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlarının kadının kusurlarından neden daha ağır kabul edildiğinin anlaşılamadığını, erkeğin kusurunun bulunmadığını, tarafların en azından eşit kusurlu kabul edilmesi gerektiğini, hükmedilen tazminatların haksız olduğunu, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının da kaldırılması gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları ile maddî ve manevî tazminatlar, reddedilen tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile karşı davada boşanma hükmü, karşı davada harç, yargılama gideri ve vekâlet ücretine ilişkin hükümlerin istinaf edilmeksizin kesinleştiğini, bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı-davacı erkek vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlarının kadının kusurlarından neden daha ağır kabul edildiğinin anlaşılamadığını, erkeğin kusurunun bulunmadığını, tarafların en azından eşit kusurlu kabul edilmesi gerektiğini, hükmedilen tazminatların haksız olduğunu, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının da kaldırılması gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları ile maddî ve manevî tazminatlar ile reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kusur tespitinin yerinde olup olmadığı, asıl davanın kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesi ve baba aleyhine tedbir ve iştirak nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci vd. maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.